Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’da ilk elçilik açan ülkelerin başında o dönemdeki adıyla Sovyetler Birliği geliyordu.
Kurtuluş savası sırasında silah yardımında bulunarak Cumhuriyetin kurulmasına büyük destek veren Rusya’nın, genç cumhuriyet döneminde Ankara’da bıraktığı pek çok iz var. Bugün bu izleri takip ettik.
Birçok ülke Ankara’nın başkent olmasından sonra, elçilik binalarını Ankara’ya taşıma konusunda ikilem yaşarken, Ruslar elçilik binalarını Hamam önü semtinde açıyorlar. Ama bina hamamın arkasında kaldığı için, “Hamam arkası” adresini taşıyor. Kendilerine tahsis edilen yer, 18. yüzyılda yapılmış Hacı Mehmet Özgün beye ait bir konak. Hala korunan bu binanın arka kısmında ise bugün Nazım Hikmet/A.C.Puşkin Kültür Merkezinin yer aldığı Sen Petersburg Meydanı bulunuyor. Bu meydanın zeminin eski bir Rus mezarlığı olduğu rivayet ediliyor.
Nazım Hikmet/A.C.Puşkin Kültür Merkezinin bulunduğu bina, eskiden Rus hastanesi olarak kullanılmış. Şu anda da müze ve Kültür Merkezi olarak işlevini sürdürüyor. Arka kısmında yeşillikler ve güller içerisinde bir bahçesi var. Bahçede yer alan bir masa ve bank Sakarya savaşında yaralanan
askerleri ameliyat etmek için de kullanılmış. Bu bina, ülkemizde bir suikast sonucu öldürülen Rus Federasyonu Büyükelçisi Andrey Karlov zamanında restore edilmiş. Atatürk’ün bir dönem oturup fotoğraf çektirdiği sandalye bile aynı yerde orijinal haliyle duruyor.
Bir diğer Rus izi ise kale içerisindeki Türk-Rus dostluk evi. Kale kapısının hemen sağındaki sokakta yer alan ve girişte 30 lira ödenerek gezilen bu dört katlı evin duvarlarında, ünlü Rus ressamların tabloları yer alıyor. Bir müze görevini de gören antikalarla bezeli bu binanın içerisinde insan adeta kayboluyor. Binanın terası ise Ankara manzarasında dinlenmek ve Rus votkası veya çay yudumlamak, geçmişiyeniden yaşamak için süper bir mekan.
“Bu şehirde ben acaba nereye giderim?” diyen kaç Ankaralı acaba böyle binalar ve müzeler olduğundan haberdar.