Mustafa AYDEMİR
Listelerin açıklanmasıyla birlikte sevinenler olduğu gibi üzülenler de oldu. Merak edenler tanıdığım var mı? Aday adayı olanlardan listeye giren var mı? Diye Gazetelerden, internetten, radyodan veya televizyon kanallarından listeleri kontrole başladı. Tanıdık isimlere rastlayanlar da kendisi listeye girmiş gibi sevindi. Listeye yeni giren isimler hakkında bilgi edinmek isteyenler internet sitelerinin arama motorlarında arama başlattı. Bu kimdir? Bugüne kadar ne yapmış, ne faydası olmuş, altyapısı nedir? Aday hakkında bilgi edinme süreci başladı. Çok kimsenin de umurunda olmadı. Listeye giremeyenlerden kırgınlık yapanlar olduğu gibi hayırlı olsun arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz, partimizin sonuna kadar arkasındayız diyenler de oldu. Listeye girmek her şey demek değil, asıl merak seçim günü olacak… Listeye girenlerden hangileri milletvekili olacak? Hangileri olmayacak? Yine olanlar sevinecek, olamayanlar üzülecek. Listelerde garanti sıralarından seçilecekler için sorun yok, bıçak sırtı sıralarda yer alanlar büyük heyecan içerisinde olacak. Seçime bir ay süre kaldı. Seçmeni bu süreçte kim çok çalışır hata yapmadan ikna edebilirse seçimi o kazanacak. Seçimi çantada keklik görenler de hiç umursamayacak. Aday belirlemelerini her zaman olduğu gibi seçime giren partiler yaptı. Bize de bu isimlere oy atmaktan başka çare kalmadı. Bölgenizde kimi milletvekili görmek istersiniz diye anket bile sunulmadı. Fikrimizi ne alan oldu ne de soran. Bunları seçeceksiniz dayatmasıyla yine karşı karşıya kaldık. Hayırlısı olsun. Bir de bakan listeleri hazırlanacak bizi kimler yönetecek hala bilmiyoruz. Ne çıkarsa bahtımıza… Bazı milletvekili adaylarının isimleri ve seçimlerde girdiği parti görüldüğünde ne işi var bunun bu partinin listesinde demeden edemiyorsunuz. Bu sadece bir parti için değil tüm partiler için geçerli bir durum. Bunun yanında listelerde pırıl pırıl adayları da görüyorsunuz. Tanıdığımız, bildiğimiz, hayatımızın bir döneminde birlikte yakın çalışma yaptığımız dürüstlüğünden insanlığından en ufak şüphe duymadığımız kişileri seçilecek sıralarda gördüğümüzde mutluluğumuz daha da artıyor. Doğru seçim diyoruz.
DEPREMİ UNUTMAYALIM
Seçimlerin telaşesiyle deprem ikinci plana düşmemeli, haftalardır aşağı yukarı deprem bölgelerinin çoğunu gezdim ve gördüm. Genel manzara yıkıntılar ve döküntüler arasında yaşamaya çalışan insanların çok zor durumda olduğudur. Özellikle Hatay’da gördüğüm manzara gözlerimin önünden gitmiyor. Apartmanlardan yıkılmayanlar adeta depreme karşı yıkılmamak için direnmiş, çaba göstermiş, ama oturulamaz hale gelmiş hayalet şehir görünümünde… Hangi tarafa bakacağınızı şaşırıyorsunuz, sağınız, solunuz, arkanız önünüz hasarlı binalarla dolu… Deprem bölgelerine halkımız ilk günler için büyük çapta yardımlarda bulundu. Yanlarında yer aldı. Giderek bu yardımlar azalıyor. Bugüne kadar kışlık kıyafetler gönderildi. Ancak, yazlık kıyafetlere ihtiyaç başladı. Havaların ısınmasıyla birlikte su ihtiyacı katlanacak.
Benim herkesten ricam çalışanlar işlerinden izin alarak deprem bölgelerini ziyaret etsinler, araba içerisinde uyusunlar, çadırda kalsınlar, ateş yaksınlar, ısınmaya çalışsınlar. Susuzluğun ne demek olduğunu anlasınlar, tuvalet banyo ihtiyacı neymiş görsünler, sıcacık dairelerinden uzakta izlemesinler. Çatlak binalarda kalmak zorunda olanların neler hissettiğini bilmek için o binalarda misafir olarak kalsınlar ve onları anlamaya çalışsınlar. Dışarıdan bakıldığında sağlam gibi görülen binaların içerisinde kolon patlamalarından dolayı ağır hasarlı olduğunu görsünler. O binaların içerisine girmek zorunda kalanların, işleri bitene kadar dua ettiklerini kendi kulaklarıyla duysunlar. Neredeyse yıkıldı yıkılacak denilen binalardan eşyalarını kurtarmak ve bir kare fotoğraf veya diplomasını bulabilmek için hayatlarını tehlikeye atanların neler yaşadıklarını, çadırda ziyaret ettiğiniz kişilerin sizlere bir çay, kahve ikram edebilmek, iki satır sohbet için nasıl candan davrandıklarını bir görsünler. İnsanların çaresizliğini ekranlardan değil giderek ve bizzat yaşayarak görsünler. Küçücük çocuklarıyla çadırda yaşamak zorunda olanların ızdırabını anlasınlar.
Haydi herkes yeni baştan göreve, deprem bölgelerine… yardıma…