Kandil’ de bulunan PKK’lılara madem silahlarını gömmelerini isteyecektik, o taktirde bunu yıllar önce yapsaydık daha doğru olmaz mıydı? Binlerce şehit vermeseydik.
Şimdi düşünüyorum da bu caniler, PKK’yı 1978 yılında kurdular ve hızla dış ortaklarının yardımı ile palazlandılar. Hedef Türkiye idi. En büyük hayalleri ise kuzey Suriye, Irak’ın güneyi ve Güneydoğu Türkiye topraklarını birleştirip bir Kürt Devleti kurmaktı.
Bu, gelmiş geçmiş Hükümetlerin hepsi tarafından biliniyordu da ve bu günlere geleceğimiz tahminmi edilemiyordu? Yoksa İhmalmi edildi? işte bunu bilmiyorum.
O yılardan, bu günlere kadar, bu ülkede yaşayan bir Gazeteci olarak bütün bu safhaların hepsine şahit olmuşumdur. PKK terörü konusunda bugün geldiğimiz noktayı ise itiraf etmeliyim Erdoğan’a borçluyuz.
Şimdi geldiğimiz nokta da öncelikle, bu Hükümetin ve onun başında bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kutlamamız lazım. Kim ne derse desin Erdoğan ülke içindeki Terör olaylarını bitirmiş ve Güneydoğu’da ki PKK eylemleri son bulmuştur.
Bu başarıyı kimse küçümseyemez. 1970‘li yıllardan itibaren ülkemizi kasıp kavuran şiddet olayları ve 1978 yıllarından itibaren hortlayan PKK eylemlerinin kökü kazınmış, münferit olaylar dışında terör son bulmuştur.
Burada anlamadığım bugün yurt içindeki başarı, yurt dışında özellikle Kandil başta olmak üzere Suriye’de ki PKK ve yan ürünlerine karşı neden aynı başarı gösterilemedi.
Madem bir uzlaşma yolu vardı, neden Cumhur ittifakının dinamikleri önceki yıllar devreye sokulmadı ve önce HDP, sonra DEM olan partiyle bu çözüm yolları aranmadı. Bu hoşgörü gösterilmedi.
Yine, PKK Kandil’de, Apo İmralı’da ve DEM’de TBMM’nin içinde idi, bu örgütler ve temsilcileri gene ortadaydılar, peki o halde neden şehitlerimiz gelmeye başlamadan bu girişimler yapılmadı ve bu anlayış gösterilmedi.
Şimdi sorarım size, 1978 yılında kurulan ve palazlanan PKK silahlanıp, güçlenip yurt içinde ve yurt dışında saldırılara başlayıp, ülkeyi kan gölüne çevirmeden, Suriye’den de şehitlerimiz gelmeden bu ciddi girişimler ve bu anlayış gösterilemez miydi?
Bugüne kadar yaklaşık 15 bin şehit vermeden, Bebek, Çoluk, Çocuk ve Kadınlarımız öldürülmeden bu affetme anlayışı daha önce gösterilemez miydi?
Üstelik MHP gibi, PKK’ ya karşı son derece sert tutumda olan hatta Bahçeli’nin bir konuşmasında ‘’Türkiye Cumhuriyeti’ nin terörle mücadele görüşmeleri, anlaşma yollarının aranması, yeni süreçlerin imar çalışması, sadece ve sadece terör örgütünün değirmenine su taşımaktır ‘’ şeklinde açıklamalarda bulunmasının üzerine, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin, PKK ve şiddetle kapatılmasını dahi istediği DEM Partisine bu kadar anlayış gösterecekti, hoş bakacaktı o taktirden bugün neden beklendi.
Sevgili okuyucular nereden nereye. İnanın geçmiş hükümetler döneminde de çokça bu şekilde zikzaklara alışmış ve çokça şahit olmuş bir Gazeteci olarak bu kadar hayati bir önem taşıyan PKK katillerinin ve onum ele başı olan Apo konusundaki bu zikzakları hiç anlayamıyorum.
Üstelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki başarıları orta yerde dururken ve yurt içinde terörün kökünü kazımışken, hatta son Suriye’deki gelişmeler üzerine artık Kandil’in de son günlerinin geldiği bir dönemde, Apo’ya kucak açmak ve Bebek katili dediğimiz bir caniyi Gazi Meclise çağıracak kadar cömert olmak neyin nesi acaba.
Bırakın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, sınırlarımıza yakın noktalarda kalan 3-5 baldırı çıplak PKK’nın hakkından gelsin. Zaten rest çekmedimi ‘’ ya silahlarını gömecekler, ya da silahları ile birlikte gömülecekler ‘’ demedimi? O taktirde PKK elebaşından medet ummakta ne oluyor.
Kim varsa aradan çekilsin, Cumhurbaşkanı ve Devletimiz, o belanın üstünden gelecek ve son kalıntılarını da temizleyip atacaktır. Bırakın O Apo’ ya yüz vermeyi, yeniden insan içine çıkmasını sağlamayı. Güçlü Türkiye Cumhuriyeti, bunların hepsinin üstesinden gelir. Yeter ki, biz bir olalım, diri olalım. Cumhurbaşkanı ve Devletimiz bu kararlılığı göstermelidir.