Dün İstanbul’un ele geçirilmesinin yıl dönümüydü. Sultan Mehmed, İstanbul’u karadan askerî bir kuşatma altına aldırmış, içerden...
Dün İstanbul’un ele geçirilmesinin yıl dönümüydü. Sultan Mehmed, İstanbul’u karadan askerî bir kuşatma altına aldırmış, içerden veya dışardan kuş uçurtulmaması emrini vermişti. 1453 senesi Şubat ayında Sultan Mehmed döktürdüğü topun İstanbul önlerine getirilmesini sağladı. Ancak top altmış manda ile çekilebiliyordu. Sultan Mehmed eyalet ve sancaklara haber göndererek İstanbul’a askeri bir harekât düzenleyeceğini bildirdi. Orduya katılmalarını emretti. Bu çağrıya uyularak orduya katılmalar başladı. Sultan Mehmet savaş hazırlıklarını tamamladı ve Edirne’den hareket etti. Çanakkale boğazından geçerek kendisine katılan Anadolu kuvvetleri ile birlikte 1453 senesi 5 Nisan günü İstanbul surları önüne geldi. 6 Nisan günü şehrin surlarını karadan kuşattı. Bir ilk olarak oldukça gelişmiş Osmanlı donanması da kuşatmaya katılmıştı. Sultan Mehmed’in kuşatmasıyla birlikte İstanbul surları Rumlar tarafından tamir edilip sağlam bir hale getirilmişti. Kara surları çift duvarlı olarak inşa edildiği için birinci sur zarar görse bile ikinci sur tekrar iş görebiliyordu. Surların dövülmesi için büyük toplar yerleştirildi. Nisanın altısında başlayan kuşatma düzeni altı gün sürerek ayın on birinde tamamlandı. Topkapı yakınına yerleştirilen topun gürültüsü, şehir halkının maneviyatını bozdu. Diğer toplarda bomba atmaya devam ediyordu. Toplar surlarda gedik açsa da şehir halkı hemen orayı onarıyordu. İmparator her gün surları dolaşıyor savunma askerlerini cesaretlendiriyordu. Nisanın on sekizine kadar yapılan topçu atışı sonucunda surlarda gedik açılsa da buradan sızma çalışmaları neticeye varmadı. Haliç’in önündeki zincir de kırılamadığından Haliç’e girme girişimi de başarısız oldu. İki gün sonra 20 Nisandaki deniz muharebesi de başarısızlıkla sonuçlandı.
Donanmanın Haliç’e indirilmesi kesinlikle gerekliydi. Gemilerin üzerinden kaydırılması için ağaçlardan kızaklar yapıldı. Zeytinyağı, sadeyağı ve domuz yağıyla ağaçlar yağlandı. Gemiler bir gece içerisinde 21-22 Nisan arası Haliç’e indirildi. Düşman şaşkınlık içerisindeydi. Köprüler kuruldu. Köprünün üzerindeki toplar ile Haliç’te bulunan donanmamızın toplarıyla surlar dövülmeye başladı. Tepelere yerleştirilen toplarla surlar bombalandı ve en büyük gemileri batırıldı. Türk gemilerinden iki gemi de bu arada battı. Yine tepelere yerleştirilen toplarla surlar aralıksız dövüldü. Yapılan akınlar bir netice vermiyordu. Mayıs ayının son haftasına girerken Padişahımız bir elçi ile imparatora teklif götürttü.
Amacı kan dökülmeden işleri halletmekti. Tekliflerini sundu. İmparator da karşı tekliflerle gelince Buradan gitmem şehri zapt ederim. Ya da ölürüm. Beni savaşmak zorunda bırakırsanız sizi öldürmek zorunda kalır halkın malını da yağmalatırım mesajını iletti. 26 Mayıs’ta bir Macar heyeti Osmanlı karargâhına geldi. İstanbul ablukasının kaldırılmasını istedi. Aksi halde Macarların, Rumları desteklemek zorunda kalacağını bildirdi. Batı devletlerine ait filoların imparatorun yardımına geleceği ve Rumlara yardım edeceği dedikodusu yayıldı. Bu durumdan Padişahımız haberdar edildi. Macarların, Rumlara yardım edeceği ve Batıdan bir filonun yardıma geleceği iddiaları üzerine Sultan Mehmed ve ekibi 27 Mayıs akşamı durumu gözden geçirdi. Yeniden büyük bir hücuma karar verildi.
Sultan Mehmed, deniz ve kara komutanlarını toplayarak cesaretlendirici bir konuşma yaptı. Yaptıklarından dolayı teşekkür etti. İstanbul’un fethinin kaçınılmaz olduğunu surların yeteri kadar yıpratıldığını düşman askerinin yorgun düştüğünü yeteri kadar dinlenemediğini bunun da zafer kazanmak için yeterli olduğunu İstanbul’u fethetmekten başka gayeleri olmadığını sulh ve anlaşma olmayacağını belirterek kendilerini cesaretlendirdi.
27 Mayısta başlayan ve üç gün süren bombardımanla surların bir kısmı yıkıldı. Rumların yıkılan yerleri tamir edecek fırsat bulamaması için bombalamalara gece de devam edildi. Açılan gedikten Türkler içeriye girdilerse de amaç hâsıl olmadı.
29 Mayıs Salı sabaha karşı hücum başladı. Başarılı olunamadı. Yeniçeriler devreye girdi. Yeniçeriler hendeği aşarak sura dayandı. Yeniçeriler arasında iri yarı Ulubadlı Hasan Surlara çıktı. Bunu gören yeniçeriler de surlara çıktı. Ulubatlı Hasan’da dâhil olmak çoğu şehit oldu. Fakat hücumun ısrarla devam etmesi üzerine sura çıkanların sayısı çoğaldı. Tahrip edilen surlardan yeniçeriler içeri girdi. İşgale başladı. Büyük moral kaybına uğrayan Rumlar ne yapacağını şaşırdı. Savaşı kaybetmişlerdi. Panik içerisinde kaçışıyor, panikle birbirlerini eziyorlardı. İstanbul, 29 Mayısa kadar elli dört gün süren hücumlardan sonra 29 Mayıs 1453 salı günü ele geçirildi. Elli bin kadar esir alındı.
Yirmi iki yaşında İstanbul’u aldığı için fatih unvanını aldı.
Ayasofya önünde kaçarak ağlaşan halka ve patriğe hayatları konusunda endişe etmemeleri teminatını verdi. Halka eziyet eden emre itaat etmeyen asker olursa onların da ölümle cezalandırılacağını bildirdi.