Yaz sezonunun başlamasıyla birlikte tatil bölgelerinde restoran ve kafe fiyatları bir kez daha kamuoyunun ve sosyal medyanın gündemine oturdu. Özellikle Bodrum ve Çeşme gibi popüler tatil destinasyonlarında geçen yıllarda da sıkça tartışılan astronomik menü fiyatları, bu yıl da benzer bir tabloyla karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz yıl Bodrum’da bir lahmacunun 1000 TL’ye satılması sosyal medyada infiale yol açmıştı.
Bu yıl ise benzer bir tartışma Ankara’dan yükseldi. MasterChef Türkiye jürisi ve ünlü şef Mehmet Yalçınkaya’nın Başkent’te açtığı restoran, menüsündeki sıra dışı fiyatlarla bir kez daha eleştirilerin odağı haline geldi. Özellikle iki adet vişneli yaprak sarmanın 550 TL’ye satılması sosyal medya kullanıcılarının büyük tepkisini çekti.
"2 sarmaya 500 TL verilmez"
Sosyal medya platformu TikTok’ta yapılan bir paylaşımda, restoranın vişneli yaprak sarma fiyatı açıkça gösterildi. Kullanıcının videosu kısa sürede binlerce kişiye ulaştı ve yorumlar yağmur gibi geldi. Pek çok kullanıcı bu fiyatın “abartılı” olduğunu belirtirken, bazı kullanıcılar ise Mehmet Yalçınkaya gibi bir ismin restoranında lezzet ve sunumun bir “deneyim” olarak fiyatlandırıldığını savundu. Ancak yine de "2 sarmaya 500 TL verilmez" yorumu, sosyal medyada en çok dile getirilen tepkiydi.
Bu restoran daha önce de 700 TL’lik keşli mantı ve 1550 TL’lik “Serseri” adlı bir tabakla gündeme gelmişti. Tüm bu örnekler, gastronomi alanında lüks deneyim arayışının mı yoksa fiyat şovunun mu yaşandığı sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
Bodrum'da 1 Milyon TL'lik Fatura Şaşkınlık Yarattı
Fahiş fiyat tartışmaları yalnızca Ankara ile sınırlı değil. Tatil sezonunun gözde merkezi Bodrum da bu tartışmaların baş aktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Sosyal medyada paylaşılan bir adisyon görüntüsüne göre, bir müşteriye toplamda 1 milyon 38 bin TL’lik hesap çıkarıldı. En dikkat çekici detaylardan biri ise yalnızca servis ücretinin 111 bin TL olmasıydı.
Bu durum Bodrum için bir ilk değil. Nisan ayında da benzer bir olay yaşanmış, bir müşteriye 1 milyon TL’yi aşan bir fatura kesilmişti. Bu tür olaylar, sosyal medyada tepkilere neden olurken, birçok kullanıcı bu tür işletmeleri “kazıkçı” olarak nitelendiriyor.
Restoranların Savunması: “Maliyetler Yükseldi”
Eleştirilerin odağındaki restoran işletmecileri ise yüksek fiyatların arkasında artan hammadde maliyetlerini, döviz kurlarındaki dalgalanmaları, yükselen kira giderlerini ve enerji ile su faturalarını gösteriyor. Bununla birlikte, lüks segmentte hizmet veren işletmelerin “deneyim satıyoruz” anlayışı da fiyatları belirleyen faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Ancak bu savunmalar, kamuoyunun geniş kesimlerini ikna etmeye yetmiyor. Giderek artan hayat pahalılığı ve daralan alım gücü, toplumun bu tür fiyat politikalarına karşı daha da duyarlı hale gelmesine yol açıyor.
Lüks mü, Şov mu?
Restoran fiyatları tartışması yalnızca bir ekonomi meselesi değil; aynı zamanda tüketim kültürünün, sosyal medya etkisinin ve sınıfsal ayrışmanın da bir yansıması. Kimi bu fiyatları “gastronomik sanatın değeri” olarak görüyor, kimi ise halkın gözünün içine baka baka yapılan bir gösteriş olarak değerlendiriyor.
Yaz boyunca benzer haberler görmeye devam edecek gibiyiz. Zira yüksek sezon, yalnızca turistleri değil, tartışmaları da beraberinde getiriyor.