Kurtuluş Savaşı’nın sahnesinde çoğu kez kadın kahramanlar öne çıkar. Oysa İnebolu’dan Anadolu içlerine yürüyen bir başka hatıra da, kırmızı boyun atkısı bağlamış erkeklerin varlığıdır. Nazım Hikmet’in yol arkadaşı Vâlâ Nureddin’in belleğinde bu erkeklerin izi, mücadelenin farklı bir yüzünü gösterir.

Nazım’ın Yoldaşı Vâ-Nû

1921’de Anadolu’ya geçen Nazım Hikmet yalnız değildi. Yanında en yakın dostu Vâlâ Nureddin vardı. İkisi birlikte İnebolu’dan Kastamonu’ya doğru yürüdüler. Yol boyunca cephane taşıyan köylüler, çocuklarını sırtlamış kadınlar ve bir de kırmızı boyun atkısı bağlamış erkekler karşılarına çıktı. Vâlâ, daha gözlemci ve not tutucu bir ruhla bu sahneyi zihin defterine işledi.

Kırmızı Atkılılar

Köylerinden kopup gelen bu erkekler hem mermi hem umut taşıyan, hem köylü hem nefer olan adamlardı. Nazım’ın kaleminde kadın kahramanlar destana dönüşürken, Vâlâ’nın notlarında bu erkekler bir çeşit “sessiz halk askeri”nin simgesi olur. Kırmızı atkı, yalnızca bir bez parçası değil; inancın, cesaretin ve Anadolu erkeğinin vatan için göze aldığı fedakârlığın işaretidir.

İnebolu’nun Çifte Belleği

İnebolu Kurtuluş’un cephane kapısıydı. Sandıklar denizden kıyıya, kıyıdan omuzlara, oradan kağnılara aktı. Kadınlar kadar erkekler de bu zincirin halkalarıydı. Kırmızı boyun atkılı erkekler, çoğu kez köy muhtarları, genç delikanlılar ya da orta yaşlı babalardı. Adları tarihe tek tek yazılmadı ama Vâlâ’nın satırları sayesinde izleri silinmedi.

Burhan Selim Yanık’ın Hatırlatması

Bu yazının doğmasına vesile olan yine kıymetli büyüğüm Burhan Selim Yanık oldu. Kastamonu’da yaptığımız bir telefon sohbetinde bana şunu hatırlattı: “İnebolu’da kırmızı boyun atkılı erkekler vardı… Vâlâ Nureddin vardı…” dedi. Bu söz bellekteki halkaları tamamladı. O hatırlatma, Nazım’ın ve Vâlâ’nın gördüklerini yeniden düşünmeme sebep oldu.

Sessiz Temel

Cumhuriyet’in yolunda kırmızı boyun atkılı erkekler de vardı. Onlar şairin dizelerinde, hatıratlarda, bazen unutulmuş satırlarda karşımıza çıkar. Bugün İnebolu sokaklarında yürürken, bu isimsiz ama simgesel erkeklerin ayak seslerini hâlâ duymak mümkündür.

Kişisel Not: Bazen destanları kadın kahramanlar taşır, bazen de kırmızı boyun atkılı erkeklerin gölgeleri… Nazım ve Vâlâ’nın tanıklığı bize gösteriyor ki, Cumhuriyet yalnızca kürsülerde değil, İnebolu yollarında da kuruldu.