Pencereler. Evlerimizde aslında kimi zaman o kadar da önemsemediğimiz, bazıları istinat duvarlarına caddelere baktığı için hayıflandığımız duvar üzerindeki açıklıklar. Bu basit gibi gözüken yapı elemanları aslında bir zamanlar hiç de masum olmayan birer gelir kaynağıydı.
17. yüzyıl İngiltere'si duvarların üzerinde duran bu açıklıkları gelir kaynağı olarak kullanmanın bir yolunu buldu. Bu açıklıklar artık insanların temiz havayı evlerine davet ettiği, ışığı misafir ettikleri açıklıklar değil ivedi kapatılması gereken derdi kendinden büyük masraf kalemleri oldu.
1696 yılında, Kral III. William, kasayı doldurmak ve mali gücü artırmak amacıyla son derece çarpıcı bir vergiyi yürürlüğe koydu: Pencere Vergisi...
O dönemler insanlar vergilerini beyan etmekten kaçınıyor ve vergi ödemelerini ellerinden geldiğince yasalara uygun yapmamaya gayret gösteriyorlardı. Bunun üzerine pencereler gibi saklanamayacak, somut bir unsur vergiye tabii oldu.
Vergi sistemi gayet basitti. 10 pencerenin üzerinde ne kadar pencere varsa o kadar vergi ödeyecektiniz. Yasa toplumda çözümsüz sorunlara yol açtı. Zengin halk için sorun olmayan bu uygulama ülkenin fakirleri için acilen çözülmesi gereken büyük bir maliyet haline geldi. Fakir halk sorunun çözümünü camları taşlarla örerek kapatmakta buldu. Yoksul halkın evleri artık daha sağlıksız mekanlar haline gelmeye başlamıştı.
İngiltere hazinesini doldururken yoksullar ise bu vergiden kurtulmak için bulduğu yolun ceremesini çekiyordu. Hatta o dönemler artan bazı hastalıklar bile bu verginin neticesi olarak görülüyordu. Özellikle o dönem artan tüberküloz vakalarının ana sebebi olarak anılıyor bu vergiler. Artık yeni inşa edilen evlerde bu modaya uymuş ve daha az pencereli evler çoğalmaya başlamıştı.
Bu vergiler topluma elbette sadece sağlıksal bir problem olarak yansımadı. Pencereler artık bir statü göstergesiydi. Pencereli evler zenginliği, sağlığı temsil ederken; penceresiz evler yoksul, hasta bir halkı temsil eder hale geldi. Binaların dış görünüşünden dahi insanlarından toplumun hangi sınıfına mensup olduğu kolayca anlaşılabiliyordu.
Pencere Vergisi 150 sene yürürlükte kaldı. Halkın yoğun ve sürekli tepkisi sonucu 1851'de kaldırılsa da bugün hala bu verginin izlerini görebiliyoruz. Günümüzde hala bu izleri taşıyan evler dönemin karanlığını yansıtan birer anıt gibi İngiltere sokaklarında sergileniyor.
Bizlerden kilometrelerce uzakta yaşanan bu tarihsel olay aslında vergilendirme politikalarının ne kadar önemli, ne kadar ince düşünülmesi gereken bir konu olduğunu bize hatırlatıyor. Bazı uygulamaların beklenmeyen sonuçlar çıkaracağını tekrar tekrar hatırlamak gerekiyor.
Pencerelerden sızan ışık bazen sadece basit bir hüzme değil; özgürlüğün, sağlığın, refahın simgesi olabilir. Işığınız hiç kesilmesin...

