Taner TOPÇU

CEBECİ MEZARLIĞININ GİZEMİ…

Ankaralıların iyi bildiği hatta kadim Ankaralıların defnedildikleri Cebeci Asri mezarlığının sırrını konuşmak istiyorum ve beni çok heyecanlandıran bir sırrı var. O yukarıdan kuş bakışı baktığınızda, Asri mezarlık, bir fil ayağı şeklinde görülür. Hatta filin tırnakları olan bölümde, geniş bir arazi olacak şekilde üretilmiştir. 1935 yılında bir yarışma oluyor ve Alman mimar Nazi Almanya’sından kaçarak, dünyayı birkaç kez turlamış, sonra da Türkiye’ye gelmiş. Mimar Martin, Almanca söylenişi ile Alsas Martin, bu yarışmayı kazanıyor ve bu Mezarlığı planlıyor.

Fil ayağı şeklinde seçişi ve mezarlığı niye böyle planladığına ilişkin yanıtı da, fillerin ölülerini anımsayan, insan dışındaki tek canlı olmaları olarak ifade ediyor. Sizin için de çok ilginç değil mi? Bir insan dışında, ölülerini anımsayan tek canlı ve o formda mezarlığı inşa ediyor. Hatta mezarlığın ayağını bastığı bölümle ilgili, imar planında düzenlemeler yapılarak, arazide biraz genişletiliyor. Bir başka özelliği de, başlangıçta yanılmıyorsam 96 yılına kadar, içinden bir nehir akıyor, sonra da Ankara’daki bütün akarsuların başına gelen, onun da başına geliyor. Bir kanalizasyon sistemine dönüşüyor ve üzeri betonla kapanıyor.

Martin Elsaesser 1884 doğumlu, 1957’de benim doğduğum yılda vefat etmiş. Ankara’daki bir başka önemli yapısı da, meraklıları biliyorlardır. 1937-38 döneminde de Ulustaki Sümerbank Genel Müdürlük binasını projelendiriyor.