Son yıllarda sosyal medyada canlı yayınlanan şiddet görüntüleri toplumsal değerleri aşındırıyor.

Öyle görüntüler yayınlanıyor ki, insanın içi almıyor. Giderek yayılmasıyla, toplumsal duyarsızlık ve şiddetin normal hale gelmesine neden oluyor.

Bu tür görüntülerden en çok, çocuklarımız ve gençlerimiz olumsuz etkileniyor.

Sosyal medyadaki şiddet olaylarını değerlendiren Sosyolog Dr. Berat Dağ, “Şayet bu tür olayları önleyecek çözüm önerileri geliştirilemezse gelecekte şiddeti sıradan, iyi, doğru ve güzel olarak değerlendiren kitlelerle karşılaşmak muhtemeldir. Bireyler, bu içeriklerin desteğiyle şiddete duyarsız kalan veya bizatihi şiddet uygulamaktan kaçınmayan bir konuma gelebilir.” diyor.

Ahlaki açıdan önemli

Şiddet içerikli olayların sosyal medyada yayınlanmasının ahlaki açıdan birçok sonucu olabileceğini söyleyen  Dr. Berat Dağ “Bu çerçevede şiddet içeriklerine maruz kalan bireyler, etken veya edilgen bir şekilde sadece kendi çıkarlarına gömüldüğü bireyci bir teamüle yönelebilir. Daha somut bir ifadeyle bireyler, bu içeriklerin desteğiyle şiddete duyarsız kalan veya bizatihi şiddet uygulamaktan kaçınmayan bir konuma gelebilir. Diğer taraftan aynı bireyler, bu içeriklerin eleştirel bir okumasını yaparak şiddet olaylarının engellenmesi için toplumsal hareketlere de yönelebilir. Yani bireyler, bu tür olayların önlenmesi adına sosyal medyayı da kullanarak daha adil, eşit, özgür ve dayanışmacı bir toplumsal yaşamın imkânlarını aramaya başlayabilir.” diye uyarıda bulunuyor.

Yayılmayı önlemek

 Buradaki sorun  çocuklarımızı ve gençlerimizi bu görüntülerde nasıl uzak tutacağımız.  Çünkü sosyal medya platformlar çok kısa bir sürede yayılıyor. Bu içeriklerin hızla yayılması bağlamında belirli bir temel, kural ve kontrole tâbi olmalıdır. Bu nedenle sosyal medyadan yayılan şiddet bombardımanına alternatif oluşturan bir teknoloji üretimi ve tüketimi üzerine düşünmek her zaman için önemini korumaktadır.