Akdeniz'in stratejik adası Kıbrıs'ın tarihinde önemli bir dönüm noktası olan, 1878 yılında Osmanlı İmparatorluğu'ndan Büyük Britanya'ya devredilişinin yıl dönümünü.

II. Dünya Savaşı'nın Kıvılcımı: Polonya İşgali
II. Dünya Savaşı'nın Kıvılcımı: Polonya İşgali
İçeriği Görüntüle

Bu devir, sadece diplomatik bir anlaşmadan ibaret olmayıp, derin siyasi, ekonomik ve toplumsal yankıları olan, az bilinen pek çok detayı barındıran karmaşık bir süreçti.

BERLİN KONGRESİ VE GİZLİ GÖRÜŞMELER

Kıbrıs'ın devri, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Ayastefanos Antlaşması'nın getirdiği dengesizlikleri gidermek amacıyla toplanan Berlin Kongresi öncesinde gerçekleşen gizli pazarlıkların bir sonucuydu.

  • Rusya'nın Güçlenmesi ve İngiltere'nin Endişesi: Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rusya'nın kazandığı zafer, İngiltere'yi Doğu Akdeniz ve Hindistan yolu üzerindeki çıkarları açısından endişelendiriyordu. Rusya'nın sıcak denizlere inme ve Osmanlı topraklarında nüfuzunu artırma ihtimali, İngiltere'yi harekete geçirdi. İngiltere, Akdeniz'de güçlü bir askeri üsse ihtiyaç duyuyordu.
  • Gizli "Kıbrıs Sözleşmesi": İngiltere, Berlin Kongresi'nde Rusya'ya karşı Osmanlı İmparatorluğu'nu destekleme ve toprak bütünlüğünü koruma sözü karşılığında gizlice Kıbrıs'ı talep etti. 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan gizli "Kıbrıs Sözleşmesi" ile Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'ya karşı alınacak tedbirler karşılığında Kıbrıs'ın yönetimini geçici olarak İngiltere'ye bırakmayı kabul etti. Bu sözleşmenin imzalandığı tarih, Kıbrıs'ın Büyük Britanya'ya devrinin resmi başlangıcı kabul edilir.

Az Bilinen Bir Bilgi: Bu sözleşme, kamuoyundan uzun süre gizli tutulmuştur. Osmanlı delegasyonu içinde bile bu anlaşmanın detaylarını bilen çok az kişi vardı. Anlaşma ortaya çıktığında, hem Osmanlı'da hem de uluslararası camiada büyük şaşkınlık yaratmıştır.

Kıbrıs 5

  • Berlin Kongresi'nde Onaylanması: Berlin Kongresi (13 Haziran - 13 Temmuz 1878) sırasında, İngiltere, Rusya'nın Avrupa'daki toprak kazanımlarını sınırlama ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bazı topraklarını iade etme karşılığında Kıbrıs üzerindeki haklarını tescil ettirdi. Osmanlı tarafı, adanın sadece yönetiminin geçici olarak devredildiğini, mülkiyetinin kendilerinde kaldığını savundu.

İNGİLİZLERE DEVRİ

Kıbrıs'ın İngiliz yönetimine geçişi, adadaki yerel halk ve Osmanlı idaresi için büyük bir değişimi beraberinde getirdi.

  • İngiliz Valisi ve Yönetim Yapısı: Devrin ardından İngiltere, adaya ilk Vali olarak Sir Garnet Wolseley'i atadı. İngilizler, Osmanlı idaresinden devraldıkları adada hızla kendi yönetim yapılarını kurmaya başladı. Vergi toplama, yargı sistemi ve altyapı hizmetleri İngiliz standartlarına göre yeniden düzenlendi.

İlginç Bir Bilgi: İngilizler adayı devraldıklarında, Kıbrıs'ın ekonomik ve sosyal altyapısı oldukça yetersizdi. Bataklıklar, sıtma salgınları ve yoksulluk adanın temel sorunları arasındaydı. İngilizler, adanın stratejik önemini artırmak amacıyla limanlar, yollar ve kamu binaları inşa etmeye başladılar. Ancak bu projelerin maliyeti genellikle yerel halktan toplanan vergilerle karşılanıyordu.

