Sizleri bugün Osmanlı döneminde Ankara sokaklarında dolaştırmak istiyorum. SOF’dan söz etmek istiyorum. Bilindiği gibi SOF, Ankara Tiftik Keçisinin yünlerinden elde edilen çok özel bir kumaş ve çok kıymetli. Nerede ise döneminde Ankara’da belirleyici bir ticaret figürü. Öyle ki yünü kırkılmamış Ankara keçisinin surun dışına çıkartılması bile yasak. Bu konuyu dünya ile tanıştıran ve belki de ilkk kez günlüklerine aktaran Macar araştırmacı Hans DERNSCHWAM’ın seyahatnamesinde görünce sizlerle paylaşmak istedim. Sof imalatını son derece ayrıntılı bir biçimde gözlemlemiş bir seyyahdan izliyoruz.

 

“Ankara şehrinde, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Türkler bir arada yaşıyorlar. Burada çok miktarda sof dokunuyor. Bizzat gördük. Dokumacı sayısı da çok fazla. Sof, yukarıda bahsettiğimiz tiftikten yapılıyor. Biz, yalnız Rumların sofu nasıl yaptıklarını gördük. Önce eğirilmiş, bükülmüş ipliği yıkıyorlar. Sonra sıcak suda kaynatıyorlar; daha sonra da pres altına koyup suyunu tamamen alıyorlar. Sof dokunmadan ve iplikler kesilmeden bu iplikleri bir yerden diğer bir yere doğru iyice geriyor ve yağlı bir madde ile yağlıyorlar. Bir süre sonra iplikler dokuma tezgâhında geriliyor ve sof dokunmaya başlanıyor. Dokunan kumaş bir akar suda sabunla iyice yıkanıyor. Bu haliyle sof, bir mohere benziyor. Soflar, yüksekçe, ağızları kapaklarla iyice kapanmış bakır kazanlara istif ediliyor. Bir kazana 70 parça konabiliyor. Sonra kazan temiz su ile dolduruluyor ve tam bir gün bu halde bırakılıyor. Her parçanın arasına göl kıyılarında yetişen içi boş sazlar (ince kamış) yerleştiriliyor. Böylece her kumaş parçasının arasına su gelmesi sağlanıyor. Sonra kazandan çıkarılan soflar, yine 70 parça üst üste istif edilerek bir pres altına konuluyor. Bu suretle kumaşların suyu tamamen alınmış oluyor. Soflar presin altına konmadan aralarına konmuş sazlar çıkarılıyor: Kısaca, bu kaynatma ve presleme usulü ile kumaşlarda zerre kadar su kalmıyor. Kumaşlar boylu boyuna yerlere seriliyor. Sonra katlanıp yeniden pres altına konuyor ve nihayet hazır duruma getiriliyor.”

 

Esen kalın.