Üniversite sınavlarına giren yüz binlerce öğrenci için kritik haftaya girildi. Tercih sürecinde son düzlüğe giren adaylar, 11 Ağustos Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar tercihlerini yaparak Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) iletmek zorundalar. Bu nedenle hem öğrenciler hem de aileleri için karar anı yaklaşıyor. Ancak eğitim uzmanları, bu kısa sürede bile doğru yönlendirmelerle hatalardan kaçınmanın mümkün olduğunu belirtiyor.

Sıralama mı, puan mı?

Tercih döneminde en çok yapılan hatalardan biri, adayların başarı sıralaması yerine ham puana odaklanmaları. Oysa eğitim uzmanları yıllardır aynı uyarıyı yapıyor: “Puan değil, sıralama önemlidir.” Çünkü üniversite ve bölüm bazında başarı sıralamaları genel olarak yıllar içinde büyük değişiklikler göstermiyor. Bu nedenle adayların kendi sıralamalarına uygun tercihler yapmaları, yerleşme şanslarını artırıyor.

Uzmanlara göre özellikle “10 bin ile 20 bin” arasındaki başarı sıralamasına sahip adaylar için bu aralık en güvenilir tercih dilimi olarak değerlendiriliyor. Çok sıra dışı bir değişiklik olmadığı sürece bu aralıkta tercih yapan adaylar, istedikleri fakülte ve bölümlere yerleşme konusunda büyük avantaja sahip.

Popüler meslekler mi, kişisel yetenekler mi?

Tercih döneminin bir başka önemli tartışma başlığı da “popüler bölümler mi, bireysel ilgi alanları mı?” sorusunda düğümleniyor. Son yıllarda iş bulma kaygısının artmasıyla öğrencilerin yöneliminde gözle görülür bir değişiklik yaşanıyor. Sağlık, mühendislik, yazılım gibi iş imkânı fazla olan bölümler daha çok tercih edilir hale geliyor.

Ancak uzmanlar bu noktada dikkatli olunması gerektiğine vurgu yapıyor. Çünkü şu anda popüler olan bir bölümün, dört yıl sonra mezun olunduğunda iş piyasasında aynı değeri taşıyıp taşımayacağı belirsiz. Bu nedenle öğrencilerin tercih yaparken yalnızca istihdam kaygısıyla değil, kendi yetenekleri, becerileri ve ilgi alanları doğrultusunda karar vermeleri öneriliyor.

Tercih döneminde acele edilmemesi, kariyer planlarının kısa vadeli değil, uzun vadeli olarak yapılması gerektiği hatırlatılıyor. Geleceğin meslekleri, teknolojik gelişmeler ve küresel değişimlerle şekillendiği için bugünün gözde bölümleri yarının sıradan meslekleri haline gelebiliyor. Bu nedenle öğrencilerin mutlaka kendilerine şu soruyu sormaları öneriliyor: “Bu bölümü okumaktan mutlu olacak mıyım?”

Mutluluk ve ilgiyle seçilen bir bölüm, hem üniversite hayatını daha verimli kılacak hem de uzun vadede daha tatmin edici bir kariyer fırsatı sunacaktır.

Son kararınız mı?

11 Ağustos’a kadar sürecek bu tercih döneminde öğrencilerin defalarca düşünmesi, danışması ve doğru bilgi kaynaklarından yararlanması gerekiyor. Ailelerin baskısıyla ya da arkadaş çevresinin etkisiyle yapılan tercihler, ileride pişmanlık yaratabilir.

Son kararlar verilmeden önce yapılması gereken belki de en önemli şey, şudur:

Kendinize samimi bir şekilde sorun: “Bu tercih benim için mi, başkası için mi?”

Çünkü üniversite eğitimi bir yolculuktur ve bu yolculukta direksiyonda siz oturacaksınız.

Unutmayın; doğru tercih, sadece bir fakülteye girmek değil, geleceğe sağlam bir adım atmaktır