Bundan tam bir yıl kadar önce Ankaralı, müthiş bir muştuyla müjdelendi. Neydi o muştu, neydi Ankaralıyı çok heyecanlandıran husus? Belki de onlarca yıldır, belki Cumhuriyet tarihi kadar eski, Ankara'nın Birleşmiş Milletler UNESCO Teşkilatı'nın onayıyla kalıcı miras listesine girmiş hiçbir eseri yoktu. Anadolu topraklarında yanılmıyorsam 20'ye yakın kalıcı miras listesinde eser var. Ama Ankara'da hiç yoktu ki biz biliyoruz ki neresinden baksanız 5000 yıllık bir tarihin üstüne inşa edilmiş bir kentten bahsediyoruz. Ama bir yıl önce Gordion antik kenti, yani Frigya'nın başkenti, Gordias'ın kenti Gordion ve benzerleri yaklaşık 5 tane cami ile birlikte bizlerin Aslanhane Camisi dediği Ahi Şerafettin Camisi de Gordion'la beraber kalıcı miras listesine alındı.

Bugün, “Gordion'un miras listesine girdik de sonra ne oldu” sorusunun yanıtını arıyoruz. Gordion Vakfı'ndayız ve onun kurucusu sevgili dostumuz bir Ankara sevdalısı, bir Sakarya Savaşları sevdalısı, bir Gordion Kenti sevdalısı Kadim Koç ile beraberiz. Ondan Gordion'u ve Gordion Vakfı'nı birlikte dinleyeceğiz. 

* Kadim Hocam merhaba. Gordion Vakfı diyeyim ve ben arkama yaslanayım. Bu vakıftan bir söz edin, bir kuruluş sürecini anlatın. Hatta mümkünse yıllardır beklediğimiz bu muştuyu ki siz Riyad'a kadar gittiniz, bu kararın alındığı oturumda bulundunuz. O süreci bize bir anlatın sonra da Gordion Vakfı'nın maksadı muradını izleyenlerimizle bir paylaşalım. 

- Öncelikle tabi Başkent Ankara’mızın ilk dünya mirasının tanıtımı için gösterdiğiniz çaba için ben sizlere teşekkür ediyorum. Gordion Ankara'nın ilk dünya mirası. 18 Eylül 2023 yılında tarihinde Riyad'da kabul edilen, Türkiye'nin de 20. dünya mirası olarak tescillenen bir değerimiz. Başkent Ankara tabi kadim bir şehir. Bu şehrin bir dünya mirası yoktu. Bu dünya mirası için de bizler öncelikle Polatlı Belediyesi Tarih Alanlar Tanıtım Merkezi, POTA, 2014 yılında kuruldu. Daha çok bizler dernekleştik ve o dernekle birlikte, POTA'yla birlikte bizler Sakarya Meydan Muharebesi üzerine öncelikle yoğunlaştık. Milli Park Tarihi, Milli Parkın ilanı ile birlikte yoğunlaştık ve bu alanları tanıtmaya çalıştık.

Ama baktık ki bu alanların içerisinde daha eski tarihi bir değerimiz var. Hem de ne kadar eski? 2800 yıl öncesi. Tabi diğer çevresiyle baktığınız zaman 3000, hatta Polatlı'nın içindeki Polatlı Höyüğüne baktığınız zaman 5000 yılın tarihe sahip bir Polatlı var. Ama antik çağ tarihini hiç gündeme getirmemiş Polatlı şimdiye kadar. Orada o çok fazla tanıtılmamış, o kadar önemli bir değer. Ankara'nın hemen 90 kilometre batısında olan bir değer. Hak ettiği yerde olmadığını gördük. Bizler de 2018 yılından itibaren Polatlı Belediyesi ile birlikte, yani daha doğrusu Polatlı Belediye Başkanımız Mürsel Yıldızkaya ile birlikte, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürümüzü ziyaret ederek bu değerimizi anlatmaya çalıştık. Onların da onayıyla, daha sonra hükümetin de onayıyla birlikte dünya miras sürecine başladık.

Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü Dünya Miras Şubesi ile birlikte çalışmaya başladık. Bu yönetim planını hazırladık. Bu dosyanın hazırlık aşamasında tabii birçok insandan, birçok değerli akademisyenden destek aldık. Onlarla birlikte dosya hazırlandıktan sonra bakanlığımız tarafından dosya UNESCO'ya gönderildi. UNESCO heyeti gelip, burada gerekli incelemeleri yaptıktan sonra da nihai raporlar yazdılar. Bu raporlarla birlikte aslında yıllardır beklenen o müjdeyi çok daha önce verecektik. Ama salgın olunca da UNESCO'nun toplantıları ertelendi ve 2023'e kaldı. 2023'e kaldığı için de iki tane dosya birden kabul edildi. Bu dosyalardan bir tanesi Gordion'du, ikisi de 5 tane ahşap direkli camimiz vardı. Bunların dosyasıydı. Ama 18 Eylül'de Gordion kabul edildi ilk dünya mirası olarak. Ertesi günde 19 Eylül'de de Aslanhane Camii.

