Anadolu’nun tam ortasında, Sakarya kıyısındaki topraklarda bir şehir vardı: Gordion. Bugün, yalnızca arkeoloji meraklılarının ya da tarih araştırmacılarının gözünde canlansa da, bir zamanlar burası bir krallığın başkentiydi. Üstelik bu krallığın kralı, efsanelere konu olan Midas’tı.

Peki o efsanenin arkasında nasıl bir gerçek vardı? Gordion’un ekonomisi gerçekten de bir altın dokunuş kadar parlak mıydı? Gizlenenin peşinde bu kez, Frigya’nın en parlak dönemine, MÖ 8. yüzyıla gidiyoruz.

TARIMIN VE ÜZÜMÜN BAŞKENTİ

Gordion’un çevresi, Sakarya’nın bereketli topraklarıyla çevriliydi. En temel ürünler buğday ve arpaydı. Fakat asıl öne çıkan, üzüm ve ondan elde edilen şaraptı. Arkeolojik buluntular, Frigya’nın şarapçılıkta çok ileri olduğunu gösteriyor. Testiler, küpler, çekirdek kalıntıları hep bu geleneğin izleri.

Frig şarabı, yalnızca iç pazarda değil, Ege kıyılarındaki limanlara kadar ulaşıp takas ve satış aracı oluyordu. Yani bir anlamda Anadolu’nun içinden, kıyıya doğru akan kırmızı bir zenginlik vardı.

KIL, YÜN VE KEÇE

Frigler, hayvancılıkta da gelişmişti. Koyun ve keçiler, yalnızca et ve süt için değil, yünleri sayesinde dokumacılıkta kullanılıyordu. Yün iplikten yapılan kumaşlar, halılar ve keçe ürünleri hem gündelik hayatın parçasıydı hem de dışa satılabilecek değerli mallardı.

Dokuma, ev ekonomisinin merkezindeydi. Frig kadınları evlerde ya da avlularda, ilkel tezgâhlarda kumaş üretir; yünü eğirir; keçeyi döverdi.

EL SANATLARININ ALTIN ÇAĞI

Ahşap işçiliğinde Frig ustalığı dillere destandı. Gordion’da ortaya çıkarılan ve bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen mobilyalar (masa, tabure, sandık), bu zanaatın ne kadar rafine olduğunu gösteriyor.

Ayrıca:

  • Tunç kaplar
  • Müzik aletleri (flüt, lir)
  • Süslemeli kemik veya fildişi eşyalar

Frigya'nın ticaret malları arasında yalnızca ham madde değil, aynı zamanda yüksek işçilik ürünleri de vardı.

TİCARET AĞLARI VE TAKAS EKONOMİSİ

Frigler, denize kıyısı olmayan bir uygarlık olsalar da, Ege liman kentleriyle güçlü bağlara sahipti. Gordion’dan çıkan ürünler, Smyrna (İzmir), Efes ve Milet gibi şehirlere kadar ulaşıyor; karşılığında boyalar, zeytinyağı, ince seramikler ve metal süs eşyaları alınıyordu.

İhraç Edilenler:

  • Üzüm ve şarap
  • Dokuma kumaşlar ve halılar
  • Ahşap mobilya ve sandıklar
  • Tunç kaplar
  • Yün ve keçi ürünleri

İthal Edilenler:

  • Mor ve kırmızı boyalar (Fenike kökenli)
  • Seramik amforalar
  • Zeytinyağı ve parfüm
  • Altın ve gümüş süslemelik metal parçalar

BİR GÜNLÜK HAYAT: SAKARYA'NIN SESSİZ GÖLGESİNDE

Gordion’da yaşamın ritmi, toprakla, yünle ve tezgâh sesiyle atıyordu. Pazarlar düzenli olmasa da, evlerin arasında ürün takası yaygındı. Kral için yapılan sunular, bir tür doğal vergi gibiydi. Gordion’un halkı, toprağından kazandığıyla yaşar; emeğiyle zenginleşirdi.

Frigler için zenginlik, altınla değil; üzümün suyunda, keçenin dokusunda, mobilyanın oyasında gizliydi.

EFSANEDEN EKONOMİYE

Bugün Gordion’a gidildiğinde devasa tümülüslerin ve çayırlıkların altında sessizce yatan bir tarihle karşılaşılır. Fakat bu sessizlik, bir zamanların üretim, ticaret ve emeğin yankılarını saklar.

Gizlenenin peşinde bu kez, bir efsanenin ardındaki gerçek iktisadi hikâyeyi dinledik. Gordion yalnızca bir başkent değil, aynı zamanda Anadolu’nun ilk ticaret laboratuvarlarından biriydi.