2023’ün son günü, sabah sosyal medyada yayılan bir mesaj, şaşkınlığıma yol açtı; “31 Aralık Mekke’nin Fetih günü kutlu olsun” deniyordu. Az çok tarih bilgim vardı, Mekke’nin Fethi diye bir tarihi hatırlayamadım. Aralarında yakın dostlarımın da bulunduğu bu paylaşımcılara, “Mekke’nin hangi fethini kutluyoruz, hangi tarihte, kimin fethi?” diye sormayı düşündüm, boş bir tartışmaya girmekten son anda vaz geçtim. İslamiyetin ilk yıllarında Haşimiler, Kureyşliler, İslamı seçenlerle müşrikler arasında zaman zaman el değiştiren Mekke’den mi söz ediliyor, yoksa son olarak bundan yüz yıl kadar önce İngilizle, Fransızla bir olup Osmanlı’ya baş kaldıran, kendi krallıklarını kuran Suudilerin bir zaferi mi kutlanılmak isteniyor?
1997 yılında basın müşaviri iken katıldığım Başbakan Erbakan’ın Hac ziyaretini hatırlıyorum. Rehberlerimiz, kutsal Kabe’nin hemen yanıbaşındaki yamaçta bulunan tarihi kalıntıları göstermişler, “Şu görünen surlar, Osmanlı eserlerinden tarihi Ecyad Kalesi’nin kalıntılarıdır” demişlerdi. O tarihlerden sonra Ecyad Kalesi’nin yıkıldığı, yerine Mekke’ye gelen zengin hacılar için lüks otellerin, gökdelenlerin dikildiği haberleri duyulmuştu. Sonraki yıllarda ise Arabistan’da Osmanlı’dan kalan tüm eserlerin birer birer ortadan kaldırıldığını, yok edildiğini duyuyorduk.
Mekke’nin Fethi’ni kutlama mesajı, bir anda geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yaşanan süper kupa maçı rezaletini hatırlattı. Türk takımlarının yapacağı maç öncesi Arap yetkililerin, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı tavırlarıyla ayağa kalkan Türkiye’yi, maçı erteleyerek yurda dönen futbol takımlarımızı getirdi gözlerimin önüne. Mekke’nin hangi fethini kutluyorduk acaba, hatırlayamadım.
1 Ocak 2024 pazartesi gününün sabahı ise televizyon ekranlarında ikinci bir bomba haberle karşılaştım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Başkanı olduğu İlim Yayma Vakfı öncülüğünde 300’e yakın vakıf, cemaat ve sivil tolum kuruluşu tarafından İstanbul’da düzenlenen “Filistin’e destek, İsrail’e lanet yürüyüşü” başlamış, sabahın erken saatlerinde caddelerde, meydanlarda adeta insan seli akıyordu.
Günlerdir hazırlıklar yapılıyor, 81 ilimiz bu yürüyüşe katılmaya çağrılıyordu. Televizon ekranlarına yansıyan kalabalıklar, katılımın beklenenden de fazla olduğunu gösteriyordu. Yurdun dört bir yanından gelen katılımcılar, başta Ayasofya olmak üzere camilerde sabah namazını eda etmişler, akın akın caddeleri meydanları dolduruyorlardı. Değişik noktalarda Kur’an tilavetleri yapılıyor, tekbir nidaları yükseliyor, ateşli konuşmalar birbirini izliyordu.
Bu arada “Filistin’e destek, İsrail’e lanet” sloganı genişletilmiş, geçtiğimiz günlerde derin acısını yaşadığımız 12 şehidimiz de unutulmamıştı, ana başlık, “Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek, İsrail’e lanet” şeklinde değiştirilmiş, ekranlara yansıtılmıştı.
Başta Bilal Erdoğan olmak üzere çok sayıda konuşmacı mikrofona geliyor, “Cumhurbaşkanımızın talimatları ile” diyerek sözlerine başlıyorlar, ateşli konuşmalar yapıyorlardı, Filistin’e zafer, İsrail’e lanet duaları gönderiyorlardı. Yürüyüşe Bilal Erdoğan ile birlikte Edoğan ailesinden İHA, SİHA sanayi Baykar A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, eski bakan Berat Albayrak, iktidar kanadından bakanlar, partililer katılıyorlardı.
Bu haberleri izlerken bir anda televizyon ekranlarına füze saldırıları ve savaş görüntüleri yansıdı, “Hamas mücahitleri, Gazze’den İsrail’e füze yağdırıyor, İrail de aynı şekilde füzelerle karşılık veriyor” deniyordu.
Bir yandan, geçtiğimiz 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e füze saldırıları ile başlattığı savaşın yıktığı, yerle bir ettiği Gazze yerleşimleri geliyor gözlerimin önüne, çoğu bebek, çocuk ve kadın olmak üzere 20 binden fazla sivilin can kaybına yol açan acımasız savaşın şeddetiyle kahroluyorum, diğer yandan Hamas’ın bugün yeniden füzelerle saldırıya geçtiği haberleri duyuluyor... ve İstanbul’da yüz binlerin katıldığı Filistin’e destek yürüyüşü.
Filistin’e destek yürüyüşü sırasında, “Allahım, şu Hamas mücahitlerinin akıllarını başlarına getir,” diye de dualar edilir inşallah, diye geçiriyorum içimden.
Bir de soru takılıyor aklıma; acaba savaşın ilk günlerinden beri İsrail’e Türkiye’den gönderilen yüzlerce gemi dolusu ticari ürünlerin sevkiyatına da halen devam ediliyor muydu?
Yeni yılın ilk gününde yazmayı planladığım çok notlarım vardı, ancak, zaman ve mekan bakımından yazdıklarımla yetineceğim.
Geçtiğimiz 2023 yılında yaşadığımız felaketlerin bir daha yaşanmaması dileklerimle tüm okurlarımızın ve milletimizin yeni yılını kutluyorum.
Mekke’nin Fethi ve Filistin’e Destek Mitingi
Cengiz Özer
Yorumlar