1 Ocak 1993 sabahı dünya uyandığında, Orta Avrupa haritasında artık tek bir "Çekoslovakya" yoktu. Onun yerine, tek bir mermi dahi atılmadan, tek bir cam kırılmadan ortaya çıkmış iki yeni devlet vardı: Çek Cumhuriyeti ve Slovakya.
Tarihe "Kadife Boşanma" (Velvet Divorce) olarak geçen bu olay, Yugoslavya'da akan kanın ve Sovyetler Birliği'ndeki kaosun aksine, bir medeniyet ve diplomasi dersi olarak hafızalara kazındı.
Neden Ayrıldılar?
Çekoslovakya, 1918'de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun küllerinden doğan yapay ama umut dolu bir evlilikti. Ancak 1989'daki Kadife Devrim ile komünizm çökünce, bu evliliğin altındaki fay hatları gün yüzüne çıktı.
- Ekonomik Makas: Çek toprakları (Bohemya ve Moravya) tarihsel olarak sanayileşmiş ve Batı'ya dönükken; Slovakya daha çok tarıma dayalı, ağır sanayi odaklı ve komünist dönemin devlet yardımlarına bağımlı bir yapıdaydı.
- Siyasi Vizyon Farkı: Çek lider Václav Klaus, hızlı bir serbest piyasa ekonomisine geçişi savunurken; Slovak lider Vladimír Mečiar, daha yavaş, devlet korumacı ve "Slovak kimliğini" vurgulayan bir yol istiyordu.
- Eşitsizlik Hissi: Slovaklar kendilerini Prag'ın "küçük ortağı" gibi hissediyor, federal hükümetin kararlarında daha fazla söz hakkı talep ediyordu. Çekler ise Slovakya'nın ekonomik yükünü taşımaktan yorulmuştu.
"Tire Savaşı" (The Hyphen War): Bir İşaretle Başlayan Kopuş
Ayrılığın ilk ciddi sinyali, devletin adı üzerine çıkan ve bugün kulağa komik gelen ancak o dönem çok ciddi olan bir tartışmaydı.
1990 yılında Slovak siyasetçiler, devletin adının "Çekoslovakya" değil, Slovakların eşitliğini vurgulamak için tireli bir şekilde "Çek-Slovakya" olarak yazılmasını talep ettiler. Çekler bunu Nazi dönemindeki bölünmeyi hatırlattığı için reddetti. Sonunda, ülkenin adının Çekçe'de tiresiz, Slovakça'da tireli yazılması gibi absürt bir uzlaşmaya varıldı. Bu "Tire Savaşı", duygusal bağların koptuğunun en büyük kanıtıydı.
Bahçede Kararlaştırılan Kader
Ayrılık kararı parlamento koridorlarından ziyade, Brno şehrindeki meşhur Villa Tugendhat'ın bahçesinde, bir ağacın altında yapılan görüşmelerde mühürlendi.
- Aktörler: Václav Klaus ve Vladimír Mečiar.
- Karar: İki lider, federasyonu sürdürmenin imkansız olduğuna karar verdi. İlginç olan şudur ki; halkın çoğunluğu (yapılan anketlere göre her iki tarafta da yaklaşık %60-%70 oranında) ayrılığa karşıydı. Buna rağmen liderler bir referandum yapmamaya karar verdiler.
Barışçıl Bir Paylaşım
31 Aralık 1992 gece yarısı federasyon sona erdiğinde, her şey matematiksel bir titizlikle paylaşıldı:
- 2:1 Kuralı: Ülkenin tüm varlıkları (ordudan elçilik binalarına kadar), Çek ve Slovak nüfus oranına göre 2'ye 1 oranında bölüştürüldü.
- Sınırlar: Mevcut idari sınırlar devlet sınırı kabul edildi. Bazı kasabalar ve demir yolları ortadan ikiye bölünse de ciddi bir kriz yaşanmadı.
- Vatandaşlık: İnsanlara hangi ülkenin vatandaşı olmak istediklerini seçme hakkı tanındı.
Az Bilinen ve İlginç Bilgiler
- Bayrak İhaneti mi? Ayrılık anlaşmasına göre, her iki taraf da eski Çekoslovakya'nın sembollerini (bayrak, amblem vb.) kullanmayacağına dair söz vermişti. Ancak Çek Cumhuriyeti, yeni bir bayrak tasarlamak yerine eski mavi-beyaz-kırmızı bayrağı kullanmaya devam etti. Slovakya bu duruma tepki gösterse de konu büyümeden kapandı.
- Milli Marş Paylaşımı: Çekoslovakya'nın milli marşı iki bölümden oluşuyordu. Ayrılıkla birlikte marşın ilk (Çekçe) kısmı Çek Cumhuriyeti'nin, ikinci (Slovakça) kısmı ise Slovakya'nın milli marşı oldu.
- Olimpiyat Takımı: 1992 Barselona Olimpiyatları'nda sporcular "Birleşik Takım" olarak yarışırken, 1994 Kış Olimpiyatları'na iki ayrı devlet olarak katıldılar.
- Para Birimi: Başta ortak bir para birimi (Çekoslovak Korunası) kullanılması planlanmıştı, ancak ekonomik farklar nedeniyle sadece 38 gün sonra her iki ülke kendi para birimine geçti.
"En İyi Komşular"
Kadife Boşanma, dünya tarihindeki en başarılı ayrılık hikayelerinden biridir. Bugün hem Çekya hem de Slovakya Avrupa Birliği ve NATO üyesidir. Birbirleriyle olan ekonomik ve kültürel bağları o kadar güçlüdür ki, çoğu zaman uluslararası arenalarda en yakın müttefik olarak hareket ederler.
Bu olay, milliyetçi gerilimlerin kan dökülmeden, masada oturarak ve karşılıklı saygı çerçevesinde çözülebileceğinin evrensel bir kanıtı olarak kalmaya devam ediyor.