Siyasetin, ekonominin ve toplumsal olayların hızla değiştiği Türkiye’de, 2025 yılı gündemi çoğu zaman ağır, yorucu ve tartışmalı başlıklarla şekillendi.

2025’te En Çok Dinlediklerimiz

CHP iletişimin paylaştığı listede, yıl boyunca kamuoyunda yer eden tartışmalar maddeler halinde şöyle sıralanıyor:

  • Türkiye bir hukuk devletidir.
  • Gözaltına alınıyorum.
  • Enflasyon yıl sonunda yüzde 20’nin altına düşecek.
  • Erişim engeli getirildi.
  • Sözcü TV, Halk TV, Tele 1 ve Now TV’ye ceza.
  • Kayyım atandı.
  • Şafak baskınıyla gözaltına alındı.
  • Tutuklandı.
  • Silivri cezaevine gönderildi.
  • Adli kontrolle serbest bırakıldı.
  • Zam geldi.
  • Kaynak yok.
  • Ek vergiler gündemde.
  • Döviz ve altın yeniden yükselişte.
  • Türk lirası değer kaybetti…
  • Genç işsizlik rekor kırdı.
  • Emekli yine açlık sınırının altında.
  • Kira krizi derinleşiyor.
  • Kamu kaynakları yine belli şirketlere aktarıldı.
  • Hukukun üstünlüğü bir kez daha yok sayıldı.

Bu listedeki ifadeler, tek başına okunduğunda bile ciddi toplumsal ve ekonomik sorunlara işaret ediyor. Ancak bunları bir Spotify çalma listesi gibi sunmak gündemin ağırlığını hafifletirken aynı zamanda çarpıcı bir eleştiri oluşturuyor.

Bu liste, aslında bir yılın değil; bir toplumun ruh halinin özeti. Kimi başlıklar birer haber cümlesi gibi duruyor, kimileri karikatüre taş çıkartacak kadar ironik, kimileri ise acının kendisi.

Biz bu topraklarda yıllardır “acı” ile “mizah” arasında ince bir çizgide yürümeye alıştık. Belki de bu yüzden, her kriz sıcaklığını yitirip gündelik rutine dönüşürken mizah hem yaralarımızı sarıyor hem de gerçeğin ağırlığını hafifletiyor.

Ama ne tuhaf: Gülmeye çalıştıkça, aslında ne kadar uzun zamandır gülemediğimizi fark ediyoruz.

Belki de bu liste sadece bir yılın kroniği değil; acının bile artık ironiden medet umduğu bir ülkenin sessiz ağıdıdır.