Bugünkü konuğum Mimar Faruk Soydemir. Kastamonu Tosya’da çok özel bir yapı var. Markos'un konağı. Hem bu konağı anlatmak istiyoruz size, hem de Markos Vafiadis kim?
Sizin üzerinde çalıştığınız, hatta bir yarışmayla da ödüllendirildiğiniz bir yapı var Tosya'da.
Markos kimdi hakikaten, nasıl bir yaşam sürdü? Bir de bu evi siz ne durumda tanıklık ettiniz, şimdi ne durumda?
Tosya'da geleneksel evler üzerine çalışma yaptık. Kitabınız var. Üzerinde de kitabımız var. Mimar arkadaşımız Vedat Ağca’yla birlikte çalışmalarımızı yaptık. Tosya'daki geleneksel evler, ülkemizdeki geleneksel evlerin güzel örneklerini içeriyor. Bu Tosyalı devrimci Markos'un evi de Tosya'nın merkezinde bir yapı.
Ev geleneksel ve çok güzel bir yapı. Gerek cephesiyle gerek içerisindeki sofadaki dolaplarıyla gerçekten çok özel. Ve burası Tosya’nın en güzeli olma konumunu koruyor.
Yapı şu anda tahmini 400 yıllık. 400 yıldır ayakta, sapasağlam duruyor. O meşhur depremlere yangınlara da direnmiş. Şu an hala kullanılabilir durumda. Sadece restorasyon için bekliyor.
Markos kimdir konusuna gelirsek; Markos Vafiadis 14 yaşındayken bizim bildiğimiz büyük mübadeleden etkilenen halklar arasında. Markos'un babası Tosya'da öğretmen ve annesi ise Ev Hanım'ı. 1922 gerçekleşen mübadele sonucunda Yunanistan'da yaşayanlar Türkiye'ye geliyor. Türkiye'de yaşayan Rumlar da Yunanistan'a gönderiliyor. Markos'un ailesi de böyle bir sebepten dolayı Yunanistan'a göç ettiriliyor.
Markos mübadelenin olduğu zamanlar 14 yaşında. Mübadele sonrasında eğitimine de Yunanistan'da devam ediyor. Markos için Yunanistan günleri başladığı sırada burada askeri cunta var ve halkın bir kısmı askeri cuntaya karşı savaşıyor. Dağlarda, şehirde ve kırda bu direnişini sürdürürken
Kendi içerisindeki komuta içerisinde sürekli yükseliyor ve Markos başarılı bir komutan oluyor. Nihayetinde askeri cuntayı devirmeyi de başarıyorlar.
Sonra bir süre sonra bu defa askeri henüz askeri cuntadan kurtulmuş Yunanistan Hitler Almanya’sının işgaline uğruyor.
Markos’un çetesi ve diğer direnişçiler bu sefer de Nazi Almanya’sına karşı direnişlerini sürdürüyorlar ve bu işgalden de kurtuluyorlar. Bu sırada Markos’un da yönettiği bu çeteler düzenli ordu haline getiriliyor. Tabii Markos da yine burada komutan oluyor
Başbakanı oluyor. Bu böyle bir hikâye. Çok bilinen bir hikâye değil bu aslında Türkiye'de.
Ve daha sonra ülkenin başına geçerek başbakanlık görevini de üstleniyor. O kasabadan bir başbakan çıkıyor.
Bu bina restorasyon bekliyor ama aslında siz bunun restorasyon projelerini hazırladınız değil mi?
Evet restorasyon projelerini hazırladık. Benim bildiğim kadarıyla 4-5 sene önce restorasyon için bir çalışma başlattılar, malzemeleri de aldılar. Ben de o zaman ilişkide oldum, konuştuk ve yardımcı olabileceğim noktaya da gelmiştik ama mali imkansızlıklardan dolayı sanırım bu süreç durduruldu.
Bildiğim kadarıyla yapı şu anda restorasyonu bekliyor. Çok güzel bir yapı. Benim de ümidim bu yapının bir an önce restore edilmesi, topluma kazandırılması, hatta Tosyalı Markos ismiyle halkın kullanımına açılması. Şahane bir müze yapısına dönüşebilir, hatta bir sürü şey düşürülebilir, muhtemelen düşürülmüştür. Bu bir Avrupa Birliği projesine bile dönüşebilir hocam. Türkler Yunanlar arasında oluşan bir yumuşama iklimi hatta dönemine de denk gelir. Öyle bir çabayla Yunan hükümetinin de katkıları ortaya konulabilir. Onlar da herhalde geçmiş başbakanlarının konutlarına da sahip çıkarlar diye düşünüyorum. Sonuçta bu Tosya'nın kültürü hayatına bir zenginlik katacak bir yapıdır diye düşünüyorum.
Peki başka ne tür özellikleri var bu yapının?
İçerisinde çok kıymetli aynalıklar, dolaplar ve lambalıklar var. Güzel bir sofası var. Örneğin cephesi de çok farklı yapının.
Cephesinde bir simetri de yok. Estetik olarak da çok güzel. Saçakları oldukça geniş. Saçakları o yörede çok ender görülen yapı saçağı. Çok örneği olan bir yapı değil. Umudumuz böyle nadide bir yapının ivedilikle restore edilmesi.
Röportajın video hali ve daha fazlası için tıklayınız.