Bu yazıyı 15 Temmuz günü yazmaya çabalıyorum, çelişkiler yumağı içerisinde bocalıyorum. Çalışanlara ve emeklilere yapılan hak, hukuk...
Bu yazıyı 15 Temmuz günü yazmaya çabalıyorum, çelişkiler yumağı içerisinde bocalıyorum.
Çalışanlara ve emeklilere yapılan hak, hukuk ve adaletten uzak zamlar, torba yasa ile meclisten geçti, uzun süre tartışılacağa benziyor. Litvanya’dan dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsveç’in NATO üyeliğine ambargoyu kaldırması, buna karşılık Türkiye’nin AB üyeliğine destek istemesi, gündemdeki yerini koruyor.15 Temmuz, “Fetö darbe girişimi”nin yıldönümü, medyada bir zafer bayramı havasında anılıyor, kutlanıyor.
Bu arada medya organları, Adıyaman’da vefat eden Menzil Tarikatı lideri Abdulbaki Erol’un görkemli cenaze töreni haberleri ile çalkalanıyor. Adıyaman’a ek uçak seferleri düzenlenmiş, iki yüz elli binden fazla katılım olmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetelere tam sayfa vefat ilanları vermiş.
Hürriyet’te 14 Temmuz günü yayınlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilanını buluyorum, şöyle deniyor:
“Ömrünü ilim ve irfan yolunda İslam’a hizmete adamış, ülkemizin manevi rehberlerinden SEYYİD ABDULBAKİ ELHÜSEYNİ HOCAEFENDİ’ye Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ailesine, sevenlerine ve tüm talebelerine başsağlığı diliyorum. Rabbim mekanını cennet eylesin.”Söz buraya gelince Fetullahçı terör örgütünün devlet içerisinde nasıl yapılandığını ve 15 Temmuz gibi bir darbe girişimine nasıl kalkıştığını kısaca anımsamadan geçemiyorum.
Halen sayısız tarikatlar ve cemaatlerin cirit attığı bir ülke Türkiye… Bunların başta gelenlerinden Fetullah Gülen Cemaati, okulları, gazeteleri, televizyonları, bankaları ile devlet bürokrasisine yayılmış kadroları ile, güvenlik güçlerimizin her bir noktasına yerleştirilmiş unsurları ile siyasetçilerin baş tacı idi. Fetullahçılardan icazet almadan devlet içerisinde bir yerlere gelmek, siyasette veya ticarette bir şeyler kazanmak, olanaksızdı.Hele de 2008’lerde başlatılan Ergenokon, Balyoz, Ayışığı, Yakamoz Askeri Casusluk gibi kumpas davaları… Ak Parti iktidarı, “Vesayet rejimini bitiriyoruz. Darbe hazırlığı yapan askeri, ordumuzu çürük elmalardan temizliyoruz” diyor, dönemin Genel Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’a kadar komuta kademesindeki bir çok asker, cezaevlerine dolduruluyordu…
Aynı sıralarda da “Kürt açılımı, Alevi açılımı, Ermeni açılımı, Roman açılımı” yapılıyor, “Analar ağlamasın, Barış Süreci başlatıyoruz” denilerek, PKK terör örgütü ile Oslo’da görüşmelere başlanıyordu.
Yani ülkemizin baş belası PKK ve diğer terör örgütlerine karşı en büyük güvencemiz olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir yandan kolu kanadı kırılırken, öte yandan tarikatlar, cemaatler, PKK gibi terör örgütleri, adeta devletin koruması altına alınıyor, palazlanıyorlardı.2013 yılında 17-25 Aralık operasyonları patlayıp devlet yönetimindeki acziyetler ortaya dökülmeye başlayınca, Fetullahçı terör örgütünün gerçek yüzü ortaya çıktı. Ancak buna rağmen tarikat ve cemaatlerin oy potansiyelinden pay kapma yarışını sürdüren siyasal yapılar sayesinde adım adım 15 Temmuz darbe girişimine kadar uzandı.2016 yılının 15 Temmuz günü akşamı, akla mantığa sığmayan görülmemiş bir darbe girişimi başlatıldı. 85 milyonluk devletimizi, Ankara ve İstanbul’da bir kaç tank, uçak, helikopter ve bir avuç nereye yürüdüğünü bilmeyen askerle ele geçireceklerini sandılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan halkı sokağa dökülmeye, darbe girişimine karşı direnmeye çağırdı. Ülkede adeta bir iç savaş yaşanıyordu, halk sokağa döküldü, camilerde sabaha kadar süren Selalar okunuyordu. Gece yarısı İstanbul Atatürk hava limanında toplantı düzenleyen Erdoğan, “Bu teşebbüs, Allah’ın bize bir lütfudur, aramızdaki çürük elmaları temizleyeceğiz” diyordu.
Neyse, uzun uzun ayrıntılara girecek değilim, olaylarda 253 şehit verildi, çok sayıda yaralı ve gazi vardı… Askeri öğrencilere kadar sayısız tutuklamalar oldu, arkasından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne büyük operasyonlar düzenlendi, askeri okullar, hastaneler kapatıldı, askeri yargıya son verildi.
Veee, tüm bunları yıllardır devletin içerisine çöreklenmiş Fetullahçı terör örgütünün tezgahladığı anlaşıldı(!) Bu örgüte karşı savaş açıldı ama, hiç bir zaman örgütün siyasal bağlantılarına, uzantılarına ulaşılamadı, verilen araştırma önergeleri, iktidarın oy çokluğu ile reddedildi.
15 Temmuz darbe girişimi, Ak Parti lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nihai hedeflerine ulaşmasının da yolunu açtı, 2017 yılında yapılan referandumda alınan yüzde 52 evet oyu ile Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Nitekim geçtiğimiz Mayıs ayında da Erdoğan üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçildi.
15 Temmuz kutlamalarında İstanbul Beylerbeyi’ndeki törenlerde sahneye dizilmiş Yeniçeri askerleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlerken, aklım geldi geldi gitti. Konuşmasında “Peygamber Ocağımız” diyerek andığı ve övgüyle sözettiği ordumuzdan çevresinde bir tek asker yoktu… Erdoğan, “15 Temmuz’u unutmayacağız ve unutturmayacağız, yedi yıl değil 70 yıl bile geçse unutmayacağız” diyordu. Gece saat 00.15 civarlarında darbe girişimi gecesinde olduğu gibi yurt genelindeki camilerde 253 şehid anısına selalar okundu. Tüm tv ekranlarında, medya organlarında geç vakitlere kadar 15 Temmuz adeta yeniden yaşatıldı.Allah, milletimize bir daha böyle felaketler yaşatmasın.