Temmuz ayı çok sıcak geçiyor. Özellikle Akdeniz sahillerinde klimasız uyumanın neredeyse imkânı yok. Gündüzleri evde klima...
Temmuz ayı çok sıcak geçiyor. Özellikle Akdeniz sahillerinde klimasız uyumanın neredeyse imkânı yok. Gündüzleri evde klima yakamayan veya klima parası çok gelmesin diye AVM’leri mesken edinen vatandaşımız orada ferahlamanın yolunu bulmuş. Hava sıcaklıklarının artması ormanlarımızın yanmasının başlıca nedeni. Bu yangınlarda hem ciğerlerimiz yanıyor, hem de maddi kaybımız çok büyük. Temmuz ayındaki bu dayanılmaz hava sıcaklıkları sanki piyasaları da vurdu. Piyasalar da alev alev.
Zam, zam, zam her şeye zam geliyor. Benzin, mazot aldı başını gidiyor. Akaryakıt fiyatlarındaki artış durdurulamıyor. Döviz artışları her geçen gün kendi rekorunu kırıyor. Marketler etiket değiştirmekten yoruldu. Aldığınız ürünün fiyatı siz kasaya gidene kadar değişiklik gösterebilir şaşırmamaya alıştık. Faizler de sürekli artırılıyor. Faizlerin artması da dar gelirlilere yeni bir yük getiriyor. Olan halka oluyor. Temmuz ayının son haftasına gelinmesine rağmen kendilerine çok düşük zam yapılan emekliler de zamlı maaşlarına kavuşamadı. Seçim kazandıktan sonra zam zamanının gelmesi seçim ekonomisi dışında kaldı. O nedenle de maaşlar düşük kaldı.
Devir hesap devrine dönüştü. Artık marketlere gidip market arabasını doldurmak her babayiğidin harcı değil. Kilo kilo değil gramla yapılan alışverişlerden taneyle veya dilimle alınan alışverişlere dönüldü. Buzdolapları boşaldı. Ben eminim ki buzdolaplarının fişi bile çok evde çekilmiştir. Günlük ihtiyaç kadar alışveriş modeli çoktan başlamıştır. Damacana suyun bile 50-55 liraya satılması çeşme suyuna insanımızı yöneltmektedir. Maaşı olanlar, dul ve yetim aylığı alanlar koyup gidene rahmet olsun diyerek kıt kanaat geçimlerini sürdürürken beş parasız hiç geliri olmayanların durumu ise içler acısı. Kimi yakınlarının desteğiyle ayakta durmaya çalışırken, kimi de makarna yardımına talim etmekte. İşin enteresanı makarnaya talim eden halinden daha memnun.
Allah’tan sağlık, devletten aylık diyenler de çok. Evin içerisindeki aile bireylerinin tamamı maaşlı olarak çalışıyorsa onlar bir nebze olsun diğer kişilere göre zamlara dirençli. Maaşlara gelen zamma göre piyasalara daha fazla zam gelmesi alım gücünü düşürdüğü için herkesin gelirinde azalma meydana geldi. Ülke ekonomisi iyiye gitmeyince, hükümet kemer sıkma politikaları gereği maaşlara yeterli artışı yapamadı. 2024 yılı Mart ayında yapılması beklenen yerel seçimler nedeniyle umutlar başka bahara ertelendi. Seçim ekonomisi nedeniyle musluklar açılacak ve iki aylık ferahlama sağlanarak seçime gidilecektir. Ama şurası unutulmamalıdır ki yine seçimi alanlar yeni bir zam furyasıyla bunun acısını fazlasıyla çıkartacaklardır.
Çay kaşığıyla verdiklerini kepçeyle alacaklardır. İktidarda kimin olduğu önemli değildir. Kim olursa olsun bu zamları yapacaktır. Bu sarmal kısır döngü de böylece yıllarca sürüp gidecek boş vaatler hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.
Ekonominin bozulması ‘hesabını bilmeyen kasap ve ayağını yorganına göre uzatmayanlar yüzündendir. Bunun ceremesini de milletimiz çekmektedir.