Atatürk diyor ki : «Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin...

Atatürk diyor ki : «Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.»

Atamız bu sözleriyle emekliye verdiği değeri mükemmel bir şekilde dile getirmiştir.

Emekliler elbette kendilerine bu kadar değer veren önderlerine minnet duymakta tereddüt etmeyeceklerdir.

Muktedir: TDK sözlüğüne göre “erkli” yani bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir.” anlamına gelmektedir.

Haziran enflasyon rakamının açıklanmasından sonra günlerdir merakla beklenen maaş zamları açıklandı. Dağ fare doğurdu.

Mazide ki muktedirler yine dikkate alınmadı. Emekli için yeterli maaş artışı sağlanamadı.

Gerçeği yansıtamayan çarşı pazara uymayan enflasyon oranları ile hesaplanan maaş zamları emeklinin beklentilerini karşılamadı. Sonuç hüsran oldu.

Emekliler kızgın, emekliler öfkeli.

Mazideki muktedirler ömürlerinin en güzel yıllarını bu ülke için harcadılar. Çalıştılar, çabaladılar. Tam rahat edeceklerini düşündükleri zamanda geçim sıkıntısı çekmek ve hayatlarının bu saatten sonra kendilerine zindan olmasını istemiyorlar.

Almanya’nın en az maaş alan emeklileri aldıkları ücret ile Türkiye’de refah içerisinde yaşama şansına sahip olduğu halde bizim emeklimiz ayın sonunu getiremiyor. Torununa harçlık veremeyecek durumda. Almanya emeklisinin aldığı maaş Türk lirasına çevrildiğinde eline yüklü bir para geçiyor. Bu durum Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın bir çoğunda “Türkiye iyi yönetildiği için bu şekilde çok para alıyoruz” algısı yaratıyor. Oysa ki iyi yönetilen ve ekonomisi bizden çok daha iyi olan Almanya devletidir. Bu sebeple paraları değerli ve alım güçleri yüksek olduğundan orada çalışanların parası Türkiye’de değerli olmaktadır. Ama gurbetçinin bundan ne derece haberi vardır, bilinmez.

Emeklisine insanca yaşanabilir bir maaş veremeyen kayıt dışı ekonominin cirit attığı ülkelerde, vergiler doğru dürüst toplanamadığından kayıp kaçakların çok olması nedeniyle vergi yükü, vergisini verenlerin sırtına yüklenerek “bir defaya mahsus olmak üzere” adı altında mükerrer vergi toplanmakta ve vergi oranlarında artış yapılarak bütçedeki kara delik kapatılmaya çalışılmaktadır. Böylece maaşlara yapılan artışlar daha emeklinin eline geçmeden çoktan erimektedir.

Daha önce bu ülkeye Kemal Derviş’in bir umut olarak yurt dışından getirilmesinden sonra şimdi de Mehmet Şimşek bir kurtarıcı umut olarak ekonominin başına getirilmiştir. Yaptıkları iş vergi artırmak ve zam yapmaktır. Bunu yapmak için yurt dışından umut aramaya gerek yoktur. Herhangi bir vatandaşımız bile bunu rahatlıkla yapabilir. Ekonominin düzelmesini vergi artışı ve zamda aramak geçici tedbirlerdir. Yani amatörlüktür. Ekonomiye amatör değil profesyonel tedbirler alınmalıdır. Türkiye ekonomisi deneme tahtası değildir.

İşini iyi yapamayanlar yüzünden mazideki muktedirlere gerekli önem verilmeyince gelecek nesillere de bu durumdan nasibini almak düşüyor. İstikbale güvenle bakılamayınca geleceğimiz de karanlık oluyor.

Sonuç: yükseltilen vergi oranları, mükerrer istenen vergiler, mal ve hizmetlere yapılan yüksek oranda zamlar emeklinin belini bükmüştür. Bu durum tekrar değerlendirilmeli emeklilere de seyyanen zam verilmelidir. Aksi halde “enflasyona ezdirmeyeceğiz” lafı boş vaatten öteye geçmez.