“Bana diyorlar ki ‘İsviçre’den yaz. Orada neler oluyor?’ Yahu ne yazayım! Zam yok, Enflasyon yok, İnanç sömürüsü yok. Ekmek 40 yıldır, aynı fiyat. Elektrik su desen, aynı. Ne yazayım? Haa, tüm kadınlar şort giyiyor!”
Sosyal medyada karılaştığım bu paylaşım, çok ilgimi çekti, Turgut Erat adında birisi yazmış.
Ben bu satırlara birkaç cümle daha ekleyip, gündemimize döneceğim:
İsviçre, Avrupa Kıtası’nın orta yerinde küçücük bir devlet, tarihi boyunca uluslar arası barış görüşmelerinin ve antlaşmaların merkezi olmuştur. Bugüne kadar ne iç güçler, ne de dış güçler(!) bu ülkede en küçük bir karmaşa, ya da huzursuzluk yaratamamıştır.
Biz de bir İsviçre olalım demiyorum, zaten olamayız da. Hiç değilse, şu Ortadoğu bataklığındaki konumumuzdan birazcık olsun uzaklaşamaz mıyız acaba? diyorum.
Son yıllarda yaşadıklarımızdan çıkardığımız derslerle geçirdiğimiz 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları, sanki bu yolda, önemli bir adım attığımızı gösteriyor.
Milletimizin iradesi, dış güçlerin de iç güçlerinde ülkemiz üzerindeki ellerini sanki zayıflatmış durumda!..
İlkbaharın pırıl pırıl yeşerttiği, cıvıl cıvıl canlandırdığı doğamız gibi, toplumumuzda da müthiş bir rahatlama, sevgi, saygı ve hoş görü ortamının havasını, teneffüs etmeye başladık.
Adana’da yıllardır süre gelen Portakal Çiçeği Festivali’ni izliyorum televizyon ekranlarında, sanki Rio Karnavalı!... on binler, belki de yüz binler sokaklara, caddelere, meydanlara akın etmiş, cıvıl cıvıl, rengarenk, coşku içerisinde bir bayram havası yaşanıyor.
Bu mevsimde, bu günlerde Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay gibi illere yolu düşenler, o güzelim portakal çiçeğinin mest eden kokusunu, derinden hissedeceklerdir sanırım.
Üstelik bu festival sırasında, bizleri son derece sevindiren ve umutlandıran bir gelişmeyi daha öğrendik.
Son yıllarda toplumsal kesimlerde ağır bir kutuplaşma ve huzursuzluk yaratan iç ve dış güçlerin(!) etkisinden uzaklaşmakta olan Merkezi Hükümetimizin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, ilk kez Portakal Çiçeği Festivali dolayısı ile Adana’da düzenlenen basın toplantısında, Adana’nın da Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne eklendiğini açıkladı ve “Bu festivallerin, Türkiye de olduğu kadar Dünyada da bilinirliğini artırmak ve markalaşmasını sağlamak hedefimizdir” dedi.
Birlik, beraberlik, hak, hukuk, adalet... barış ve kardeşlik demektir, huzur demektir. Bir kesimin saltanatından, şatafatından küçücük özverilerde bulunap, diğer kesimlere de nefes alma, yaşama şansı, sunması demektir. Bundan daha güzel ne olabilir?
Söz buraya gelmişken, Antalya’nın Kepez ilçesinde meydana gelen teleferik kazasından sorumlu tutulan ve tutuklanan muhalefet partili Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün de bir an önce bu mağduriyetinin giderilmesi dileğimizi paylaşmak isterim. Kocagöz, aylar önce Kasım 2023 tarihinde Belediye’deki görevinden istifa ederek muhalefet partisinden belediye başkan adayı gösterilmiş ve 31 Mart’ta Kepez’e belediye başkanı seçilmişti... Bu süre içerisinde söz konusu teleferik, kullanıma açılmadan önce bir kez ağır bakım olmak üzere defalarca inceleme ve bakımlardan geçirilmiş!
Mesut Kocagöz, iktidar partisinden seçilmiş olsaydı, acaba bu mağduriyete sürüklenir miydi? diye sormadan geçemiyor insan.
Güzel havalardan kimseye zarar gelmez, haydi hep birlikte ilkbahar coşkusunu daha da yayalım.
Bu anlamlı günlerde Atamızın çocuklarımıza armağanı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlar, sevinç ve coşkularımızın artarak devamını dilerim.