Aliya İzzetbegoviç, Bosna-Hersek’in kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı ve modern bir ulusun varoluş mücadelesinin sembolüdür.
Hukukçu, düşünür ve siyasetçi kimliklerini birleştiren İzzetbegoviç, hayatının büyük bir bölümünü İslam ile moderniteyi, Doğu ile Batı kültürünü birleştiren bir vizyonun üzerine kurdu.
Komünist rejimlerin baskısı altında geçen gençliği ve siyasi kariyeri, onun "Bilge Kral" lakabını kazanmasını sağlayan entelektüel derinliğini ve sarsılmaz direncini ortaya koyar.
Onun liderliği, Yugoslavya'nın dağılması sırasında Bosna'nın bağımsızlığını ilan etmesinde ve Sırp saldırganlığına karşı ayakta kalmasında hayati bir rol oynamıştır.
DÜŞÜNCE SUÇLUSU
Aliya İzzetbegoviç’in hayatı, totaliter rejimlerin baskısı altında geçen entelektüel bir direniş öyküsüdür.
- Gençlik ve Aktivizm: 1925 yılında Bosanski Šamac'ta doğdu. Saraybosna'da hukuk eğitimi aldı. Gençliğinde, İkinci Dünya Savaşı sırasında Bosnalı Müslümanların kültürel ve siyasi haklarını savunan "Mladi Muslimani" (Genç Müslümanlar) örgütünün aktif bir üyesiydi.
- İlk Hapis (1949): Yugoslavya’da Komünist rejimin kurulmasından sonra, bu örgüt içindeki faaliyetleri nedeniyle 1949 yılında, henüz 24 yaşındayken beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Entelektüel Üretim: Hapis ve siyasi baskı dönemleri, İzzetbegoviç'in düşünce dünyasını şekillendirdi. Bu dönemde yazdığı ve gizlice yayımlanan "İslam Deklarasyonu" (1970) gibi eserler, İslam toplumlarının modernleşme zorlukları ve İslami bir siyasi düzenin imkânları üzerine fikirlerini ortaya koydu.
SARAYBOSNA YARGILAMASI
İzzetbegoviç'in uluslararası alanda tanınması, 1980'li yıllardaki ikinci hapis cezasıyla oldu.
- İkinci Hapis (1983): Tito sonrası Yugoslavya'sında siyasi tansiyonun yükseldiği bir dönemde, "Müslüman milliyetçiliği" ve rejimi tehdit eden siyasi faaliyetler suçlamasıyla, yazar arkadaşlarıyla birlikte yeniden yargılandı. Bu dava, "Saraybosna Yargılaması" olarak bilinir. Başlangıçta 14 yıl hapis cezası aldı, ancak uluslararası baskılar sonucu ceza indirildi ve 1988'de serbest bırakıldı.
- Parti Kurucusu: 1990 yılında, çok partili hayata geçişin ardından, Bosnalı Müslümanların siyasi haklarını savunmak amacıyla Demokratik Eylem Partisi (SDA)'nin kurucusu ve ilk başkanı oldu.
İÇ SAVAŞ
Aliya İzzetbegoviç’in asıl tarihî rolü, 1990'ların başındaki Yugoslav İç Savaşı sırasında bir ulusun varoluş mücadelesine liderlik etmesiydi.
- Bağımsızlık İlanı: Sırbistan ve Hırvatistan'ın Yugoslavya'dan ayrılma sürecinde, İzzetbegoviç, Bosna'nın çok etnikli ve sivil yapısını korumaya çalıştı. Ancak Sırp liderlerin Bosna'yı bölme tehditleri karşısında, 1992 yılında Bosna-Hersek’in bağımsızlığını ilan etti.
- Savaşın Lideri: Bağımsızlık ilanının hemen ardından Sırp ordusunun (JNA) ve paramiliter güçlerin başlattığı acımasız saldırılar ve Saraybosna Kuşatması başladı. İzzetbegoviç, bu dört yıl süren soykırım ve savaş döneminde Bosna Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak ülkenin direnişine liderlik etti. Sırp hedefine karşı koyan tek güç, onun liderliğindeki zayıf Bosna ordusuydu.
- Dayton Anlaşması (1995): Savaşın sonunu getiren ve Bosna’nın bugünkü karmaşık siyasi yapısını oluşturan Dayton Barış Anlaşması’nı imzalayan üç liderden biriydi. Bu anlaşma, Bosna'nın varlığını korusa da, İzzetbegoviç'in savunduğu merkezi birliği zayıflattı.
AZ BİLİNEN İLGİNÇ BİLGİLER
-
Tüm Malvarlığı: İzzetbegoviç, hayatı boyunca yoksulluk içinde yaşamayı sürdürmüş bir liderdi. 1990’ların başında bir gazeteci, onun malvarlığını sorduğunda, İzzetbegoviç şunları söylemiştir: "Savaş bittiğinde cebimde beş mark kalırsa, onu da kendime zenginlik saymam."
-
Türkçe Bilgisi: Aliya İzzetbegoviç'in ailesi aslen Osmanlı döneminde Üsküdar'dan Bosna'ya göç etmiş ve orada Bosnalılaşmıştır. Aliya, okuma ve yazma düzeyinde çok iyi Türkçe bilirdi ve sık sık Osmanlı, Türk tarihi ve felsefesi üzerine okumalar yapardı.
- "İslam Deklarasyonu"nun Yanlış Yorumu: İzzetbegoviç'in ilk eserlerinden biri olan İslam Deklarasyonu, Komünist rejim tarafından bir "İran tarzı teokrasi kurma" çağrısı olarak yorumlanmış ve mahkûmiyetine gerekçe gösterilmiştir. Oysa İzzetbegoviç, eserinde İslam toplumlarında sivil ve demokratik bir dönüşümü savunmuş, modernleşmeye karşı çıkmamıştır.
- Bir Hukukçu Olarak Savaş: Kendisi bir asker ya da geleneksel bir siyasetçi değil, bir hukukçu ve entelektüeldi. Savaş sırasında ordunun yönetimini profesyonel askerlere bırakmış, kendisi ise ülkenin diplomatik ve siyasi varlığını koruma mücadelesine odaklanmıştır. Bu, onun "Bilge Kral" olarak anılmasının temel nedenlerinden biridir.
Aliya İzzetbegoviç, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda zorlu koşullarda bile adalet, çok kültürlülük ve onurla yaşam mücadelesinin somut bir örneğidir.