Taner TOPÇU
Merhabalar…
Bundan böyle bu köşede sizlerle Kente Dair söyleşiler yapacağım. Kenti konuşacağız. Tarihini konuşacağız. Bu gününü ve yarınlarını konuşacağız. İmar düzenini, düzensizliğini, kente karşı işlenen kent suçlarını konuşacağız. Çalışma yaşamının kırk yılını Batıkent projesiyle başlatmış, Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm projesi ile sürdürmüş, bir Ankara sevdalısı olarak, burada Kent konuşacağım.
Evet…
(Güvenpark)
Ankaralılar Güvenparkı, Kurtuluş parkını ve Gençlik parkını iyi bilirler. Hatta bilmeyen Ankaralı da yoktur.
Ancak bu çok kıymetli kentsel lokasyonların aslında derinde yaşanan bir tartışmanın, hatta kavganın iyi bir sonucu olarak ortaya çıktığını ve bu güne de gelebildiğini biliyor musunuz?
Bilindiği gibi Ankara’nın ilk planı olarak ortaya çıkan imar planı 1924 yılında Lörcher tarafından yapılıyor.
Daha sonra yarışma ile yine 1932’de plan yaptırılıyor. Bu planı meşhur plancı Hermann Jansen yapıyor. Hatta meraklıları anımsayacaktır, planın kaç bin kişiyi barındıracağı konusunda da Mustafa Kemal Atatürk’ün müdahil olduğu konuşulacaktır. Plan 300 bin kişilik olarak tasarlanır. Hatta bugünkü Tandoğan Meydanında da havaalanı vardır.
(Kurtuluş Parkı)
Aslında bu yazının konusu oldukça farklı. İlk planı yapan Lörcher bir süre sonra Yanser’i mahkemeye verir ve Jansen’in kendi planını kopya ettiği iddiasında bulunur. Bir hırsızlık vurgusu yapar. Planında Güvenpark için önerdiği konut yaklaşımının, Kurtuluş parkında yine mübadiller için konut planladığını, Gençlik parkı alanındaki konut ve ticaret yaklaşımının aynen korunduğu iddiasında bulunur. Gerçekte de tüm bu plan kararları benzerlik göstermektedir.
(Gençlik Parkı)
Uluslararası ölçekte Jansen zor durumda kalır ve bu iddiaları boşa çıkarmak üzere hızla planında söz konusu alanları, yeşil alan ve park olarak revize eder. Bu konuda o sırada görevde olan, Ankara Belediyesinden de destek görür.
Sonuçta bu çok kıymetli üç alan, Güvenpark, Kurtuluş parkı ve Gençlik parkı, gerçek park olarak yeniden planlanır ve bu ihtilaf Ankara’ya yeni ve değerli alanlar olarak döner.
Nefes aldığımız bu parklar, böylesi bir tartışmanın konusu olmasaydı, bugün betonla doldurulmuş, ticaret ve konut alanları olacaktı.
Esen kalın…