* Ankara Kent Konseyi Mansur Yavaş döneminden sonra gerçekten hız kazandı. Ve burada benim gördüğüm kadarıyla, çok iyi bir entelektüel kadro bu işe el attı. Çok ciddi bir kadro bu işi yürütüyor. Ve bu kadro şu anda Ankara'daki bu açlığı karşılayabilecek işler yaptı birinci dönemde. Nasıl bir yapılanması var hocam?
Siyaset üstü ve siyaset dışı bir yapılanmaya gayret gösteriliyor. Bütün siyasi partilerin burada temsil edilmesine çalışılıyor. Büyükşehir Belediyesi'nde temsil edilmekte olan, ilçe belediyelerinde temsil edilmekte olan bütün siyasi partiler burada da temsil edilmesi isteniyor.
Nitekim üç kurul oluşturuldu. Yürütme kurulu, danışma kurulu ve yüksek istişare kurulu. Yüksek istişare kurulu, benim başkanı olduğum kurul. Her kurulda Ankara'nın çok önemli simaları görev aldı. Yani gerçekten sivil toplum temsilcileri, belediye başkanları, belediye başkan yardımcıları, her belediyeden bir görevliyi kültür ve sanat faaliyetlerinde veya kent için iletilebilecek diğer faaliyetlerle görev alması için talep edildi. O insanları belediyeler kendileri tespit ederek verdi. Temsilci olarak yönetimlere girdiler.
Bu yapı ne istiyor? Ankara ne istiyor bu yapıdan? O çok önemli. Şöyle, 2500 bileşen temsilcisiyle bir genel kurul yapıldı. 2500 kişi değil aslında. 2500 onun temsil ettikleri gruplarla yaptığınız zaman aslında neredeyse Ankara'nın tamamını her kültür seviyesi, gelir grubu, meslek grubu hepsi bir şekilde temsil ediyor. Meslek odası temsilcileri var, mimar odaları temsilcileri var, muhtarlar, sanayi odası var, ticaret odası var, esnaf birliği var. Aklınıza gelebilecek her kesimden insan var. Bürokrat kesiminden gelen temsilciler de var.Böyle bir yapı oluştu burada.
Günde buraya belki 8-10 tane temsilci heyeti geliyor. Ayrı ayrı genel kurula katılan veya katılmayan temsilci heyeti geliyor. 40 kişi, 30 kişi, 50 kişi gruplar halinde geliyor. Burada belki genel kuruldan bu yana binlerce kişi burayı ziyaret etti. Biz Kent Konseyi'nin içinde yer almak istiyoruz. Kent Konseyi çalışmalarında yer almak istiyoruz. Üretiminize katkı sunmak istiyoruz. Üretilen her şeye ortak olabiliriz. Bize görev verilirse veya görev düşerse biz Ankara için varız. Şimdi burada sihirli kelime Ankara için bir şey yapmak. Biz bunu yıllarca Ankaralılık adına, Ankara şuuru adına derneklerde yapmaya çalıştık. Ankara Kulübü Derneği böyle bir dernek oldu. Onun dışında başka dernekler de kurulmuşlar. Ankara Kalesi'ne dernek kurduk, dernek sonrası ben dernek kurmaya taraftar olmadığım için dernekten biraz ağzımız yandı.
Bunu Ankara Kent Konseyi içerisinde Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi olarak başından itibaren ele alarak bugüne getirdik. O günden bu tarafa bizim dışımızda burada Gençlik Meclisi vardı, Engelliler Meclisi vardı, Bisiklet Meclisi vardı. Eksiğim olabilir, bilmiyorum.
*Hocam, motorlu kuryelerin örgütlüğü bile bunun içinde değil mi?
Tabii, tabii. Şimdi 10 civarı meclis çalışacak. Mesela Kültür ve Sanat Çalışma Grubu toplantılarını burada 20 kişiyle, 30 kişiyle yapıyorduk. Kültür ve Sanat Çalışma Grubu'nun meclis haline getirenleri buraya 340 kişi geldi. 340 tane bileşen temsilcisi geldi ve talep patladı.
Yani burada sizin de söylediğiniz gibi pek çok ayrıntı kurum kuruluş insan temsil edilip hale geldi. Ne olur? Bunu karşılayacak, bu talebi karşılayacak, bu patlamayı doğru yönetmek lazım. Bir de patlama olmamasını sağlamak lazım, patlamadan yönetmek lazım.
Bu Yüksek İstişare Kurulu, Danışma Kurulu ve Yürütme Kurulu'nun bu derece yaygın, bu derece kalabalık olması da bana göre bu anlamda iyi oldu. 200'ün üzerinde insan, 250'ye yakın insan hepsi aydın. Kimi profesör, kimisi dekan, kimisi rektör, kimisi belediye başkanı, kimisi bürokrat, kimisi iş adamı, kimisi muhtelif sektörlerin veya kurumlu kuruluşların temsilcileri olan 250'ye yakın insan burada şu anda temsil ediliyor. Şimdi bu insanların doğru yönlendirmesi halinde, netice alınabilecek işler yapılır bunun inancındayım.
Benim istediğim karşılık bulur mu, netice alabilir miyiz? Onu bilemiyorum. Zaman gösterecek. Ama niyetimiz o.
*Şevket Bey, açıkçası bütün bu anlatımınızdan şöyle bir sonuç çıkarttım. Dilerim yanılmam. Ankara son 25 yılının kültürüne, coğrafyasına, tarihine, eski yapılarına büyük haksızlık edilerek vandalca ve kötü yönetildi. Bu şehre büyük haksızlık edildi. Sanki bu yapılanma hem bütün bunları yeniden inşa edebilecek bir düzenleme gibi görünüyor. Ama daha önemsediğim ne biliyor musunuz? Ankara'ya bundan böyle kimse bile isteye bir kötülük yapamayacak. Sanki bu yapı böyle bir Ankara muhafızlığı gibi, bütün iyi şeyleri koruyacak, kollayacak, bütün kötü şeylere de direnecek gibi geliyor.
Elbette. Yani siyaseten düşünecek olsanız mesela AKP'li bir ilçe belediye başkanlığı, kent konseyi üzerinde büyükşehir belediyesine ulaşması çok daha kolay oldu. Büyükşehir Belediyesi sadece CHP'lilerin elindeymiş gibi bir algı var.
Ankara'da bütün belediyeleri CHP falanmış değil, bütün belediyeleri CHP yönetmeyecek, AKP'nin yönettiği, MHP'nin yönettiği belediyeler var. Onların sıkıntıları ve dertleri de kent konseyi üzerinden büyükşehir belediyesine gidebilir.
Öznemiz Ankara olacak. Evet burada siyasi parti yok, partimiz Ankara. Ankara için ben bu işin yani Ankara Kent Konseyi'nin son derece hayır getirecek bir iş olduğuna inanıyorum.
Bunun dışında tabii mesela şehirleşme veya yapılaşma itibariyle biz eski şehir yapılarının yeniden restorasyonu konusu var. Yahudi mahallesinin korunması konusu, Ankara Kalesi’nin trafiksizleştirilmesi konusu var. Oradaki Kayabaşı meselesi var. Kayabaşının yıkılması, Kayabaşı’nın yıkıldıktan sonra bir tanzim edilmesi, otopark meselesinin halledilmesi gibi konular var.
Ankara Kalesi'nin biz mutlaka trafiksizleşmiş, yayalaşmış halini görmek istiyoruz. Bunu yapamadığımız beceremediğimiz anda Ankara Kalesi'nden sağlıklı bir kültür, sanat ve turizm beklentisinde olamayız.