Böylelikle Ankara'nın hiç dünya mirası yokken Başkent iki dünya mirasına birden sahip oldu. Bu da sevindirici bir olaydı. Ama tabii o rüyada bunu yaşamak, orada birebir bunu görmek, o oy birliğiyle Gordion'un orada kabul edilmiş olması, buradan giden tabii heyetlerle birlikte burada Dışişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Ankara Ticaret Odası ve Polatlı Ticaret Odası Başkanımız da ayrı ayrı oradalardı. Ama aslında bunu görmüş olmak harika bir olay. O olay yaşanmış olmak, orada o heyecanı hissetmek de çok farklı bir duygu. Bu tescillendikten sonra da aslında bize yüklenmiş olan birçok görev var. 

* Şöyle bir sıkıntı da var zaten hocam değil mi? Hem bu miras lisesine girmek çok önemli, bir de orada kalmak da önemli. Yani bir süre artık aldık ve bu miras lisesindeyiz, ömrümüz boyunca diyemiyoruz. Onların kuralları ve koşulları ile bu yapıları koruma sorumluluğumuz da var. Eğer iyi bakmazsak, iyi koruyamazsak bizi derhal Kalıcı Miras Listesi'nden de çıkarabiliyorlar. 

- Evet, burada bir yönetim planı var. Bizler UNESCO'ya devlet olarak taahhüt ettiğimiz bazı süreçler var, alan yönetimi ile ilgili.  Baktığınız zaman Gordion'da birçok paydaş var. Ve bu paydaşların koordinesi çok önemli. Yani o taahhüt ettiğimiz işlerin kimi ne yapacağı, ne zaman yapacağı belli olmasına rağmen bunun koordine edilmesi çok önemli. Bununla alan başkanlığının aslında birinci öncelikleri alan başkanlığı.

* Bu bizi çok heyecanlandırıyor. Biz Ankara duyarlısı insanlarız. Çok heyecanlandırıyor. Yayına başlarken de söyledim. Ankaralı için bir muştuydu bu. Bu kalıcı miras listesinde olmak. Peki bu Polatlılı için, Ankaralı için başka anlamları ne? Ne ifade ediyor hocam? Yaşamlarında bir değişiklik olacak mı mesela? Bu süreç onların hayatını, refahını artıracak bir yere evirilebilecek mi? 

- İşte bizim bu paydaşlardan biri de yöre halkı. Bu sınırlar içerisinde yaşayan insanlar öncelikli olmak üzere Ankara, Polatlı ve Türkiye. Bunun ekonomik bir döngüye çevirmemiz lazım. Yani ekonomiyi çevirmemiz lazım. O yöre halkının bundan fayda elde etmesi lazım. Turizminin gelişmesi lazım. Bunu da işte o yönetim planındaki evreleri çok iyi uygulamakla. Bunlar aslında planlandı. Yani ziyaretçi yönetimi, diğer yönetim planlarının hepsi, ulaşım planları, altyapısı planlarının hepsi planlandı. Bunları uygulamak önemli. Bunu hızlı uygulamak önemli. Çünkü sizler bunu eğer beş yılda uygularsanız zaten amacına ulaşmaz. Çünkü arkanızda bir rüzgar almışsınız. Dünya mirası listesine girmiş. Herkes sizinle heyecanlandığınız bir heyecan duyuyoruz. Ama bu heyecan bir yıl, iki yıl, üç yıl, beş yıl sürecek. Hiçbir şey yapılmadığı zaman da bu sefer insanlar, ah demek ki bir şey değişmiyormuş diye bir algıya kapılabilirler. Onun için de bizim daha hızlı, dokunabileceğimiz, insanların fayda edebileceği, orada yaşayan insanların hayatlarına da dokunabilecek şekilde bunları hayata geçirmemiz lazım. Ama en önemlisi o bölgede, o alanda yaşayan insanın buna inanması lazım. Buna inanabilmesi için de bizim onu gerekli dolayı sağlamak, doğru anlatmak lazım. Bunu bir eğitimden geçirmemiz lazım. Bir turist geldiği zaman, yabancı bir turist geldiğinde, Polatlı'ya uğradığında, Polatlı'daki halka sorduğunda, ya Gordion'a gideceğim, duymadım demesin.

Oradaki esnafımız, ya Gordion neresi, ben de gitmedim şimdiye kadar, dediği zaman o zaman zaten...