Kıbrıs 1

  • Osmanlı'nın Sembolik Egemenliği ve Vergi Ödemesi: Anlaşmaya göre İngiltere, Kıbrıs'ın yönetimi karşılığında Osmanlı İmparatorluğu'na yıllık bir vergi ödeyecekti. Bu vergi, aslında Osmanlı'nın Rusya'ya ödemesi gereken savaş tazminatının bir kısmına karşılık geliyordu. Bu durum, Osmanlı'nın adadaki sembolik egemenliğini sürdürdüğünü gösterse de, fiili yönetim İngilizlerin elindeydi.

Az Bilinen Bir Gerçek: İngiltere'nin Osmanlı'ya ödediği bu vergi, "Kıbrıs Haracı" olarak bilinirdi. Ancak İngiltere, bu haracı kendi sömürge borçlarına mahsup ediyordu. Yani para, doğrudan Osmanlı'ya değil, aslında Osmanlı'nın İngiltere ve Fransa'dan aldığı borçların faizlerini ödemek için kullanılıyordu. Bu durum, hem Osmanlı'da hem de Kıbrıs'ta büyük bir hayal kırıklığı ve öfke yaratmıştır.

  • Kıbrıs Rumlarının Beklentileri ve Hayal Kırıklıkları: İngiliz yönetimine geçiş, Kıbrıs Rumları arasında "Enosis" (Yunanistan'la birleşme) umutlarını artırdı. Rumlar, İngilizlerin kendilerine bu konuda destek olacağını düşünüyordu. Ancak İngiltere'nin adayı stratejik bir askeri üs olarak görmesi ve adanın geleceği konusunda net bir taahhütte bulunmaması, Rumlarda hayal kırıklığına yol açtı.

DÜNYA SAVAŞLARI VE ADANIN DURUMU

Kıbrıs'ın statüsü, 20. yüzyılın başlarında yaşanan büyük dünya savaşlarıyla birlikte yeniden şekillendi.

  • 1. Dünya Savaşı ve İlhak: Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'nda İttifak Devletleri safında yer alması üzerine İngiltere, 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs'ı resmen ilhak ettiğini duyurdu. Bu ilhak, Osmanlı'nın Kıbrıs üzerindeki son sembolik bağını da kopardı.

İlginç Bir Bilgi: İngiltere, Kıbrıs'ı ilhak ettikten sonra adayı Yunanistan'a teklif etmiştir. Ancak Yunanistan, o dönemdeki siyasi belirsizlikler ve iç sorunlar nedeniyle bu teklifi kabul etmemiştir.

Kıbrıs 3

  • Lozan Antlaşması'nda Kesinleşme: Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Lozan Barış Antlaşması (1923) ile Türkiye, Kıbrıs üzerindeki tüm haklarından feragat ettiğini resmen kabul etti. Böylece Kıbrıs, uluslararası hukukta kesin olarak İngiliz toprağı haline geldi.
  • Koloni Dönemi ve Bağımsızlık Mücadelesi: Lozan'ın ardından Kıbrıs, İngiliz Krallığı'nın bir sömürgesi (Crown Colony) olarak yönetildi. Bu dönemde adada hem Rumlar hem de Türkler arasında bağımsızlık ve kendi kaderini tayin etme mücadeleleri başladı. Bu mücadeleler, adanın gelecekteki karmaşık siyasi yapısının temellerini attı.

GÜNÜMÜZDE KIBRIS

Kıbrıs'ın İngiliz yönetimine devredilmesi, adanın demografik, kültürel ve siyasi yapısında kalıcı izler bıraktı. İngiliz hukuk sistemi, eğitim anlayışı ve bazı altyapı projeleri adada hala hissedilmektedir.

Ancak bu devir, aynı zamanda adadaki iki ana topluluk olan Rum ve Türkler arasındaki gerilimin artmasına da zemin hazırlamıştır.

Kıbrıs 4

Kıbrıs'ın stratejik önemi, Akdeniz'deki enerji kaynakları ve jeopolitik konumu, adanın uluslararası ilişkilerdeki yerini hala korumaktadır.

1878'de atılan bu diplomatik adım, bugünkü Kıbrıs sorununun ve adadaki iki toplumlu yapının anlaşılmasında kilit bir rol oynamaktadır.

Muhabir: Barış Berkant Oğuz