Da Vinci sanatsal yeteneğini erken yaşlarda göstermiştir. Floransa'nın önde gelen sanatçılarından Andrea del Verrocchio'nun atölyesinde çıraklık yaparak resim, heykel ve diğer sanat dallarında ustalaşmıştır. "Mona Lisa" ve "Son Akşam Yemeği" gibi başyapıtları, sanat tarihinin en ikonik eserleri arasında yer alır. Mona Lisa'nın gizemli gülümsemesi ve Son Akşam Yemeği'nin dramatik kompozisyonu, yüzyıllardır sanatseverleri büyülemeye devam etmektedir.
SANATLA YETİNMEDİ
Ancak Da Vinci'nin dehası sadece sanatla sınırlı değildi. Bilime ve mühendisliğe olan tutkusu, onu sayısız icat ve keşfe yöneltmiştir. Uçan makineler, helikopter prototipleri, zırhlı araçlar, hidrolik sistemler ve daha pek çok alanda çığır açan tasarımlar yapmıştır. İnsan anatomisi üzerine yaptığı detaylı çalışmalar, tıp bilimine önemli katkılar sağlamıştır. Kaslar, kemikler ve organlar hakkındaki çizimleri, o dönemin bilimsel anlayışının çok ötesindeydi.
Da Vinci'nin not defterleri, onun meraklı ve araştırmacı ruhunun en somut kanıtlarıdır. Binlerce sayfadan oluşan bu notlarda, sanat, bilim, mühendislik ve felsefe gibi çeşitli konularda düşünceleri, gözlemleri ve çizimleri yer alır. Bu notlar, onun sadece bir sanatçı ve bilim insanı değil, aynı zamanda derin bir düşünür olduğunu da göstermektedir.
SÜREKLİ ÖĞRENDİ
Leonardo da Vinci, hayatı boyunca öğrenmeye ve keşfetmeye olan tutkusunu hiç kaybetmemiştir. Farklı şehirlerde çalışmış, birçok önemli kişiyle etkileşimde bulunmuş ve her zaman yeni projelerin peşinde koşmuştur. 2 Mayıs 1519'da Fransa'da hayata veda ettiğinde, ardında sadece muhteşem eserler değil, aynı zamanda gelecek nesillere ilham kaynağı olacak bir miras bırakmıştır.
MİRASI
Bugün bile Leonardo da Vinci, Rönesans'ın en büyük dehalarından biri olarak hatırlanmakta ve eserleri dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sergilenmektedir. Onun sanata, bilime ve insanlığa olan katkıları, sadece kendi çağının değil, tüm zamanların en önemli figürlerinden biri yapmıştır.