TDK Sözlüğüne göre; Osmanlı Tokadı;
1. isim Sert ve etkili tokat:
“Yaradan’a sığınıp Osmanlı tokadını çarptık mı adamı lobut yemişe çeviren biz değil miydik?” - Attilâ İlhan
2. isim, mecaz Sert ve etkili uyarı.
3. isim, mecaz Ezici üstünlük.
Anlamlarına gelmektedir.
Demirel diyor ki; “Enflasyon dediğinizi halk günlük yaşar. Halkın birinci sorunu geçim sıkıntısıdır. Sabahleyin kahvaltı edecektir, öğleyin yemek yiyecektir, akşam yemek yiyecektir. Eğer sofrasından bir şeylerin eksildiğini, cebindeki paranın bir kısmının eksildiğini her gün görürse ve netice itibariyle de dayanılmaz hale gelen bir duruma düşerse gayet tabi ki halkın feryat etmesi tabidir. Türkiye’de halk nasıl feryat etmesin ki? Esasen enflasyon devletleri yıkan bir olaydır. Milletleri içinden bozan bir olaydır. Enflasyon sadece pahalılık olayı da değildir. Ahlakı bozar. Borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz ve hırsızlıktan, soygundan fuhuş’ a kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun içindir ki batılılar enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler ve tek kollu canavar derler.
Neden İngiltere’de? Neden Fransa’da? %3’ler 5’ler civarında enflasyon oluyor da bizim ülkemizde % 70’lerde 80’ler, 90’lar civarında enflasyon oluyor? Çünkü biz devletin hesabını kitabını dağıttık. Halk yerden göğe kadar haklıdır ve bu enflasyonu durdurun diye cevap beklemektedir.”
Enflasyon dayanılmaz hale gelince gençler, atalarından aldıkları ilhamla memleket meselelerine el atmaya çalışsalar da emekliler, bir durun hele biz daha ölmedik diyerek durumdan vazife çıkarmışlar ve kötü gidişata el koyarak onurlarına sahip çıkmışlardır. Bir de kendilerinden genç olanlara kendilerini ispat etmişlerdir. Başka bir ifadeyle “Yaradan’a sığınıp Osmanlı tokadını çarptık mı adamı lobut yemişe çeviririz” demişler ve anında çevirmişlerdir.
Bu Osmanlı tokadının mübarek bir ay içerisinde olması da önemini daha da artırmaktadır.
Ayrıca her fırsatta kutsal kitabı eline alarak doğru söylemeyenlerin çarpılmadığına inananların sayısı da her geçen gün çoğalmışken bu son demokrasi olayı eline kutsal kitap alarak palavra atanların nasıl çarpıldıklarını da bize göstermiştir.
Osmanlı tokadını halk başka ne zaman atıyor?
Uğur Mumcu diyor ki;
“Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış mutlaka yıkılmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi 49 yılında din derslerini kabul etti. Yıkıldı. Kurtaramadı bu ödün.
Demokrat Parti 1957’ de Said’i Nursi’nin cübbesini bayrak yaptı. Ne oldu? Yıkıldı.
Süleyman Demirel 1960’ların ortasında Nurcuların, tarikatların, Süleymancıların, sakallarını okşadı. Ne oldu? Yıkıldı.
Hac seferlerini düzenleyen ANAP ne oldu? % 20’ye indi. (Bu günlerde esamesi bile okunmuyor)
Halk’ a güvenmek gerekiyor.
Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki. Ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar.
Halk affetmiyor. Din sömürüsünü affetmiyor, halk.
Bu çok önemli bir olgu, çok önemli bir sonuç, çok önemli bir gerçektir.”
Geçmişten ders almayanların başına gelmesi de çok gecikmedi.