Evet, hocam Cumhuriyet’e geliyoruz artık. Daha doğrusu cumhuriyet öncesine de geliyoruz. Gazi Kemal'in Ankara'ya gelişi meseleleri var. Buradan başlayalım mı?

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sivas kongrelerinden sonra Ankara'ya gelir ve Ankara'yı seçme nedenini şu şekilde anlatır. Nihayet Ankara'da durdum ve memleket işlerini, milletin arzusu üzerine sevk ve idare etmek için başka yere gitmeyi lüzum hissetmedim. Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatlerinin en emin müdafaasının ancak Ankara'da olabileceği hadiselerle sabit olmuştur. Bunun en emin müdafaasının ancak Ankara'da olabileceği hadiselerle sabit olmuştur.

Bunun en emin kuvvetli etkenleri arasında Ankara'nın coğrafi yeri de vardır. En acı ve en felaketli günlerde millet her tarafta zehirlenirken Ankaralılar memleket ve milletin gerçek kurtuluşlarına yönelik girişimi hakkında iman ve güvenlerini bir an dahi sarsmamışlardır.

Atatürk Ankara'da Oğuz töresiyle Kızılcagün’de ve Seymen Alayı düzülerek karşılandı. Ankaralılar neyin başladığını görüyordu.

Bu Oğuz geleneğini sürdürdüler. İkincisi, üç yöne doğru mücadele yürütüldü Kurtuluş Savaşı'nda. Bir, İngiliz emperyalizmine ve onun uşağı Yunanlılara karşı, Fransızlara karşı, yani emperyalist devletlere karşı.

İkincisi, saraya karşı. Üçüncüsü ise hareketin kendi içerisinde bir mücadele vardı. O da meşrutiyet programı dâhilinde mi olacak? Yoksa Cumhuriyet programıyla mı? Atatürk başından beri Cumhuriyet programıyla hareket ediyordu.

16-20 Nisan tarihinde Sivas'ta komutanlar toplantısı yapılır. Bu 10 gün süren toplantıda Atatürk azınlıkta kalır. Meclisin Anadolu'da açılmasını kabul etmezler.

Salih Paşa kabul etmiştir İstanbul'dan Atatürk'le özel görüşme yaparak. Ve Atatürk yalnız kalmıştır ve yalnız bırakılmıştır Ankara'da ve orada yenilmiştir. Bütün bunlar olurken 10 Ekim'de yani bir ay kadar önce Ankara'da yurtdışı valileri tutuklayan valiyi, Ankara Müdafaa-yı Cemiyet üyeleri tutuklamıştır.

Ve o valiyi tutuklayarak biz valimizi atadık, telgraf tellerini kestik, evimizdeyiz paşam demişlerdir. Bu bir isyandır. Bu bir Cumhuriyet programına dahil olma atılımıdır. Ve Ankara Cumhuriyeti ilk ilan eden şehirdir. Ve de Mustafa Kemal'i de ilk davet eden şehirdir. Mustafa Kemal Samsun'a kendi gitmiştir. Amasya'ya önce altyapıyı kurup öyle gitmiştir. Onun yanı sıra Sivas'a keza öyle gitmiştir. Suikastçılar vs. temizlenmiştir. Erzurum'a kendi gitmiştir, davet almamıştır. Türklerin Atasını tek davet eden şehir Ankara'dır.

Bu Ankara'nın siyasi iklimini ortaya koymaktadır. Onun yanı sıra bir diğer şey, yaptığı eylemle Ankara'da meşruti idareye karşı isyan eden ilk şehir olmuştur. Anadolu'da işgal bölgeleri dışında sivil örgütlü milis güçleri kuran ilk şehir olmuştur.

Ve bunlar iç isyanlarda ordunun yanı sıra askeri birlikler yanında savaşa katılmışlardır. Heyeti Temsiliye’nin düzenli ordu kuruncaya kadarki dönemindeki tüm masraflarını Ankara Müdafaa Hukuk Cemiyeti yani halkı karşılamıştır. Ve bunun yanı sıra Sakarya Savaşı'nda en çok şehit veren ikinci şehir Ankara'dır.

Yunan katliamından kurtularak göç eden aileleri evlerini açmışlardır. Yani yaklaşık 600 bin kişi göç etmiştir Marmara ve Ege'den. Ve bunların bir kısmı da Ankara'ya gelmiştir.

Yine Sakarya Savaşı'nda yaralılar için namahrem evlerini açmışlardır. Kurtuluş Savaşı'nın bütün gelişmelerini meclis önünde düzenlenen gösterilerde katılarak kutlamışlardır. Yine bütün zaferler Ankara'da toplu olarak binlerce on binlerce kişi katılmaya kutlanmıştır.

1922 yılında ilk çıkan, ikinci çıkan posta serisi olan Posta Pulları Cenova'da basıldığı için Cenova serisi olarak adlandırılmıştır. Ve burada biz bozkurdu görüyoruz. Şimdi burada esas olan şudur, Türklerin vatanları için nereler için savaştığını göstermektedir.

1926 yılındaki pullar Londra serisidir. Daha sonra tekrarlanmıştır. Ve burada yine Demirci'yi görmekteyiz. Ulusa yol gösteren Ergenokon'u görmekteyiz. Demek ki bütün bunlar Kemalist Cumhuriyet'in, Genç Cumhuriyet'in tarihsel birikime nasıl yaklaştığını ortaya koymaktadır.

Yine bir bozkurt Ankara yer almaktadır. Buradaki bozkurt, büyük Cumhuriyet Devrimi'nin önderlerini temsil etmektedir. Ankara ise onların karargahıdır.

