Bir futbol kulübü başkanının sahaya girip bir hakemin yüzüne yumruk attığına hep beraberce şahit olduk. Yıllar önce Trabzonspor Başkanı maçtan sonra, müsabakayı yönetiş şeklini beğenmediği hakemin kendisi gelene kadar stadyumdan çıkarılmaması komutu verip uçağa binerek cep telefonunu kapatmıştı ve Cumhurbaşkanımıza ulaşılana kadar bir Allah’ın kulu mahsur kalmış zavallı hakeme “Çık git evine kardeşim, dağ başı mı burası?” diyecek cesareti göstermemişti, Trabzonspor başkanı stadyumun çıkışlarını kilitlettirmiş, Tayyip Erdoğan arayana kadar hiçbir devlet görevlisinin telefonunu açmamıştı. Bir hakemin bir stadyumdan çıkıp evine gidebilmesi için cumhurun başkanının devreye girmesi gerekmişti ve futbol kulübü başkanlarının DNA’larındaki bu eşkıyalık genine çok şaşırmıştık, meğer büyük konuşmuşuz, Allah geçtiğimiz hafta daha beterini gösterdi. Başkan hakeme yumruk atınca yanındakiler yerdeki adamı tekmeledi, federasyon temsilcileri hakemin etrafında halka oluşturup arkadaşlarını korumaya çalıştılar.


Maçtan sonra Başkan klasik yöntemle kalp krizi geçirmiş gibi yapıp hastaneye kaldırıldı, amaç ortalık durulana kadar hapse girmeden işten sıyrılabilme ihtimalini zorlamak mıydı bilinmez. Başkan bildiğiniz iş hayatındaki aşırı sorumluluktan canı çıkmış veya sıkılmış, stresini futbolda atmaya çalışan tipik zengin iş insanı değil; iki dönem AK Parti milletvekilliği yapmış, siyasetçi ve daha yakınlarda Fair Play ödülü almış bir yönetici… Üstelik Cumhurbaşkanımızın 2006 yılında hastane önünde fenalaştığı, şoförü ve korumasının panikleyip Mercedes arabasının kilit sistemini aktif ederek bilinçsiz haldeki Cumhurbaşkanını arabanın içinde mahsur bırakma beceriksizliğini gösterdikleri anlarda balyoz ile arabanın camını kırmış kişinin ta kendisi. Bu adam bile bunu yaparsa ne olur?
Şunlar olur; bir kere bu rezilliğe çok haklı olarak fena halde içerleyen hakemler maçlara çıkmayacaklarını ilan ederler, Avrupa’ya daha fazla rezil olmamak için Federasyon Başkanı maçları süresiz durdurduğunu açıklar ama süresizliğin en fazla bir veya iki hafta olacağını kendisi de bilmektedir, pek çok taraftar başkanın aslında iyi yaptığı düşüncesini içinden geçirirken birden hukuk çalışır ve kamu personeline kamu alanında yumruk atmaktan hem kulüp başkanı hem de hakemi tekmeleyenler hapse giriverirler.

Yumruğu atan Faruk Koca’nın ertesi gün AK Partiden ihracı istenir, kulüp başkanlığından istifa eder, ömür boyu spordan men cezası alır, yumruk attığı adamdan ve ailesinden sosyal medyada özür diler… O halde bütün bunlara ne gerek vardı? Bu rezil darp olayı neden yaşandı?
Öfke ve şiddet insan doğasının en karanlık iki tarafıdır zira insanı nerelere sürükleyeceği belli değildir. Bir ceza avukatının çocuğuyum, katillerin hiç te birer canavar olmadıklarını, bazen sadece şanssız olmanın da bir insana ömrü boyu taşıyacağı bu korkunç yükü yapıştırabileceğine defalarca şahit oldum. O eski yılların kartondan yapılma dava dosyalıklarında odun keserken para istemeye gelen bağımlı oğlunu korkutmaya çalışırken balta ile öldüren ve canını aldığı çocuğunun adını sayıklayarak hapiste ölen yaşlı bir adam da vardı, daha hayatın ne olduğunu anlamamışken 16 yaşında eline silah veren amcasının talimatıyla ablasını öldüren bir çocuk ta… Bu insanlar öfkelenmemişlerdi bile, başlarına gelen şeyin ne olduğunu dahi anlamamışlardı. O halde yaşadığı her şeyi anlayabilecek, düşünüp tartabilecek haldeki bir insan, yıllarca milletin vekilliği yapmış bir kişi, bir kulübün başkanı neden milyonların önünde sahaya inip bir hakeme yumruk atar? İmam bunu yaparsa cemaat ne yapar? Buna en ağır ceza verilmezse bir gün bir hakemin yanlış penaltı verdi diye silahla vurulması sonucunu doğuracak olaylar zincirini tetiklemeyeceğimizi nereden biliyoruz?
Kimse bu olayı hafife almamalıdır, yaşanan şey tam bir rezalettir. Buradaki öfke ve şiddet patlamasına hoşgörüyle yaklaşmak veya bir tarafından anlamaya çalışmak çok yanlış sonuçlara neden olabilir. Öfkeyi kontrol edememenin bir insanlık kusuru olduğu ve her insanın başına gelebileceği doğrudur ama sonuçlarına katlanmak ta bu kontrolsüzlüğün bir gereğidir. Sokaktan geçen bir insana yumruk atsanız hapis yatmazsınız belki ama bir devlet görevlisine kamu alanında (ki futbol sahaları kamuya ait alanlardır) yumruk atarsanız en az 6 ay hapis yatarsınız. Cumhurbaşkanının kıymetlisi de olsanız, çuvalla paranız da olsa ve bir maçı çok kötü yönetmiş te olsa hiç kimseye yumruk atamazsınız ya da Emre Belezoğlu gibi önünüze gelene ana avrat küfredemezsiniz.