Vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan mikroorganizmalara mikrobiyota denir. Vücudumuzda yaklaşık 100 trilyon bakteri bulunmaktadır ve bunların ağırlığı...
Vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan mikroorganizmalara mikrobiyota denir. Vücudumuzda yaklaşık 100 trilyon bakteri bulunmaktadır ve bunların ağırlığı 2-3 kg kadardır. Mikrobiyota bakterilerinin sayısı bizim kendi hücre sayımızdan 10 kat daha fazladır. Vücudumuzda farklı farklı yerlerde mikrobiyota bulunur. Bağırsaklarımızın bakterilerin en kalabalık bulunduğu yerdir. Bağırsak mikrobiyotası biz anne karnındayken gelişir. Gebelik sırasında anneden bebeğe bakteriler geçmeye başlar. Normal doğum ile doğan ve anne sütü alan bebek annesinden bakteri almaya devam eder. Bu sebeple sezaryenle doğan tada mama ile beslenen çocuklar maalesef dezavantajlı bebeklerdir. Büyürken yediklerimizden, içtiklerimizden, çevremizden ve temas ettiğimiz kişilerden pek çok bakteri alırız. Bu alış veriş sonucu hem faydalı hem de zararlı bakterileri alırız. Sağlıklı bir insanın mikrobiyotasında dost bakteri sayısı daha fazladır. Mikrobiyata bağırsak sağlığı açısından oldukça öneme sahiptir.
Bağırsaklarımızın sağlam bariyer özelliği taşıması, gıdaların sindirimi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, bazı vitaminlerin üretimi (K vitamini gibi), inflamasyonun önlenmesi, ideal vücut ağırlığının korunması ve merkezi sinir isteminin doğru bir şekilde çalışması sahip olduğumuz mikrobiyotaya bağlıdır. Son yıllarda yapılan birçok hastalığın kök nedenlerinden birinin de mikrobiyota olduğu bilinmektedir. Bunlara örnek olarak astım, otizm, kanser, çölyak hastalığı, kolit, diyabet, egzama, akne, üritiker, kalp hastalıkları, IBS (Irrıtable bağırsak sendromu), gıda alerjileri ve hassasiyetleri, mod düşüklüğü, kronik yorgunluk, Alzhemier, MS, Parkinson, migren, depresyon, candida çoğalması ve mantar enfeksiyonları, otoimmün hastalıklar(haşimato, vitiligo, romatoit artrit, lupus, sedef gibi)
İnsanda mikrobiyota beslenme, bağışıklık sistemi, ruh hali ve kronik hastalıklar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Mikrobiyotamızın çeşitliliği beslenmemizle oldukça ilişkili olup ne kadar çeşitli besleniyorsak bakterilerimizde o kadar çeşitli olacaktır. Amacımız vücudumuza hizmet eden dost bakterilerin sayısını arttırmak olup burada dikkat edeceğimiz şey liften zengin beslenme biçimi olmalıdır. Meyveler, sebzeler ve tahıl ürünleri lif içeriği yüksek besinler olup günde en az 5 porsiyon sebzeyi pişmiş veya çiğ olarak tüketebilirsiniz. Meyve lif içeriği yüsek ama aynı zamanda da şeker içeren bir besin grubudur bu sebeple 1-2 porsiyonu geçmemenizi tavsiye ederek meyve suyu tüketimini önermediğimi eklemek isterim. Sebebini açıklayacak olursak 1 bardak meyve suyunun içine en az 3 porsiyon meyve girmekte olup hem şeker içeriği yüksektir hem de lif oranı düşüktür. Kurubaklagiller yine lif içeriği yüksek besinler olup yemek veya salatalarda kullanılarak tüketilebilir.
Şeker ve şekerli besinler bağırsaklarımızda zararlı bakteriler için besin kaynağıdır. Basit şeker ve karbonhidrat tüketerek beslenen bir bireyin sindirim sistemine bağlı gaz, karın ağrısı, bulantı, şişkinlik, ishal ve ya kabızlık gibi şikayetlerinin fazla olmasının sebebi buradan kaynaklanmaktadır.
Akdeniz tarzı koyu yeşil yapraklı çeşitlilik yelpazesi geniş sebze ağırlıklı beslenme, zeytin yağ, hindistancevizi yağı gibi fonksiyonel yağları tüketimi, probiyotik içeren kefir, turşu tüketimi, yeterli miktarda hayvansal protein tüketimi (fazla tüketmek mikrobiyota dengesini bozmaktadır) önemlidir. Tatlandırıcılar, Trans yağ asidi içeren margarineler, katkı maddesi içeriği yüksek, besin değeri düşük paketli ürünlerin tüketim miktarı ve sıklığı, antibiyotik kullanımı, uzun süre mide koruyucu kullanımı, alkol kullanımı, kimyasal madde maruziyetleri enfeksiyonlar ve tedavi amacıyla kullanılan bazı ilaçlar bağırsak mikrobiyotasını bozmaktadır.
Bağırsaklarımızdaki dost bakteriler mutluluk hormonu olarak adlandırdığımız seratonin hormonu seviyesini etkilemektedir bu sebeple dost bakterilerinin azalması azalan seratonin hormonu ile kaygı, endişe, mod düşüklüğü, depresyon gibi sorunlara sebep olmaktadır.