1932 yılının son ayı Ankara. Günlerden Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 27 aralık1919’un 13. yıldönümü, Hakimiyet-i Milliye(Ulus) gazetesinin...

1932 yılının son ayı Ankara. Günlerden Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 27 aralık1919’un 13. yıldönümü, Hakimiyet-i Milliye(Ulus) gazetesinin yazı işleri müdürü Naşit ULUĞ’un, Halkevine teklifi ile Mustafa Kemal’in Heyet-i Temsiliye ile birlikte Ankara’ya gelişinin bir başka ifade ile Kızılcagün’ün 13. yılının kutlanması yapılır.

Ankara valisi Nevzat TANDOĞAN’IN başkanlığında, eski Ankara Müftüsü yen, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat BÖREKÇİ, Ankara vekillerinden Rasim AKYAR, Yahya Galip KARGI, Rıfat ARAZ beyler, Müdafai Hukuk Heyeti üyelerinden Ademzade AHMET, Bulgurlu MEHMET beylerden oluşan heyet, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın huzurundadırlar.

Ankaralılar adına vali Nevzat TANDOĞAN, Mustafa Kemal’e Ankara’ya gelişinin bu yıl dönümünde kendilerini şanslı ve bahtiyar saydıklarını belirterek, Kurtuluş Savaşı ve vatanın uygarlık yolunda kat ettiği süreç ile ilgili minnet ve şükranlarını bildirirler. Mustafa Kemal ATATÜRK’de; “Muhterem arkadaşlar!

Bugünkü tezahüratı yakından seyrettim. Çok mütehassıs oldum. Bu canlı tezahüat ben de 13 yıl evvel Ankara’ya ilk geldiğim gün duyduğum heyecanı yeniden yaşattı.

Bugünkü manzara karşısında muhterem Ankaralı hemşerilerimin o günü bana gösterdikleri hüsnü kabulü ve yüksek misafirperverliği tamamiyle hatırladım. Zaten bu asil hareketi hiçbir vakit unutamadım ve unutmayacağım.

Ankara’ya geldikten sonraki mücadele hayatımızda hürriyet ve istiklal aşkı kahraman Ankaralıların başta sizin gibi daima benimle beraber kalmış olan, değerli arkadaşlarım olduğu halde gösterdikleri vefa ve yardımları her vakit minnetle yad ederim.

Benim Ankara’ya geldiğim günü yaşatmak teşebbüsünü alan yüksek heyetinize çok teşekkür ederim. Bu günü yaşatmakta derin sevgi heyecanını ve duygularınızı minnetle bir daha gördüm. Ankaralı hemşerilerime sonsuz saygımı ve sonsuz sevgilerimi bildirmenizi rica ederim.”

*Alıntılayan Şeref ERDOĞDU, Ankaram, S.110

Bu söyleşiyi bir sonraki yazımda “Mustafa Kemal’in sofrasında Ankara Kulübü kuruluyor” başlığı ile devam ettireceğim. Esen kalın.