Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde belki de en çalkantılı ve varoluşsal krizin yaşandığı dönemlerden biri olan Fetret Devri (1402-1413), Ankara Savaşı'nda Timur'a karşı alınan ağır yenilgiyle başladı ve Osmanlı Devleti'nin dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı 11 yıllık bir taht kavgaları ve iç savaşlar sürecine sahne oldu.
Yıldırım Bayezid'in esir düşmesiyle başlayan bu kaos dönemi, sadece taht kavgası olmakla kalmadı, aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli'deki otoritesini sarsan, beyliklerin yeniden canlandığı ve toplumsal huzursuzluğun arttığı bir dönemdi.
Ancak bu karanlık on bir yıl, aynı zamanda Osmanlı'nın kuruluşundaki sağlam temellerini ve kriz anlarında diriliş yeteneğini de gözler önüne serdi.
Bu dönemin önemli figürleri, kanlı muharebeleri, az bilinen detayları ve ilginç olayları, Osmanlı tarihinin en dramatik sayfalarını oluşturur.
ANKARA SAVAŞI VE FETRET'İN BAŞLANGICI
Fetret Devri'nin başlangıcı, Osmanlı İmparatorluğu'nun hiç beklemediği bir darbeyle geldi: Ankara Savaşı.
- Yıldırım Bayezid ve Timur'un Çatışması: 14. yüzyılın sonlarında Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid, Anadolu Türk birliğini büyük ölçüde sağlamış, Sırbistan'ı egemenliği altına almış ve İstanbul'u kuşatmaya başlamıştı. Ancak doğudan yükselen büyük bir tehlike vardı: Çağatay Hanlığı'nın son büyük lideri Timur. İki büyük hükümdar arasındaki mektuplaşmalar, hakaretler ve nihayetinde Anadolu'daki hakimiyet mücadelesi, kaçınılmaz bir savaşa yol açtı.
- Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402): Çubuk Ovası'nda (Ankara yakınları) yapılan bu muharebe, Osmanlı tarihi için bir dönüm noktasıydı. Timur'un ordusunun sayıca üstünlüğü, filleri kullanması ve Osmanlı ordusundaki Kara Tatarların saf değiştirmesi gibi faktörler, Osmanlı'nın yenilgisine neden oldu. Yıldırım Bayezid, savaş alanında esir düşen ilk ve tek Osmanlı padişahı oldu.
- İlginç Bir Bilgi: Timur, Yıldırım Bayezid'i esir aldıktan sonra, bazı kaynaklara göre ona kötü muamele etti. Kafes içinde gezdirdiği veya ona alaycı davranışlarda bulunduğu iddiaları vardır. Ancak bu iddialar tartışmalıdır ve Timur'un kendi otobiyografik eserlerinde yer almamaktadır.
- Az Bilinen Bir Gerçek: Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'in ordusunda yer alan Sırp birlikleri, padişahın esir düşmesine rağmen kahramanca savaşmaya devam etmişlerdir. Bu durum, Osmanlı'nın farklı etnik unsurları bir arada tutma yeteneğinin bir göstergesidir.
- Osmanlı'nın Dağılması Tehlikesi: Yıldırım Bayezid'in esir düşmesi ve kısa süre sonra vefat etmesiyle (8 Mart 1403), Osmanlı toprakları sahipsiz kaldı. Timur, Osmanlı'nın Anadolu'daki fetihlerini tersine çevirerek, daha önce Osmanlı'ya katılmış olan bazı beyliklere bağımsızlıklarını geri verdi. Bu durum, Osmanlı'yı yıkılma eşiğine getirdi.
ŞEHZADELERİN KANLITAHT DANSI
Yıldırım Bayezid'in oğulları arasında başlayan taht mücadelesi, Fetret Devri'nin ana eksenini oluşturdu.
- Önemli Figürler (Şehzadeler):
- Şehzade Süleyman Çelebi: Rumeli'deki topraklara hakimdi ve Avrupa devletleriyle iyi ilişkiler kurarak tahtı ele geçirmeye çalıştı. Ancak daha sonra kardeşi Musa Çelebi tarafından öldürüldü.