Ankara’da Zafer Anıtı yapılıyor. Bu anıtta Mustafa Kemal önderliği temsil ediyor. Mehmetçikler var, arkada Türk kadını var. Ve burada andezit taşından bir kale yapılmıştır. Bu kale Kurtuluş Savaşı'nın karargahı olan, Mustafa Kemal ile birlikte isyan eden Ankara şehrini temsil etmektedir. Heykeller bronzdan, kale ve kaide ise dayanıklılığı temsil eden Andezit Taşı’ndan yani Ankara Taşı’ndan yapılmıştır. Ve burada bir diğer olgu ise, kalenin önlerinde yer alan bozkurtlardır.

Bozkurtlar iki tanedir. Biri Mustafa Kemal Cumhuriyet Önderliği'ni temsil ederken, ikincisi ise Ankara'nın yüce siyasi birikimini, karargah oluş iradesini göstermektedir. Ve yine bozkurt, Türk ocağının perdesinde de kullanılıyor. O salonda hala durmaktadır. Yani devlet kurumlarının sosyal tesislerinde de yer almaktadır. Kültürel tesislerinde de yer almaktadır. Türk parasında yer almaktadır.

1941 yılında 1943 yıllarında İkinci Dünya Savaşı'nın en sıcak günlerinde bir pul basarlar. 6,5 liralık kuruşluk pul. Anıtı göstermektedir. Ancak 48 yılında bu, Atlantik rüzgarı altında kalan iktidarların bir hamlesiyle, devlet içindeki etkinlikleriyle, burada Mehmetçikler kaldırılmıştır.

Yine 1958 yılında kurulan Kıbrıs'ta, EYK tehditlerinin gelişmesi ve adanın ilhak şeyinin başlaması üzerine Gizli Milli Mukavemet Teşkilatı kurmuştur. Ve Milli Mukavemet Teşkilatları bozkurt bayraklarıyla ve sembolleriyle donatılıyor. Neredeyse bütün figürlerde bozkurt figürü var. Ve merkezi karargahın amblemi de bozkurt.

Zafer Anıtı esas olarak toplantılarda kullanılmıştır. Milli bayramlarda kullanılmıştır. Cumhuriyet'in 10. yılında bu meydan serbest kürsü olarak kullanılmıştır. Ve bu anıt yapılırken de zaten bu bozkurtların konulması anıt şartnamesinde yer almıştır. Biz bunu bunun için koruyoruz diye.

Bu iki iradenin iki ayrı dönemdeki gelişimini ortaya göstermektedir. Şimdi sonuç olarak bir Melih Demiral isimli bir oyuncumuz Avusturya'yı hakikaten Almanya'da yerlere serdi ki o maçlara kadar dökülüyordu Milli Takım…

Demiral, savunmada gerçekten müthiş bir performans gösterdi ve bir de gol attı. Gol sevincinde ise bizim geleneksel sembolümüz olan bir bozkurt nişanı yaptı ve ceza aldı.

Melih'e iki maç ceza verilerek oynayacağımız diğer maçlarda kanatlarımızı kırdılar. Çünkü savunmanın en önemli oyuncusuydu hava toplarında. Zaten golleri de oradan yedik.

İkincisi de Türkleri aleni bir şekilde tahrik ettiler. Onlar geçmişteki şehirlerine, ananelerine, sembollerine sahip çıkarken, kartallarına, horozlarına, portakallarına sahip çıkarken; bunları formalarına koyarken, biz yaklaşık 2500 yıllık atamızın tarih içerisindeki büyük sembollerine işaret edemiyoruz.

Bu asla tek bir grubun sembolü değildir. Siyasi bir içeriği de kesinlikle yoktur. Zaten bu mal edilen partinin genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli, bunun bütün milletin sembolü olduğunu ve bütün milletin sahip çıktığını söyleyerek çok önemli bir el uzatmıştır. Bu noktadan sonra artık bu bozkurt konusundaki gerici emperyalizmin yaptığı yayınlara, propagandaya kapılmayalım.

Tarihi geleneklerimize, büyüklerimize, sembollerimize sahip çıkalım. Aslında şöyle bir ironi ile de sonlandırmak istiyorum. UEFA bir ceza vererek bu meseleyi anımsattı. Ama anlaşılan bozkurt amblemine dair, ona dair hassasiyet, olumsuzlama hali 1940'ların ikinci yarısında zaten bu ülkede başlamış.

Unutmadan hocam şunu da soralım bir de Kahramanmaraş’ta bir anıt var. Ondan da biraz bahseder misiniz?

Efendim, bu Maraş'taki Kurtuluş Anıtı’nda bir bozkurt Türk bayrağına sarılmıştır. Ve ne yazık ki buradaki bozkurt kaldırılmıştır. Sadece bir taş kaide kalmıştır. Bunun da en kısa zamanda yerine konması gerekmektedir. Gene Ankara Zafer Anıtı'ndaki Ankara Kalesi yerine koyulmalı ve bozkurtlar eski yerine alınmalıdır. Bu konuda para yoktur, tahsisat yoktur, ödenek yoktur lafları yanlıştır. Çünkü bu anıt Ankara halkının ve Türkiye halkının bağışlarıyla yapılmıştır. %20'sini de Ankara Belediyesi ödemiştir. Dolayısıyla tekrar biz halkımızın imece gücüne, onun yüce duygularına hitap edelim ve bunun için gerekli ödenekleri sağlayalım. Bozkurtlar da hak ettiği konuma tekrar gelebilsin.

Röportajın tamamı için:

https://www.youtube.com/watch?v=H_Ojo6omtCw&t=1s