Her yıl dünya çapında bir milyondan fazla kadına jinekolojik kanser teşhisi konulmaktadır. Bu kadınların yaklaşık %15’i...

Her yıl dünya çapında bir milyondan fazla kadına jinekolojik kanser teşhisi konulmaktadır. Bu kadınların yaklaşık %15’i 15-39 yaşları arasındadır. Bu yaş grubu genellikle ergenler ve genç yetişkinler olarak anılır. Yaş gruplarının minimum ve maksimum değerleri ülkeler arasında değişiklik gösterir. Günümüzde genç yaştaki kanser hastalarının %80’i, erken teşhis ve kanser tedavisindeki ilerlemeler sayesinde hastalığı atlatabilmektedir. Onkolojik tedavinin odak noktası da sağkalımdan tedaviden sonraki yaşam kalitesine doğru genişlemiştir. Genç yaştaki hasta grubunda tedavi sonrası iyi bir yaşam kalitesi elde etmek için fertilitenin korunması önemli bir faktördür. Doğurganlık; cerrahi, kemoterapi veya radyoterapinin gonadotoksik etkileri ile zarar görebilir. Kadın genital sistemi kanserlerinde, özellikle rahim ağzı, yumurtalık ve endometriyum kanserinin tedavisinde doğurganlık yüksek risk altındadır. Yumurtalıkların, rahimin ve bazen rahim ağzının kısmen korunduğu doğurganlık koruyucu cerrahi, seçilmiş vakalarda, örneğin erken evre malign servikal, yumurtalık ve endometriyal tümörleri olan kadınlarda tercih edilebilmektedir.

Tüm rahim ağzı kanserlerinin %20’si genç yaştaki kadınlarda teşhis edilir, bu da rahim ağzı kanserini genç kadınlarda en yaygın jinekolojik malignite ve kansere bağlı ölümlerin ikinci sıradaki nedeni yapar. Neyse ki, nüfus taraması ve İnsan Papilloma Virüsü (HPV) aşılaması sayesinde dünyanın bazı bölgelerinde hastalığın görülme sıklığı ve ölüm oranı azalmaktadır. Histerektomi (rahim alınması) artık çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlarda erken evre rahim ağzı kanseri için standart tedavi olarak kabul edilir. Doğurganlığını korumak isteyen genç kadınlarda, fertilite koruyucu prosedürler uygulanabilmektedir, ancak onkolojik açıdan güvenlik hâlâ belirsizdir.Yumurtalık kanseri, genç kadınlarda en sık görülen 4. kanserdir. Epitelyal yumurtalık kanseri görülen en yaygın tiptir, ancak epitelyal olmayan yumurtalık kanseri 40 yaş üstü kadınlara göre genç kadınlarda daha sık rastlanır. Klinik erken evre epitelyal yumurtalık kanserinin standart yönetimi, üreme organlarının çıkarılmasını içeren cerrahi evrelemedir. Son aşamaya ve histolojiye bağlı olarak kemoterapi önerilebilir. Fertilite koruyucu tedavi, doğurganlığını korumak için güçlü bir istek duyan, sınırlı hastalığı olan ve ameliyat sırasında görünür anormallikleri olmayan genç hastalarda düşünülebilir. Bununla birlikte, konuyla ilgili tartışmalar devam etmektedir.

Endometriyal kanserlerin sadece %4’ü genç yaştaki kadınlarda görülse de, bu yüzde hâlâ her yıl yaklaşık 15.000 yeni teşhis edilen kanser anlamına gelmektedir.Endometriyal kanserde standart tedavi, üreme organlarının çıkarılmasını içerir, bu da hastalarda %93 gibi çok yüksek bir tedavi oranını sağlar. Fertilite koruyucu alternatif tedavi, progestin ile hormonal tedavi, kombinasyon halinde histeroskopik rezeksiyon ve/veya küretajı içerir. Doğurganlığı koruyucu bu yaklaşımın %50-75’lik iyileşme oranları rapor edilmiş olup, standart tedavinin yüksek etkinliğinden açık bir taviz verildiğini göstermektedir. Histeroskopik değerlendirme ve endometriyal örnekleme ile sıkı takip önerilir.

Jinekolojik kanserli hastalarda doğurganlık koruyucu cerrahi sonrası onkolojik güvenlik ve sağlıklı gebelik şansına ilişkin kanıt düzeyi henüz düşüktür. Çalışmalar ilerledikçe doğurganlık koruyucu cerrahi tedavisinde de yeni gelişmeler olacaktır. Sağlıklı günler dileğiyle…