İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, helikopter kazasında yaşamını yitirdi. Tüm dünya nefesini tuttu, saatlerdir bu facianın nedenleri ve ayrıntıları, araştırılıyor, tartışılıyor. Kaza, iç mihraklar veya dış güçler tarafından mı tetiklendi, helikopterdeki teknik bir arıza veya kullanıcı hatasından mı, yoksa doğal koşulların acımasızlığından mı kaynaklandı, ülkede nasıl gelişmeler yaşanacak, çevre ülkelere ve dünyaya etkileri neler olacak?..
Siyasal rejimi ve otokratik yapısı ile büyük ölçüde çağdaş dünyaya kapalı olan İran’da, Şubat 1979’da Humeyni devrimi gerçekleştirilmişti. Ülkede monarşik yönetimden rahatsız olan farklı siyasal kesimlerin topluca başlattığı huzursuzluklar sonucu, Ocak 1979’da Şah Rıza Pehlevi ülkeyi terketmiş; Fransa’da sürgünde bulunan Humeyni Şubat ayında İran’a gelmiş, İran İslam Cumhuriyeti adı ile Şii mezhebi inançlarına dayanan bir şeriat devleti kurulmuştu.
1980’ler, Ortadoğu coğafyasında çok önemli gelişmelere tanık olmuştu. İran’ın doğusundaki Afganistan Demokratik Cumhuriyeti’nde 1979’da Sovyetler Birliği’nin desteği ile Babrak Karmal darbesi yapılmış, Marksist Leninist sisteme geçilmişti. Türkiye’de, son on yılda yaşanan ve kardeşin kardeşi kırdığı sağ-sol çatışmaları, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile sonuçlandırılmıştı.
Pakistan, Filistin ve diğer islam ülkelerinin çoğunda o dönemlerde başlayan iç ve dış huzursuzluklar, savaşlar ve çatışmalar, halen değişik şekillerde devam ediyor. 1980’de İran-Irak savaşı başlamış ve 8 yıl sürmüştü. Tüm bunların ötesinde, Humeyni devriminin arkasından çevre ülkelere, özellikle ülkemize çok ağır etkileri olmuştu.
Türkiye’de 1980’lerde “Humeynici” denilen akımlar başlamış, Humeynici guruplar, cemaatler türemişti. Daha da önemlisi, bugün Türk siyasal yaşamına yön veren “Türban” denilen kadın baş örtüsü, bu dönemde İran kaynaklı olarak Türkiye’ye girmiş, kadının yazma, yağlık, oya, eşarp gibi geleneksel baş örtüleri, adeta islam inancına aykırı gösterilerek, şeriatçı, hilafetçi akımların üniforması haline getirilmiş, hayatımızı alt-üst etmişti. Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye, Güney’de Mısır’dan kaynaklanan İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler Birliği) gibi, Doğu’dan da Humeynici akımlarla kuşatılmış, şeriatçı ve hilafetçi eğilimler, çığ gibi artmaya başlamıştı.
Şeriata dayalı bir islam devletine dönüşen İran’ın lideri Humeyni, kendisini İslam düyasının da lideri olarak görmeye başlamış, yine 1980’lerde “Şeytan Ayetleri” adlı bir kitap yazan ve İngiltere’de yaşayan Hint asıllı Müslüman Salman Rüştü için “Ölüm fermanı çıkarmış” görüldüğü yerde öldürülmesini emretmişti. Ne var ki bu fetvasını izleyen yıllarda İran’ın doğu kesimlerinde meydana gelen bir deprem felaketinde 40 binin üzerinde İran vatandaşı can vermişti.
1990’larda dünyayı aşaşkına çeviren bir İran haberi de hafızalarımızda canlılığını koruyor. Evlerine konuk olan yakınlarını arabaları ile havaalanına götüren bir karı koca, dönüşte devrim muhafızları tarafından durdurulmuş, evlenme cüzdanları yanlarında olmadığı için kadın rehin tutularak kocasının evine gidip evlenme cüzdanını getirmesi istenmişti. Dönüşte arabasında meydana gelen bir arıza nedeniyle biraz da geciken adam, karısını rehin bıraktığı yere geldiğinde kimseyi bulamamış, en yakın karakola giderek durumu anlatmış, oradan bir merkeze yönlendirilmiş, merkezde ise, “O kadın, masumiyetini kanıtlayamadı ve gayrımeşru olduğu anlaşılarak infaz edildi” denilmişti.
Son olarak, daha geçtiğimiz yıllarda genç bir kadının baş örtüsünü şeriat kurallarına uygun bağlamadığı gerekçesi ile göz altına alınıp öldürülmesi, sosyal patlamaya dönüşmüş, çok sayıda insan tutuklanmış, idamlar gerçekleştirilmişti.
ABD ve dış dünyanın ambargo uyguladığı İran, ülkemizde 2013 yılında yaşanan 17-25 Aralık operasyonlarına da yine İran asıllı Reza Zarrap ve ortağı Zencani ile birlikte damgasını vurmuş, uzun süre gündemimizi meşgul etmişti.
Helikopter kazasında Cumhurbaşkanını kaybeden İran’da olağanüstü hal ilan edildi, herhangi bir iç veya dış müdahalenin söz konusu olmadığı, elli gün içerisinde seçime gidileceği açıklandı. Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Türkiye’de bir günlük milli yas ilan edildiğini açıkladı.
Helikopter kazasında en ilginç gelişme ise Türkiye ile İran arasında yaşandı. Kazaya uğrayan helikopterin yerini, Türk İHA’sı Bayraktar Akıncı’nın bulduğu bilgisi, tüm haberlerde manşetlere çıkarılırken, İranlı yetkililer, bunu yalanladı ve “Kaza yerini, kendi imkanlarımızla bulduk” dediler.
Yıllardır yaşadığımız ve tanık olduğumuz iç ve dış gelişmelerden dersler çıkarabilmemiz dileğiyle...