Farkında mısınız,

Kadın voleybol milli takımımızın maçlarının olduğu saatlerde, sokaklar biraz daha fazla boşalıyor.

Farkında mısınız?

Maç saatlerinde evlerin açık pencerelerinden her sayının sonunda sevinç çığlıkları sokağa yansıyor. “Hadi kızım” diye bağırışlar, tatlı yakarışlar, bazen de küçük sitemler, sayı sevinçleri evlerden göğe, çığlık çığlığa yükseliyor.

Voleybolcu kızlar, adeta bizim evlerimizin kızları oldu. Dünya Şampiyonluğu sonrasında gelen Avrupa finallerinde, televizyon başında onlara artık tek tek isimleri ile sesleniyoruz. Tuttukları takımın ilk onbirini sayamayan futbol takımı taraftarları bile, voleybol kızlarımızın isimlerini, yedeklerle birlikte bir çırpıda söyleyebiliyorlar.

Sokaklardaki futbol sohbetlerinin yerini, voleybolcu kızlarımızın maç sonu değerlendirmeleri aldı. Herkes,  Vargas’ı, Ebrar’ı, Hande’yi, Zehra’yı, Eda’yı, Cansu’yu, Gizem’i ve hepsini konuşuyor. Yaşları, boyları, smaç yükseklikleri, maç sonu sevinç halleri, vurdukları smaçların hızı hepimizin dilinde.

Dünyanın en iyi takımını oluşturan bu kızlar, tarih yazmaya devam ederken, yürekten oynadıkları maçlarla, şu sıralarda futbolun da bir adım önüne geçtiler.

Onların isimlerini artık ezbere biliyoruz. Ve onları çok seviyoruz.