- Şehzade İsa Çelebi: Bursa'ya hakim oldu, ancak diğer kardeşleri tarafından güçsüz görülerek saf dışı bırakıldı.
- Şehzade Musa Çelebi: Timur'un Anadolu'da bıraktığı şehzadelerden biriydi. Daha sonra Rumeli'ye geçerek Süleyman Çelebi ile mücadele etti ve onu ortadan kaldırdı. Sırbistan ve Bizans ile çatışmalar yaşadı.
- Şehzade Mehmet Çelebi (Çelebi Mehmet / I. Mehmet): Fetret Devri'nin en önemli figürüdür. Amasya'da Timur'dan nispeten az etkilenen bir bölgeye sahipti. Kardeşleri arasındaki mücadelelerde zekası ve diplomatik yeteneğiyle öne çıktı. Osmanlı'yı yeniden birleştiren kişi oldu.
- Taht Mücadelesinin Safhaları:
-
- İsa Çelebi'nin Saf Dışı Bırakılması: İlk olarak Mehmet Çelebi ve Musa Çelebi, İsa Çelebi'yi ortadan kaldırdı.
- Süleyman Çelebi-Musa Çelebi Mücadelesi: Süleyman Çelebi, Rumeli'de konumunu sağlamlaştırırken, Musa Çelebi Anadolu'dan Rumeli'ye geçerek ona karşı mücadele etti. Musa, Süleyman'ı yenerek öldürdü.
- Mehmet Çelebi-Musa Çelebi Mücadelesi: Son olarak Mehmet Çelebi ile Musa Çelebi karşı karşıya geldi. Musa'nın sert ve merkeziyetçi politikaları, bazı beyliklerin ve Rumeli'deki Hristiyan lordların Mehmet Çelebi'yi desteklemesine neden oldu.
ÖNEMLİ MUHAREBELER
Fetret Devri boyunca, kardeşler arasındaki taht mücadelesi kanlı muharebelerle geçti.
- Çamurluova Savaşı (1413): Fetret Devri'ne son veren en önemli muharebedir. Mehmet Çelebi ile Musa Çelebi arasında yaşandı. Bu savaşta Mehmet Çelebi, Karamanoğulları, Candaroğulları gibi Anadolu beylikleri ve Sırp despotu Stefan Lazarević gibi Rumeli'deki Hristiyan müttefiklerinden destek aldı. Musa Çelebi yenildi ve öldürüldü.
- İlginç Bir Bilgi: Musa Çelebi'nin otoriter yönetimi, Rumeli'deki bazı akıncı beylerini ve uç beylerini rahatsız etmişti. Bu da onların Çelebi Mehmet'e yönelmesine neden oldu. Musa Çelebi'nin özellikle Yeniçeriler üzerindeki etkisi, bazı eski Osmanlı devlet adamlarını endişelendiriyordu.
- Diğer Bölgesel Çatışmalar: Fetret Devri, sadece kardeşler arası savaşlarla sınırlı değildi. Anadolu'da beylikler yeniden bağımsızlık kazanma mücadelesi verirken, Rumeli'de Sırplar, Bulgarlar ve Bizans İmparatorluğu da Osmanlı'nın zayıflığından faydalanmaya çalıştı.
DEVRİN AZ BİLİNENLERİ
Bu dönem, tarih kitaplarında çoğu zaman sadece taht kavgası olarak geçse de, birçok ilginç detayı barındırır.
- Derviş Ayaklanmaları ve Şeyh Bedreddin İsyanı: Fetret Devri'nin kaosu, toplumsal ve dini ayaklanmaların da yaşanmasına zemin hazırladı. Özellikle Şeyh Bedreddin İsyanı, hem dini hem de sosyal adalet arayışını temsil eden büyük bir halk hareketiydi. Bu isyan, Fetret'in getirdiği toplumsal huzursuzluğun bir yansımasıydı ve Mehmet Çelebi'yi oldukça zorladı.
