Gazeteciliğe…
Lise döneminde…
Sürgünlerle yaşadığım için…
1972 yılında Yeni Halkçı’da başladım…
O dönem…
Hem siyası, hem spor yazıları yazdım…
1976 yılında Yeni Ulus Gazetesi’ne geçtim…
1979 yılında Hürriyet Gazetesi Ankara Spor Servisi Şefi Sümer Demir spor haberlerimi ve yazılarımı beğenmiş olacak ki…
Hürriyet Gazetesi’nde başladım…
Böylece…
Spor yazarlığım resmen başladı…
Bunları niye yazdım…
Devlet memurluğundan gelen…
Birisi bize ders vermeye kalkıyor…
1980 12 Eylül darbesi oldu…
1983 yılında…
Gözaltına alındım…
21 gün Ankara Emniyetinde işkence gördüm…
O işkence izleri…
Hala ayak başparmaklarında…
Her gün onlarla yüzleşiyorum…
Ankara Mamak ve İstanbul Metris’ te…
Yaklaşık…
3 yıl yattım…
Sonunda tahliye oldum, berat ettim…
Tekrar mesleğime döndüm…
Günaydın Gazetesi Spor Servisi şefliği yaptım…
Gazete kapanınca…
Evrensel Gazetesi kuruluşunda yer aldım…
Yazı işeri müdürlüğü görevini üstlendim..
Futbol emekçisi Metin Kurt ile spor yazıları yazdık…
Evrensel sonrası…
Kısa bir dönem siyah-beyazda çalıştım…
Sonra kendimi Sabah Gazetesi’nde buldum…
15 yıl spor servisi şefliği yaptım…
Haber ve yorumlarımla gündeme belirledim..
Arşivler ortada…
Google girip…
Bakabilirsiniz…
Sözcü’nün ısrarı üzerine…
Sabah’ı bırakıp gittim…
Sözcü de 11 ay çalıştım…
Sonra nedenini hale bilmediğim nedenle görevime son verildi…
Sabah Gazetesi’nde…
İki olimpiyat (Pekin-Londra) izledim…
Dünya…
Avrupa…
Akdeniz Oyunları…
Sayısını hatırlamıyorum…
Başta Futbol Federasyonu olmak üzere…
Merkez Hakem Kurulu…
Tahkim Kurulu…
Disiplin Kurulu…
İlgili haberlere imza attım…
60 federasyonlarla ilgili haberleri saymıyorum…
Yani ben spor yazarıyım…
Sadece Ankaragücü odaklı değilim…
Bu nedenle…
Devlet memurluğundan gelen…
Ankaragücü yazılarıyla kendisine…
Yer bulmaya çalışan arkadaş…
Ne yazık ki…
Yanlış yolda olduğunu bilmeli…
Kimse bana haber servisi yapmaz…
Bir haber gelir…
İki üç yere teyit ettirip…
O haberi yazarım…
Meslek yaşantımda…
Hiçbir tekzip yemedim…
Hiçbir arkadaşın haberini yalanlamak için uğraş içinde olmadım…
Haber atlattım…
Atlatan arkadaşımı arayıp tebrik ettim…
Haber atladım…
Atladığım haberi başka açıdan değerlendirdim…
Belirttiğim gibi…
Ben devlet memurluğundan gelip, spor yazarı olmadım…
Şimdi çıkıp…
Ankaragücü’nü savunuyor…
Senin, benim söylememe gerek yok…
Sportif başarısızlık ortada…
Böyle bir başarısızlığın yaşandığı dönemde…
Ben tribünlere oynamam…
Oynamak istiyorsan
Giderim o tribünlerde amigoluk yaparım…
Amigo efendi…
Cantürk Alagöz ile ilgili bir istihbarat aldım…
Birkaç yere sordum…
Olabilir yanıtını aldım…
Ben yazımda…
Kulislerde konuşulanlar…
İddialar dedim…
Sen ne yaptın…
Ankaragücü Teknik Direktörü Kenan Koçak’ın yardımcıları, Cihat Arslan’ın ekibi diye yazdın…
Yalan çıktı…
Karagümrük maçında taraftarların maça girememelerini yanlış yazdın…
Sonra yazından çıkardın…
Bu yönetim Ankaragücü’nün en güçlü yönetimi dedin…
Parasal olarak Nurettin Çarmıklı’yı…
Parasız güç olarak rahmetli Cemal Aydın’ı…
Unuttun…
Çünkü bunları tanımazsın..
Şimdi ise….
Güçlü olarak belirttiğin yönetim için…
Her yazının sonunda yönetim istifa diye yazıyorsun…
Sen spor yazarı mısın?
Yoksa amigo musun?
Önce buna karar ver…
Şunu tekrar belirteyim…
Ankaragücü’nde sportif başarısızlık var…
Yönetimde birliktelik yok…
Ben hiçbir zaman bir spor yazarının haberini yalanlama uğraşı içine girmem…
Sen devam et…
İfşa edecekmiş...
Senin görevin buymuş…
Yönetimi, taraftarı, gerçekleri yazan spor yazarlarını taraftarlarla karşı karşıya getirmek görevine soyunduğun belli…
Gerçek Ankaragüçlüler bu oyuna gelmez…
Şunu belirteyim…
Twitter’de kullandığın kelimeleri…
İade ediyorum…
Ağızıma almak bile istemiyorum…
Son söz…
Bana kimse haber servisi yapamaz…
Beni iyi tanıyan…
Anadolu Ajansı Spor Müdürlüğü yapan, Günaydın gazetesinde yardımcım olan Soner Sayımlar ile…
Şu anda yazdığın internet sitesinin genel yayın yönetmeni Orhan Karadağ iyi bilir..
NOKTA….