Acı da umut da aynı yerde büyüyormuş “6 ŞUBAT 2023”

6 Şubat sabahının yankısı, sadece yıkıntıların arasında değil; orada kalmaya mecbur kalanların yüreğinde sürüyor. Çünkü bazen toprak değil, hatırlanmamak sarsar insanı.

Sene 2023… Depremin üzerinden yaklaşık dört ay geçmişti; bölgeye gittiğimde, zaman sanki orada akmayı unutmuş gibiydi. Aradan aylar geçmişti ama enkazların altından hala bedenler çıkarılıyordu. Tozun, sessizliğin ve ağır kokuların arasında, hayatla ölüm birbirine karışmıştı. Her köşe, bir hikayenin yarım kalmış cümlesiydi. Yıkılmış evlerin duvarlarında çocuk seslerinin yankısı vardı. Bir zamanlar oyun oynadıkları sokaklar şimdi sessizdi, taş taş üstünde kalmamıştı.

Küçük çocukların gidecek bir okulu, insanların sığınacak bir evi bile yoktu. Biz, başka şehirlerde, sıcak yataklarımızda uykunun huzuruna sığınırken; orada insanlar, bir battaniyeye sarılıp hayata tutunmaya çalışıyordu. Bir yastığa baş koyabilmek bile lükstü. Herkesin hayatı ikiye ayrılmıştı artık: depremden önce ve sonra. Ama asıl yıkım, binalarda değil; insanların içindeydi.

Şimdi geriye dönüp baktığımda düşünüyorum… O sabahın soğuğu, sadece bedenleri değil, hafızaları da üşütmüş müydü? Zaman geçtikçe, unutuşun tozu mu kapladı enkazı?

Deprem bölgeleri hala tam anlamıyla ayağa kalkamadı, ama biz gündelik telaşlarımıza çoktan geri döndük. Oysa orada, birileri her gece aynı kabusla uyanıyor; her sarsıntıda, o sabah yeniden başlıyor.

Unutulmasın isterdim…
Çünkü bazen ölüm, bir kez gömülmekle değil; hafızalardan silinmekle başlar.