- Az Bilinen Bir Gerçek: Şeyh Bedreddin, Osmanlı İmparatorluğu'nda merkezi otoritenin zayıfladığı bir dönemde ortaya çıkan ve eşitlikçi bir toplum düzeni savunan önemli bir düşünür ve liderdi. İsyanı, Osmanlı'nın ileride karşılaşacağı benzer toplumsal ve dini hareketlerin bir öncüsü niteliğindeydi.
- Timur'un Stratejisi: Timur, Osmanlı'yı tamamen yıkmak yerine, onu parçalayarak kendi hakimiyeti altında bir tampon bölge oluşturmayı amaçlamıştı. Bu strateji, Osmanlı'nın tamamen yok olmasını engellemiş, ancak uzun süreli bir iç krize yol açmıştır.
- Avrupalı Devletlerin Tutumu: Avrupalı devletler (Bizans, Venedik, Ceneviz, Sırbistan gibi), Osmanlı'nın bu iç karışıklığından faydalanmaya çalıştı. Şehzadeler, birbirlerine karşı dış destek arayışına girdi. Ancak bu devletler, Osmanlı'nın tamamen yıkılması yerine, zayıflamış bir Osmanlı'yı tercih ettiler, çünkü bir kaos ortamının kendi güvenlikleri için daha büyük riskler taşıyabileceğini fark ettiler.
- Rumeli'nin Tutulması: Anadolu'da beyliklerin yeniden kurulmasına rağmen, Osmanlı'nın Rumeli'deki topraklarını kaybetmemesi, Fetret Devri'nin en kritik başarılarından biriydi. Bu durum, Osmanlı'nın Balkanlar'daki sağlam köklerinin ve yerel halkla kurduğu iyi ilişkilerin bir göstergesiydi. Süleyman Çelebi'nin Rumeli'deki kontrolü, Osmanlı'nın Avrupa'daki varlığını sürdürmesini sağladı.
- Yeniçeri Ocağı'nın İlk Zorbalıkları: Musa Çelebi döneminde Yeniçeri Ocağı'nın gücünün artmaya başlaması ve bazı ayaklanmalara karışması, ilerleyen yüzyıllarda Osmanlı'yı zorlayacak olan "ocak-devlet" dengesizliğinin ilk işaretlerinden biriydi.
İKİNCİ KURULUŞ
Mehmet Çelebi, 1413 yılında Çamurluova Savaşı'nda Musa Çelebi'yi mağlup ederek Fetret Devri'ne son verdi ve Osmanlı Devleti'ni yeniden birleştirdi.
- I. Mehmet'in Liderliği: Çelebi Mehmet, diplomatik becerisi, askeri yeteneği ve uzlaştırıcı kişiliğiyle Osmanlı'yı bu büyük krizden çıkardı. Kardeşleriyle savaşırken bile, merkezi otoriteyi yeniden kurma ve Anadolu'da birliği sağlama vizyonundan vazgeçmedi.
- "Devletin İkinci Kurucusu" Ünvanı: Bu nedenle, I. Mehmet'e "Devletin İkinci Kurucusu" ünvanı verilmiştir. Onun dönemi, Osmanlı'nın yaralarını sardığı, iç karışıklıkları giderdiği ve yeniden yükseliş için zemin hazırladığı bir dönem olmuştur.
- Osmanlı'nın Dirençliliği: Fetret Devri, Osmanlı Devleti'nin kuruluş temellerinin ne kadar sağlam olduğunu gösterdi. Timur gibi büyük bir gücün darbesine rağmen ayakta kalmayı başarması ve kısa sürede toparlanması, Osmanlı'nın "Cihan Devleti" olma yolundaki kararlılığının bir kanıtıydı.
Fetret Devri, Osmanlı tarihinin en zorlu sınavlarından biriydi. Ancak bu kriz, aynı zamanda devletin adaptasyon yeteneğini, lider kadrosunun dirayetini ve halkın devlete olan bağlılığını da ortaya koydu.
Bu karanlık yıllardan ders çıkaran Osmanlı, yeni bir güçle dirilerek Fatih Sultan Mehmet döneminde İstanbul'un fethine ve bir dünya imparatorluğuna dönüşme yolunda ilerleyecekti.