Cumhuriyet’in ilk yıllarında şehircilik yalnızca bir imar faaliyeti değil, aynı zamanda yeni bir yaşam biçiminin inşasıydı. Ankara'nın başkent ilan edilmesinden sonra planlı kentleşme adımları hız kazanırken, konut ihtiyacına çözüm arayışı da giderek önem kazandı. Bu arayışlardan biri olan Bahçelievler Yapı Kooperatifi, yalnızca bir semt değil, Cumhuriyet’in kolektif yaşam idealinin kent ölçeğine yansımasıydı.

“BURAYA MI YERLEŞECEĞİZ?” DİYE SORDUĞUM OLDU

Dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Nusret Uzgören, Bahçelievler’in yer seçimi sürecine ilişkin anılarında sürecin zorluklarını ve tereddütlerini açıkça dile getirir. Özellikle bölgeyi ilk kez görmek için yola çıktıklarında yaşadıklarını şöyle anlatır:

"Yanıma bir haritacı aldım. Elimizdeki harita kısıtlıydı ama niyetimiz büyüktü. Bugünkü Maltepe’den çıktık. Yürüdük, yürüdük, yokuşlar, bozkırlar… Saatler geçti. Öyle bir noktaya geldik ki, neredeyse Ankara’yı geride bırakmış gibiydik. İçimden geçirdim: Acaba Atatürk bize bir mesaj mı verdi? 'Ev yapacaksanız, konuklarınızı burada ağırlayın' derken, acaba biraz da cezalandırıyor muydu bizi? Bir sürgün gibi miydi bu öneri? Elbette böyle düşünmemek lazım ama o gün insanın aklına gelmiyor değil."

Bu ifade, Bahçelievler’in ilk zamanlardaki yalnızlığını, boşluğunu ve kurucu kuşağın zihnindeki soru işaretlerini çok açık ortaya koyuyor.

YERLEŞİM BİR BOŞLUKTA BAŞLIYOR

Yer seçiminin yapıldığı alan, bugünkü Tandoğan Meydanı'nın ötesindeydi. Dönemin planlamacısı Hermann Jansen, bu bölgeye bir havaalanı planlıyordu. Yani Bahçelievler, fiilen şehir dışına inşa edilen ve bir havaalanının gerisine yerleştirilen ilk büyük yerleşim örneğiydi. Uzgören, bu durumu şöyle anımsatıyor:

"Bugünkü Tandoğan Meydanı'nın hemen üst taraflarında, Jansen’in havaalanı düşündüğü bir plan vardı. Biz, o planda havaalanından sonra gelen ilk yerleşim bölgesini seçmiş olduk. Bu, başlangıçta tuhaf görünüyordu. Havaalanının arkasında oturulmaz deniyordu. Ama biz o 'arka' dedikleri yeri, kentin merkezi haline getirdik."

Bu sözler, yalnızca fiziksel bir coğrafyanın değil, ideolojik bir merkez oluşturmanın da ifadesidir. Kurucu kadro, bozkırda boşluğa ev kurarken aslında Cumhuriyet’in geleceğine merkez inşa ediyordu.

“BU SADECE EV DEĞİLDİ, BİR YERLEŞME CESARETİYDİ”

Bahçelievler’in ilk evleri dikildiğinde etrafta ne bir bakkal vardı ne de düzgün bir yol. Toplu taşımadan söz edilemezdi. Ama kurucular, Uzgören’in deyimiyle “yerleşim cesareti” göstermişlerdi:

"Geceleri karanlıktı. Bozkır sessizdi. Ama gündüz olduğunda eller kürek tutuyordu, çocuklar toprakla oynuyordu. Bahçelievler, aslında bir inşaat değil, bir göç hikâyesidir. Kendi şehrimize göç ettik biz."