Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin günlerinden birinde, 1921 yılında Ankara'da, Milli Mücadele'nin lideri Mustafa Kemal Paşa'ya yönelik kurgulanan bir suikast girişimi, İngiliz istihbaratının Anadolu'daki karanlık operasyonlarını gün yüzüne çıkardı.
Bu komplonun merkezindeki isim, Hindistan asıllı İngiliz casusu Mustafa Sagir'di. Onun yakalanması ve idam edilmesi, sadece bir suikast girişimini engellemekle kalmadı, aynı zamanda Ankara Hükümeti'nin İstiklal Mahkemeleri aracılığıyla bağımsızlığını ve kararlılığını tüm dünyaya ilan etmesi açısından da büyük önem taşıdı.
İNGİLİZLERİN ANADOLU'DA CASUSLUK FAALİYETLERİ
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından işgal altındaki Osmanlı İmparatorluğu'nda, İngilizler Anadolu'daki Milli Mücadele hareketini engellemek için her türlü yönteme başvuruyordu.
İngiliz istihbaratı, farklı etnik ve dini grupları kışkırtmak, Ankara Hükümeti'ni içeriden zayıflatmak ve özellikle Mustafa Kemal Paşa'yı saf dışı bırakmak için casusluk ve sabotaj faaliyetleri yürütüyordu.
Bu dönemde, İngilizlerin en önemli hedeflerinden biri, yeni kurulan TBMM Hükümeti'nin lideri Mustafa Kemal Paşa'ydı. Onu ortadan kaldırarak Milli Mücadele'nin ruhunu kırmayı ve direnişi çökertmeyi amaçlıyorlardı.
HİNT ASILLI İNGİLİZ CASUS: MUSTAFA SAGİR
Mustafa Sagir, Hint Müslümanı kimliği altında Anadolu'ya sızan, İngiliz istihbaratı tarafından özel olarak eğitilmiş bir casustu.
1886 yılında Hindistan'ın Peşaver şehrinde doğan Sagir, genç yaşta İngiltere'ye gönderilerek burada eğitim almış, birden fazla dil bilen (Arapça, Farsça, Almanca ve Türkçe) ve diplomatik yetenekleri gelişmiş bir profile sahipti.
İngiliz Gizli Servisi (MI6) tarafından görevlendirilen Sagir, Mısır, Almanya, İran ve Afganistan gibi farklı coğrafyalarda İngiltere adına casusluk faaliyetleri yürütmüştü.
Anadolu'ya gelişi, Hint Hilafet Komitesi'nin Türkiye'ye yardım amacıyla gönderdiği heyetlerin arasına sızarak gerçekleşti.
1920 yılının Aralık ayında İnebolu ve Kastamonu üzerinden Ankara'ya ulaşan Mustafa Sagir, Milli Mücadele'ye destek vermek amacıyla geldiği izlenimini yaratarak Ankara Hükümeti yetkilileriyle, hatta bizzat Mustafa Kemal Paşa ile temas kurdu.
Kemalettin Sami Paşa aracılığıyla Mustafa Kemal Paşa'nın da dikkatini çekmeyi başardı.
CASUSUN YAKALANMASI
Mustafa Sagir'in hareketleri, Ankara Hükümeti'nin istihbarat birimlerinin dikkatini çekti. Özellikle Mustafa Kemal Paşa, Sagir'in aşırı meraklı ve bilgi toplama odaklı tavırlarından şüphelenmişti.
İçişleri Bakanı Dr. Adnan Adıvar'a, "Dikkatli olmalı! Bu adam mükemmel bir casustur" diyerek uyarılarda bulundu. Bunun üzerine Mustafa Sagir gizlice göz hapsine alındı.
Dönemin kritik anlarından biri, Mustafa Sagir'in İstanbul'daki Ferid Cavid adresine gönderdiği gizli bir mektubun ele geçirilmesi oldu.
Kimyager Naki Cevat Akerman tarafından amonyak dökülerek okunan bu mektupta, Mustafa Kemal Paşa'nın her hareketi hakkında ayrıntılı bilgiler yer alıyordu.
Mektubun deşifre edilmesiyle Mustafa Sagir'in bir İngiliz casusu olduğu ve Mustafa Kemal Paşa'ya yönelik bir suikast planının içinde yer aldığı kesinleşti.
İSTİKLAL MAHKEMESİNE ÇIKIŞI VE YARGILANIŞI
Yakalanan Mustafa Sagir, Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı. Milli Mücadele döneminde kurulan İstiklal Mahkemeleri, olağanüstü yetkilere sahip olup, hızlı ve caydırıcı kararlar alarak devlet otoritesini tesis etmeyi hedefliyordu.
Mustafa Sagir'in davası, bu mahkemelerin en önemli ve sembolik davalarından biri haline geldi.
Mustafa Sagir, yargılama sürecinde suçunu itiraf etti. İngilizlerin talimatıyla Ankara'ya geldiğini ve Mustafa Kemal Paşa'ya suikast düzenlemeyi planladığını kabul etti.
İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold, Sagir'in serbest bırakılması için Ankara Hükümeti nezdinde yoğun diplomatik girişimlerde bulundu. Ancak Ankara Hükümeti, bu tür diplomatik baskılara boyun eğmeyerek bağımsızlık ve egemenlik kararlılığını gösterdi.
Ankara, İngilizlere cevaben, Mustafa Sagir'in "savaş suçlusu veya siyasi suçlu değil, adi suçlu" olduğunu ve casusluk yaparken yakalandığını belirterek, kanunlara uygun bir şekilde yargılanacağını vurguladı.
24 Mayıs 1921 tarihinde Ankara İstiklal Mahkemesi, Mustafa Sagir'i casusluk suçundan idama mahkûm etti.
Karar, Batılı devletlerin tüm tepkisine karşın, aynı gün Karaoğlan Meydanı'nda (bugünkü Ulus Meydanı yakınları) infaz edildi.
Mustafa Sagir'in idamı, Ankara Hükümeti'nin emperyalist güçlere karşı tavizsiz duruşunu ve ulusal egemenlik konusundaki kararlılığını tüm dünyaya gösteren sembolik bir olay oldu.
SUİKASTİN ÖNLENMESİNİN ÖNEMİ
Mustafa Kemal Paşa'ya yönelik 1921 suikast girişiminin önlenmesi ve Mustafa Sagir'in idamı, Kurtuluş Savaşı'nın seyri açısından kritik bir öneme sahipti.
Eğer suikast başarılı olsaydı, Milli Mücadele'nin lideri Mustafa Kemal Paşa'nın yokluğu, Anadolu'daki direnişi ciddi şekilde sarsabilir ve işgal güçlerinin emellerine ulaşmasını kolaylaştırabilirdi.
Bu olay, aynı zamanda Ankara Hükümeti'nin istihbarat ve güvenlik mekanizmalarının etkinliğini de gözler önüne serdi.
Mustafa Sagir olayı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde karşılaştığı iç ve dış tehditlerin ciddiyetini ve bu tehditlere karşı gösterilen kararlı duruşu temsil eden önemli bir dönüm noktasıdır.