2016 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Enerji tasarrufu sağlayacağız” diyerek Türkiye’yi, tüm dünyanın uyguladığı yaz-kış saati sisteminden çıkarmıştı. Yani gün ışığından yararlanabilmek için tüm dünyanın uyguladığı Ekim ayında saatleri bir saat geriye, bahar aylarında ise yeniden bir saat ileriye alma uygulaması kaldırılmıştı.


O tarihten bu günlere kadar toplumdan yükselen yoğun itirazlara rağmen hükümetimiz bu kararından dönmedi, ancak sabahları işine gidecek olan çalışanlarla okuluna yetişecek olan milyonlarca öğrenci, kış mevsimlerinde karanlık işkencesi yaşıyorlar, üstelik yapılan araştırmalarda bu uygulama ile enerjide tasarruf değil hep zarar ettiğimiz de hesaplanıyor.


Ancak Bakan Albayrak’ın, “Enerji tasarrufundan” söz ettiği o günlerde devletimizi yöneten iktidardan değişik açıklamalar da yapılıyordu ve Arap dünyası ile birlikte kalıcı yaz saati uygulamasında kalacağımız ifade ediliyordu.Yani Müslüman Arap devletleri, dünyanın uyguladığı yaz-kış sati uygulamasına katılmamıştı, biz de Müslüman kardeşlerimizle birlikte aynı saat diliminde yaşayacaktık!


Hatta yine o yıllarda yoğun bir Araplaşma adımları atılıyordu, iktidar yanlısı kesimlerden “Müslüman kardeşlerimizin kullandığı Hicri Takvime geçme” tartışmaları açılıyor, sosyal medyada Hicri yılbaşı kutlama mesajları yayınlanıyordu, Müslümanlık ve Hicri takvim hakkında bilgiler paylaşılıyordu.


Hani Recep, Şaban, Ramazan diye ay isimlerinin sıralandığı, Ramazan ayında oruçlarımızı tuttuğumuz, ancak Hicri Takvim’de bir yıl 355 gün olarak hesaplandığından her yıl on gün geriye gittiği, mübarek aylarımızın, bayramlarımızın ilerleyen yıllarda değişik mevsimlerde yaşandığı sistem.


Oysa elin adamı, aklını kullanarak bilimi, teknolojiyi o kadar geliştirmiş ki, Miladi takvimi de 365 gün 6 saat bir saniye olarak hesaplamayı başarmış, dört yılda bir Şubat ayının 29 olarak kaydedilmesi, o artı 6 saatlerin birleştirilmesi ile oluşturulmuş, aylar, mevsimler, yıllar milim bile sapmadan ilerliyor.


2012 yılında Suudi Arabistan’da yazışmalarda miladi takvim ve İngilizce kullanılması yasaklanmıştı. 2015 yılında Suudi Kralı Abdullah Bin Abdulaziz’in vefatından sonra yönetime gelen Veliahd Prens Salman, “Ilımlı İslam’a döneceğiz” diyerek toplum yaşamında küçük de olsa adımlar atmaya başladı.


2018 yılından itibaren kadınların araba kullanmasına izin veren yasa çıkarıldı, aynı günlerde Suudi Arabistan’da miladi takvime geçme tatışmaları açıldı.


Hani zaman zaman diyorum ya “Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine”.
İslamiyetin kutsal topraklarının bulunduğu Suudi Arabistan bile uygar dünyaya entegre olmaya çabalarken, bizler, halen Arapların eski karanlık dünyasına girebilmek için çaba harcıyoruz.


Gazze savaşında bile Suudi Arabistan başta olmak üzere tüm Müslüman veya diğer inançlardan devletler tarafsız kalmayı başardı, biz ecdat yadigarına sahip çıkacağız diyerek neredeyse tek başımıza savaşın ortasına dalmaya kalkıştık.


ABD’nin kurucusu Benjamin Franklin, aynı zamanda araştırmacı, yazar ve filozoftu. Yaşadığı 1700’lü yıllarda büyükelçi olarak gönderildiği Fransa’da kış aylarında günlerin kısaldığını ve gecelerin uzadığını hesaplayarak, sabahları erken kalkan insanların yaktıkları mumlardan tasarrruf edilebilmesi için kış aylarına girereken saatlerin bir saat geriye alınmasını, yaz aylarına girerken de yeniden ileriye alınmasını önererek ilk kez saat uygulamasını başlatmış.


Bugün 22 Aralık 2023 Cuma, yılın en uzun gecesi ve en kısa gününü yaşıyoruz. Yarından itibaren dünyamız Güneş sistemindeki yörüngesinde dönüşe giçecek, günler birer ikişer dakika uzamaya, geceler de kısalmaya başlayacak.


Ne olur, Allah’ın verdiği aklını kulanan, bilimini, teknolojisini ve yaşam standartlarını geliştiren uygar dünya ile birlikte hareket edelim, artık milletimizi sürüklendiği şu karanlıktan kurtaralım.