Lenin'in devrimci düşünceleri ve liderliği, 20. yüzyılın en etkili siyasi figürlerinden biri olmasına yol açmıştır. Yetişkin hayatının büyük bir bölümünü Rusya'daki devrimci komünist faaliyetlere önderlik ederek geçiren Lenin ve Bolşevikler, 1917 Ekim Devrimi ile Çarlık rejimini yıkarak dünya tarihine adlarını yazdırmışlardır.
ÇOCUKLUK VE EĞİTİMİ
Lenin, orta sınıf ve varlıklı bir ailede büyümüştür. Babası Ilya Nikolayevich Ulyanov bir okul müfettişi, annesi Maria Alexandrovna Ulyanova ise eğitimli bir ev hanımıydı. Altı çocuğun üçüncüsü olan Lenin, zeki ve çalışkan bir öğrenci olarak dikkat çekmiştir. Ağabeyi Alexander'ın Çar III. Alexander'a yönelik bir suikast girişimine karışması ve idam edilmesi, genç Lenin'in siyasi görüşlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Hukuk eğitimi alan Lenin, üniversite yıllarında Marksist düşüncelerle tanışmış ve kısa sürede bu ideolojinin ateşli bir savunucusu haline gelmiştir. Devrimci faaliyetlere katılması nedeniyle üniversiteden atılmış olsa da, kendi çabalarıyla hukuk diplomasını almayı başarmıştır.
ATEŞLİ DEVRİMCİ
1890'ların ortalarında St. Petersburg'a taşınan Lenin, burada işçi çevreleriyle yakın ilişkiler kurmuş ve Marksist propaganda faaliyetlerine aktif olarak katılmıştır. 1895'te "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği"ni kurmuş, bu faaliyeti nedeniyle tutuklanarak Sibirya'ya sürgüne gönderilmiştir. Sürgün yıllarında önemli teorik çalışmalarına devam eden Lenin, 1899'da "Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi" adlı eserini tamamlamıştır.
Sürgünden döndükten sonra Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşamış ve Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin (RSDİP) önde gelen liderlerinden biri olmuştur. 1903'te RSDİP'in Bolşevikler ve Menşevikler olarak ikiye bölünmesinde önemli bir rol oynamış ve Bolşeviklerin liderliğini üstlenmiştir.
EKİM DEVRİMİ VE KIZILLARIN YÜKSELİŞİ
I. Dünya Savaşı'nın Rusya'da yarattığı kaos ortamında Lenin, "Bütün İktidar Sovyetlere!" sloganıyla halkın desteğini kazanmayı başarmıştır. 7 Kasım 1917'de (Eski Takvim'e göre 25 Ekim) Bolşevikler, Kışlık Saray'ı ele geçirerek iktidarı ilan etmişlerdir. Bu olay, tarihe Ekim Devrimi olarak geçmiştir.
Lenin liderliğindeki Bolşevik hükümet, toprakların köylülere dağıtılması, fabrikaların işçilere devredilmesi ve savaştan çekilme gibi önemli adımlar atmıştır. Ancak, iç savaş ve dış müdahalelerle geçen zorlu yılların ardından Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) 1922'de kurulmuştur. Lenin, bu yeni devletin ilk başkanı olarak görev yapmıştır.
LENİNİZM
Lenin'in Marksizm'e yaptığı katkılar "Leninizm" olarak adlandırılır. Leninizm, emperyalizm çağında sosyalist devrimin stratejilerini ve proletarya diktatörlüğünün kurulması ilkelerini içerir. Lenin, Marksizm'i Rusya'nın özgün koşullarına uyarlayarak köylülerin devrimdeki rolünü vurgulamış ve merkeziyetçi bir parti örgütlenmesi modelini savunmuştur.
Lenin'in fikirleri ve uygulamaları, 20. yüzyılda dünya çapında birçok komünist hareket ve devrimi etkilemiştir. Ancak, Leninizm'in farklı yorumları ve Sovyetler Birliği'nin totaliter uygulamaları, onun mirasının tartışmalı hale gelmesine neden olmuştur.
ATATÜRK VE LENİN
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile Lenin arasında Kurtuluş Savaşı döneminde önemli bir ilişki kurulmuştur. Atatürk'ün emperyalist güçlere karşı verdiği mücadeleye destek veren Sovyet Rusya, Türkiye'ye askeri ve ekonomik yardım sağlamıştır. İki lider arasındaki bu işbirliği, Türkiye ve Sovyetler Birliği arasında uzun yıllar sürecek dostane ilişkilerin temelini atmıştır. 26 Nisan 1920'de Atatürk tarafından Lenin'e gönderilen mektup, bu tarihi ilişkinin başlangıcı olarak kabul edilir.
VEFATI
Lenin, 53 yaşında geçirdiği bir dizi felç sonucu 1924 yılında hayatını kaybetmiştir. Ölümü, dünya komünist hareketi için büyük bir kayıp olarak değerlendirilmiştir. Naaşı, Moskova'daki Kızıl Meydan'da bulunan Lenin Mozolesi'nde hala korunmaktadır. Lenin'in düşünceleri ve eylemleri, günümüzde de tartışılmaya ve farklı açılardan değerlendirilmeye devam etmektedir.