Bugün, 26 Eylül Türk Dil Bayramı...
Atatürk, “Türk demek dil demektir. Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir.” Demiştir.
Türk dili, binlerce yıllık şanlı mazisi olan milletimiz için, kültürümüzün en önemli öğesidir.
Nesilden nesile geçerek bugünlere kadar gelmiştir. Milletimize verilmiş kutsal bir emanettir. Sonsuza kadar taşımak ve yaşatmak millet olarak boynumuzun borcudur.
Atatürk, çok önem verdiği ‘Türk Dili’ için 1926’da Bakü’de yapılan Birinci Türkoloji Kurultayı’na temsilci göndermiş ve Türk dünyası ile aramızdaki ortak dil konusunda gelişmeleri yakinen takip etmiştir.
1 Kasım 1928’de resmi olarak Yeni Türk Alfabesi kullanılmaya başlamıştır. Gerçekleştirilen Harf Devriminin ardından Türk dilinin kökeni, gelişimi ve sadeleştirilmesi ve dünya dilleri arasında hak ettiği yeri bulması için çalışmalar yapmak üzere 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.
Türk diline verdiği önem nedeniyle 9 Ocak 1936’da kurduğu Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin açılışını yapmıştır.
Türk dili ve tarihi hakkında eğitimler verilmiş, Türk dilini bilen öğrenciler yetiştirilmiştir.
Atatürk, yurt dışından dil bilimcilerinde yer aldığı yaklaşık binlerce konuğun katıldığı 26 Eylül 1932’de, toplanan Birinci Türk Dili Kurultayının 9 gün süren oturumlarına katılarak bildirileri dinlemiş, notlar almış ve dil bilimcilerle sohbet etmiştir.
Kurultayda, toplantının açılış günü olan 26 Eylül gününün Dil Bayramı olarak kutlanmasını teklif edilmesiyle Kurultay üyeleri oy birliği ile bu önergeyi kabul etmiştir.
Bu yıl 91. yılı kutlanan bu kurultayın amacı Türkçenin diğer diller karşısında zenginliğinin ortaya çıkarılmasıdır.
26 Eylül günü, 2001 yılında yapılan Avrupa Diller Yılı toplantısında da Türk Dil Kurumunun önerisiyle Avrupa Diller Günü olarak kabul edilmiştir.
Asırlar boyunca çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu topraklarda, Türk Dili, milli kültürümüzün ve milli kimliğimizin oluşmasına vesile olmuştur.
Türk Dili, zengin yapısı, tarihi ve özellikleriyle medeniyetimizin en büyük yapı taşlarının başında gelmektedir.
Dilimize sahip çıkmak, geçmişimize ve kültürümüze sahip çıkmak bu bilinci yediden yetmiş’e milletimizin tüm fertlerine küçük yaşlardan itibaren aşılamak ve kazandırmak, geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimize Türkçe’yi doğru kullanmayı öğretmek ve bu konuda bilinçlendirmek Türkçe kelime dağarcıklarının arttırılması, dilimizin korunması ve geliştirilmesi milli ülkümüz olmalıdır.
Atatürk, “Öyle istiyorum ki, Türk dili bilim yöntemleriyle kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar.” sözüyle devletin dil politikasının temel felsefesini de belirlemiştir: Türkçe ile ilgili bilimsel çalışmalar özendirilmeli, Türkçe her alanda kullanılmalıdır. ”
“Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. … Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Diyerek bağımsızlığın önemini vurgulamıştır.
Prof. Martin Heidegger’e göre “Dil varlığın evidir.
Dil, giderek yoğunlaşan yabancı diller boyunduruğunda kalırsa zamanla kültürel bir işgal yaşanır. Dil ve kültür işgali askerî işgalden daha tehlikeli boyuta gelir.
Atatürk, 1933 ‘de Hitler’in baskısından kaçarak Türkiye’de okullarımızda ders vermek üzere yerleşen Alman bilim adamı Ernst E. Hirsch’in okul ile yaptığı sözleşmesine “Profesör, üçüncü yılından sonra derslerini Türkçe olarak vermek için elinden geleni yapmakla yükümlüdür.” Maddesi konularak milli benliğimize ve kültürümüze ne kadar önem verdiğini göstermiştir.
Bu sonuca göre Atatürk sonrası yöneticilerin Atatürk’ü hiç anlamadığı ortadadır.
Hiç vakit kaybetmeden Türk yurdunda Türkçeden başka dil kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Eğer bir ülkede başka dil kullanılıyorsa o ülkede milliyetçi yok demektir. Milliyetçinin vatanseverin olduğu yerde yabancı dil kullanmaya kimsenin yüreği yetmez, bacakları titrer.
Türk Dil Bayramınız kutlu olsun...
Dil, Varlığın Evidir
Mustafa Aydemir
Yorumlar