Fransa’da yaşayan yakın dostum ve akrabam ile Osmaniye’den gelen diğer bir yakınımı, Ankara’da bir kaç gün konuk ettim, birlikte tatil yaptık; çok merak ettiğimiz tarihi Beypazarı ilçesini ziyaret fırsatı bulduk, iki günümüzü de Eskişehir’de geçirdik, bu nedenle yazılarıma kısa bir süre ara vermiştim.
Konuklarımızla birlikte Avrupa’yı ve Türkiye’yi konuştuk; ülkemizde sonu gelmeyen şaşkınlık verici gelişmeleri izledik, aramızda değerlendirdik.
Öncelikle, gündemimizde eğitimcilerimiz vardı. “Dindar ve kindar nesiller yetiştirme” söylemleri ile yirmi iki yıl önce yola çıkan Ak Parti iktidarı, bir yandan eğitim sistemimiz üzerindeki yeni deneme ve düzenlemelerini sürdürüyor, bir yandan da büyük önderimiz Atatürk’ün; “Yeni nesiller, sizin eseriniz olacaktır” dediği öğretmenlerimiz, eğitimcilerimiz bıçaklı, silahlı saldırılara uğruyor, yaralanıyor, öldürülüyorlar. İstanbul’da bir okul müdürünü öldüren katilin, disiplinsiz davranışları nedeniyle okuldan uzaklaştırılan Irak asıllı bir öğrenci olduğu belirtiliyor.
Eğitimciler, “Okullarda şiddete hayır” eylemleri başlatıyorlar; dileriz etkili sonuçlar alırlar.
31 Mart yerel seçimlerinden birinci parti olarak çıkan CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel, Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul ediliyor; bir buçuk saatten fazla süren bu görüşmede, tarafların hangi konularda görüştükleri, ne tür kararlar aldıkları açıklanmıyor; medyaya, her iki tarafın da muzaffer komutan edasında görüntüleri yansıyor. Özgür Özel, daha sonra Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli ile de görüşüyor.
Bu liderler, yaptıkları açıklamalarda, görüşmelerin, yıllardır süregelen siyasal ve toplumsal kutuplaşmalara, gerilimlere son vermeye yönelik yumuşama, normalleşme adımları olduğunu vurguluyorlar.
Görüşmeler, sosyal medyada yoğun tartışmalara yol açıyor:
Siyasal yapıyı, 2018 yılında Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne, son yıllarda da tek adam rejimine dönüştürerek devam ettiren Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Bay Kemal gitti, Özgür Efendi geldi” diye küçümsediği Özgür Özel’e, bir anda “Özgür Bey” demeye başladı, görüşmenin arkasından, “Ben de Özgür Bey’i ziyaret edeceğim, görüşeceğim” dedi.
Sosyal medyada yorumcular; “Bu normalleşme adımları, Suriye’deki ‘Kardeşim Esat’ın, ‘Katil Esed’e, Mısır’daki ‘Katil Sisi’nin ‘Dostum Sisi’ye dönüştürülmesine benzemesin” diye endişelerini dile getiriyorlar.
Karşılıklı en ağır hakaretlerle kavga ettikleri MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’u, DP Genel Başkanı Süleyman Soylu’yu ağlarına takıp potasında eriten; Hüdapar’ı, Sinan Ogan’ı, Yeniden Refah Partisi’ni, önündeki engelleri ayıklamak için kullanan Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, şimdi de 31 Mart yerel seçimlerinden birinci parti olarak çıkan CHP’yi, ağlarına taktığı görüşü paylaşılıyor.
Sosyal medyada ve televizyon ekranlarında gündem hep Özgür Özel... Yüz-göz operasyonları yaptırdığı, 2028 seçimleri için Cumhurbaşkanı adaylığına soyunduğu tartışılıyor. Hele belediye başkanlarına verdiği bir talimat var ki, akıllara zarar; “Arapça tabelalara karışmayın, Arapça Kur’an dilidir, halk incinir” diyor. Hani halk arasında bir söz vardır; “Arap alfabesi ile bir kağıt parçasına küfür yazıp yere atsanız, onu Kur’an’dan bir parça sanıp, alıp öpüp başına koyacak cahiller vardır” denir, Özgür Özel’in yaptığının bundan farkı yok. Aklı sıra, dinci politikalara sarılarak liderliğini kanıtlayacağını ve iktidara yürüyeceğini mi sanıyor?.. Anlamak mümkün değil.
2002 yılında Ak Parti’yi iktidara taşıyan Erdoğan'ın türban politikasını kopya etmeye kalkışan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da kara çarşaflı kadınlara parti rozeti takmış, ancak toplum karşısında gülünç duruma düşmekten öteye gidememişti. Aynı sıralarda Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması için de TBMM’de ilk adımı atmış, iktidara gelmesinin ve bugünlere kadar sürdürmesinin yolunu açmıştı.
İktidar yanlısı medya, nefes almadan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı karşı karşıya getirmenin yollarını arıyorlar. Bir televizyon kanalında kulağıma çarpan ankette; “Toplumun en çok güvendiği liderin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu, ikinci sırada Mansur Yavaş, üçüncü sırada Özgür Özel, dördüncü sırada İmamoğlu’nun yer aldığı bilgileri veriliyordu;
Tek adam rejiminin gerilimlerinden ve ekonomik sıkıntılardan bunalmış toplumsal kesimlerin büyük umut bağladığı ve 31 Mart seçimlerinden birinci olarak çıkardığı CHP’nin bu üç önemli ismi, adım adım kendi aralarında zıtlaşmaya ve parçalanmaya sürükleniyor, Özgür Özel de bilerek ya da bilmeyerek bu operasyonlara alet oluyor.
Erdoğan’ın kullanıp bitirdiği bu politikadan, artık hiç bir siyasal aktöre ekmek çıkmaz! Kendi değişimlerinizi gerçekleştirin, topluma umut verici, akıl ve bilime dayalı yeni politikalar üretin.