Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme yolunda attığı en köklü adımlardan biri olan Türk Harf Devrimi'ni inceliyoruz. 1 Kasım 1928'de kabul edilen bu yasa, Osmanlı'dan miras kalan Arap harflerine dayalı alfabenin yerine Latin harflerine dayalı yeni bir Türk alfabesinin geçmesini sağladı.
Bu devrim, sadece bir yazı değişikliği değil, aynı zamanda okuma-yazma oranını yükseltmeyi, Batı medeniyetine uyum sağlamayı ve yeni bir ulusal kimlik oluşturmayı hedefleyen büyük bir kültürel dönüşüm hareketiydi.
Harf Devrimi'nin tarihsel sürecini, ardındaki nedenleri, sonuçlarını ve hakkında az bilinen ilginç detayları yakından inceleyelim.
YILLAR SÜREN DEĞİŞİM SANCISI
Harf Devrimi, bir gecede alınmış ani bir karar değildi; aslında Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden itibaren tartışılan bir konuydu.
- Osmanlı'da Alfabe Tartışmaları: 19. yüzyılın sonlarında, Osmanlı aydınları arasında Arap alfabesinin Türkçe için ne kadar uygun olduğu tartışılıyordu. Arap alfabesi, ünlü harfleri tam olarak gösteremediği için Türkçe'deki sesleri doğru bir şekilde ifade etmekte yetersiz kalıyordu. Bu durum, okuma-yazmayı zorlaştırıyor ve okuma-yazma oranını düşük tutuyordu.
- Cumhuriyet Dönemindeki Hazırlıklar: Mustafa Kemal Atatürk, 1923'te İzmir İktisat Kongresi'nde Latin alfabesine geçişin gerekliliğini dile getirmişti. Ancak bu önemli kararın zamanlaması çok kritikti. Diğer devrimler tamamlandıktan sonra, Harf Devrimi için uygun zemin oluştu.
- Dil Encümeni ve Yeni Alfabenin Oluşturulması: 1928 yılında kurulan "Dil Encümeni", Türk alfabesini oluşturmak için çalışmalara başladı. Bu encümen, Latin harfleri arasından Türkçenin ses yapısına en uygun olanlarını seçerek 29 harfli bir alfabe oluşturdu.
HARF DEVİRMİNİN GERÇEKLEŞMESİ
Atatürk'ün kararlı liderliği ve bizzat rol alması, Harf Devrimi'nin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini sağladı.
- Yasanın Kabulü: 1 Kasım 1928'de, Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Bu kanunla, Arap alfabesi yasaklandı ve resmi yazışmalarda Latin alfabesi kullanılması zorunlu hale geldi.
- Atatürk'ün Millet Mektepleri İle Mücadelesi: Yasanın kabulünden sonra, Atatürk halka yeni alfabeyi öğretmek için büyük bir seferberlik başlattı. Kendisi bizzat kara tahtanın başına geçerek, "Başöğretmen" sıfatıyla yeni alfabeyi tanıttı ve halka öğretti.
- Millet Mektepleri: Okuma-yazma oranını artırmak için Millet Mektepleri kuruldu. Bu mekteplerde, 14-45 yaş arasındaki tüm vatandaşlara yeni alfabe ile okuma-yazma öğretildi. Bu süreç, aynı zamanda toplumun eğitim seviyesini yükseltmeyi hedefleyen bir halk eğitimi seferberliğiydi.
NEDENLERİ VE SONUÇLARI
Harf Devrimi, sadece bir yazı değişikliğinden ibaret değildi; arkasında derin kültürel, sosyal ve siyasi nedenler yatıyordu.
- Nedenleri:
- Okuma-Yazma Oranını Yükseltmek: Yeni alfabe, Türkçe'nin fonetiğine daha uygun olduğu için okuma-yazmayı kolaylaştırıyordu.
- Ulusallaşma ve Kimlik Oluşumu: Ortak bir alfabe, yeni bir ulusal kimlik oluşturma çabasının bir parçasıydı.
- Batı Medeniyetine Uyum: Batılı ülkelerin çoğu Latin alfabesini kullanıyordu. Bu durum, Türkiye'nin Batı medeniyetini yakalama hedefine hizmet ediyordu.
- Dilin Sadeleştirilmesi: Harf Devrimi, aynı zamanda dildeki Arapça ve Farsça kelimelerin ayıklanarak Türkçe'nin sadeleşmesi sürecini hızlandırdı.
- Sonuçları:
- Okuma-Yazma Oranında Artış: Harf Devrimi sayesinde okuma-yazma oranı hızla yükseldi.
- Kültürel Kopukluk Tartışmaları: Devrim, eski yazma eserlerin birçoğunun okunamamasına neden oldu ve bu durum, eleştirmenler tarafından kültürel bir kopukluk olarak değerlendirildi.
- Yeni Bir Edebi Dil: Yeni alfabe, Türk edebiyatında yeni bir dilin oluşmasına zemin hazırladı.
- Yazı Dili ve Konuşma Dili Ayrımının Azalması: Yeni alfabe ile yazı dili, konuşma diline daha çok yaklaştı ve bu da halkın okuma-yazmaya olan ilgisini artırdı.
AZ BİLİNENLER VE İLGİNÇ BİLGİLER
-
Atatürk'ün Alfabeyle İlgili Çalışmaları: Atatürk, Harf Devrimi öncesinde bizzat alfabenin şekli, harflerin fonetiği ve yazılışı üzerine çalışmalar yapıyordu.
-
İlk Alfabeyi Öğrenenler: Yeni alfabeyi ilk öğrenenler arasında, özellikle askerler ve memurlar gibi devlet çalışanları vardı. Bu sayede devlet kurumları hızla yeni sisteme geçti.
- "Yaşlıların Okuma Çabası": Harf Devrimi sırasında yaşlı insanların da okuma-yazma öğrenmeye gösterdiği çaba, tarihe not düşülen duygusal anlardan biridir.
- Matbaacılıkta Devrim: Yeni alfabeye geçiş, matbaacılık sektöründe de büyük bir değişime neden oldu. Arap alfabesine göre dizilen matbaa makineleri kullanımdan kalktı ve yeni makinelere geçiş yapıldı.
Harf Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaşlaşma serüveninde bir dönüm noktasıdır.
Bugün, Türkiye'de okuma-yazma oranlarının yüksek olmasının, kitap basımının yaygınlaşmasının ve modern bir Türk edebiyatının oluşmasının temelinde, 1928'de atılan bu cesur adım yatmaktadır. Bu devrim, bir milletin kaderini, sadece harfleri değiştirerek nasıl dönüştürebileceğinin en somut kanıtıdır.