Ak Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Kasım Perşembe günü Partisinin İl Başkanları toplantısında konuşuyor, “Önümüzdeki seçimlerde büyük şehirlerin tamamını, 81 ilin, 950 ilçenin, kısacası 1390 belediyenin tamamını kazanmaya var mıyız?” diyor, salonu dolduranlardan gelen alkışı cılız bulunca uyarıyor, salon ayağa kalkarak daha coşkulu bir alkışlamaya geçiyor, konuşmasının sonunda da il başkanlarına talimatını veriyor:

“İllerinize selamlarımı sevgilerimi götürün. Cumhur İttifakı olarak bu seçimlerde tüm belediyeleri kazanabilmemiz için çok daha fazla çalışacağız, durmak yok, yola devam...” 

Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı MHP lideri Bahçeli, zaman zaman küçük fikir ayrılıkları sergilese de her konuşmasında, “Pazara kadar değil, mezara kadar Erdoğan’ın yanındayız” ifadesini tekrarlıyor. Diğer ortakları BBP’den, Hüdapar’dan, Yeniden Refah Partisi’nden, DSP’den, Doğu Perinçek’ten, şu ana kadar Erdoğan’a karşı herhangi bir itiraz yükselmedi.

Üstelik, yirmi yıldan beri güçlü şekilde iktidarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, topluma vereceği fazla bir vaadi kalmadığından, Mayıs seçimlerinde olduğu gibi önümüzdeki yerel seçimlerde de muhalefetteki dağınıklık ve anlaşmazlıklardan yararlanmayı çok iyi biliyor, her fırsatta muhalefete yüklenmeyi asla ihmal etmiyor.

Tam da bu aşamada aynı gün, CHP’nin değişimci ve çiçeği burnunda yeni genel başkanı Özgür Özel, İYİ Parti lideri Meral Akşener ile görüşüyor. İlk kez bir parti genel başkanını karşılamaya çıkmayan Akşener, görüşme sonrası kameralar karşısında açıklama yaparlarken de son derece mutsuz ve sıkıntılı görünüyor, tıpkı 2 Mart’ta masayı terkedip 6 Mart’ta yeniden döndüğünde yüzünde okunan ifadenin aynısı yüzünde!..

Son günlerde partisi içerisindeki kaynaşmalar ve istifalarla sıkıntılı günler geçiren İYİ Parti lideri Meral Akşener, Özgür Özel’in yerel seçimlerde iş birliği yapma önerisini önümüzdeki pazartesi günü yapacağı partisinin genel idare kurulu toplantısında gündeme getireceğini ve bir karar alınacağını açıklıyor.

Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti’den istifa eden Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, hemen gidip Ak Parti’ye katılmış, rozetini de Cumhurbaşkanı Erdoğan takmıştı. Ardından milyonlarca dolarlık pazarlıklardan söz edilmişti. Arkasından Ankara Milletvekili Adnan Beker’in istifası geldi, onun da Ak Parti’ye katılacağı söyleniyor.

Böylece Mayıs seçimlerinde muhalefetin uğradığı seçim yenilgisinin nedenleri de biraz daha netleşiyor. İYİ Parti kadrolarının önemli bir kısmının Ak Parti tabanından geldiği, kişisel makam, mevki, ikbal peşinde koşan  bu siyasetçilerin, yıldızı parlayan İYİ Parti’yi geçiş köprüsü olarak kullandıkları apaçık anlaşılıyor.

Şimdi İYİ Parti, olmak ya da olmamak aşamasında...

Cumhur İttifakının yönetiminden memnun olmayan toplumsal kesimlerin, muhalefette bir siyasal güç olarak görüp sahip çıktıkları İYİ Parti’nin, önümüzdeki yerel seçimlere tek başına kendi adayları ile katılması halinde bir varlık göstermesi imkansız gibi görülüyor. Böyle bir deneme, çok açık şekilde sadece Cumhur İttifakı’nın değirmenine su taşıyacak, gücüne güç katacaktır.

Siyaseti, vatana, millete, devlete hizmet yapabilmek amacıyla değil de kişisel ve siyasal ihtiraslarını ölçebileceği bir kumar masası olarak görenlerin, elde edebileceği bir başarı hikayesi olamaz.

İYİ Parti, iktidarın gücünden yararlanmak umuduyla Cumhur İttifakı’na yakınlaşsa da, MHP gibi koltuk değneği olma şansını bile bulamaz, olsa olsa Numan Kurtulmuş’un HAS Partisi veya Süleyman Soylu’nun Demokrat Partisi gibi siyaset sahnesinden silinir gider.

Bakalım,  İYİ Parti ve lideri Meral Akşener, nasıl bir karara varacaklar?