16. yüzyıldan itibaren Kafkasya'yı kendi hâkimiyetine alma hedefi güden Çarlık Rusyası, "sıcak denizlere inme" ve stratejik bölgeleri kontrol altına alma politikası çerçevesinde bölgeye yönelik baskılarını artırdı. Çerkesler, binlerce yıldır özgürce yaşadıkları topraklarını Rus işgaline karşı canla başla savundular. Bu direniş, tarihe "Kafkas-Rus Savaşları" olarak geçti ve tam 308 yıl sürdü.

Rus İmparatorluğu, Kafkasya'da ilerlerken, "yakıp-yıkma" ve "toprağı boşaltma" taktiklerini acımasızca uyguladı. Çerkes köyleri yakıldı, ekinler yok edildi, hayvanlar itlaf edildi. Bu sistematik politikalar, yerel halkı açlık ve hastalıklarla boğuşturarak vatanlarını terk etmeye zorladı.

Rus generalleri, Çerkeslerin direnişini kırmak için soykırım boyutuna varan yöntemlere başvurdu. Hamile kadınların karınları deşildi, Çerkes kafaları kazıklara geçirildi. General Yevdokimov gibi isimler, Çerkesleri Karadeniz kıyılarına doğru sürerek gemilerle sürgün edilmelerini sağladı.

21 MAYIS FELAKETİN ZİRVESİ

Kafkas-Rus Savaşları'nın son aşaması, Mayıs 1864'te Çerkeslerin kendilerinden sayıca kat kat üstün olan Çar ordusuna karşı verdikleri son mücadeleyle doruk noktasına ulaştı. Kbaada olarak bilinen bölgede yaşanan bu son büyük çatışmada Çerkesler yenilgiye uğradı.

Bu yenilginin ardından Ruslar, Kbaada'ya "Krasnaya Polyana" (Kızıl Çayır) adını verdiler; zira ovadan geçen nehir, günlerce Çerkes kanıyla kırmızı akmıştı.

Çerkes

21 Mayıs 1864 tarihi, Çerkes halkı için bir dönüm noktası oldu. Bu tarih, Rusya'nın Kafkasya'daki uzun süreli işgal ve imha politikasının sonucu olarak milyonlarca Çerkes'in ana yurtlarından zorla çıkarılmaya başlandığı gündü.

Çarlık Rusyası, Çerkesleri ya Çarlık ordusuna katılmaya ya da göç etmeye zorladı. Tercihleri reddedenler ise acımasızca katledildi.

SÜRGÜNDE KAYBEDİLEN MİLYONLARCA İNSAN

Çerkes toplulukları, Anapa, Novorossiysk, Gelincik, Soçi ve Adler gibi Karadeniz limanlarından gemilere bindirilerek sürgüne gönderildi. Osmanlı İmparatorluğu, bu kitlesel göçün en büyük alıcısı oldu.

Çubukspor Futbol AŞ: İlçenin Yeniden Yapılanması
Çubukspor Futbol AŞ: İlçenin Yeniden Yapılanması
İçeriği Görüntüle

Ancak bu yolculuk, tam bir ölüm yolculuğuna dönüştü. Aşırı kalabalık ve sağlıksız gemi koşulları, açlık, susuzluk, tifüs ve dizanteri gibi salgın hastalıklar nedeniyle binlerce insan denizde veya limanlarda hayatını kaybetti.

Çerkes Sürgünü 2

Resmi olmayan rakamlara göre, yaklaşık 1,5 milyona yakın Çerkes bir ay içinde sürgün edildi ve yaklaşık 500 bini bu zorlu koşullarda yaşamını yitirdi.

OSMANLI TOPRAKLARINA VARIŞ

Osmanlı İmparatorluğu, gelen Çerkesleri Anadolu'nun çeşitli bölgelerine (Ordu, Samsun, Tokat, Amasya, Sinop, Yozgat, Düzce, Adapazarı, Kocaeli) ve Orta Doğu'ya (Suriye, Filistin) yerleştirdi.

Ancak bu yeni topraklarda da Çerkesleri zorlu bir uyum süreci bekliyordu. Dil, kültür ve yaşam tarzı farklılıkları, yerel halkla zaman zaman gerilimlere yol açtı.

Ayrıca, sürgün edildikleri yerlerde parçalı ve dağınık yerleştirme politikaları, asimilasyon tehlikesini de beraberinde getirdi.

Osmanlı Devleti, göçmenlerin iskânı için büyük çaba sarf etse de, bu devasa göç dalgasını yönetmekte zorlandı.

Bazı bölgelerde yerel halkın yardımları sayesinde hayatta kalmayı başaran Çerkesler, zamanla yerli halkla kaynaşarak Anadolu mozaiğinin önemli bir parçası haline geldiler.

GÜNÜMÜZE ETKİLERİ

Çerkes Sürgünü, aradan 160 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen Çerkes halkının hafızasında derin bir yara olarak kalmaya devam ediyor. Her yıl 21 Mayıs, dünya genelindeki Çerkesler tarafından "Çerkes Yas Günü" olarak anılmakta, anma törenleri ve çeşitli etkinliklerle bu büyük trajedi hatırlanmaktadır.

Uluslararası hukukta "soykırım" olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği tartışmaları devam etse de, Çerkeslerin yaşadığı bu olay, birçok tarihçi ve uluslararası kuruluş tarafından "etnik temizlik" veya "soykırım" kapsamına girdiği yönünde değerlendirilmektedir.

Çerkes halkı, anadillerini ve kültürlerini yaşatma, ana yurtlarına dönüş ve çifte vatandaşlık gibi taleplerini uluslararası platformlarda dile getirmeye devam etmektedir.

Çerkes Sürgünü 1

1864 Çerkes Sürgünü, bir halkın zorla yerinden edilmesinin, kültürel kimliğinin yok edilmeye çalışılmasının ve büyük insani kayıpların trajik bir örneğidir.

Bu olay, tarihten ders çıkarılması ve benzer acıların bir daha yaşanmaması adına uluslararası toplum için önemli bir ders niteliği taşımaktadır.

Muhabir: Barış Berkant Oğuz