Tahta çıkışından intiharına kadar geçen 14 yıllık iktidarı boyunca Roma'yı hem sanatsal bir dönüşüme sokan hem de acımasızlığı, lüks düşkünlüğü ve akıl almaz kararlarıyla imparatorluğu bir uçuruma sürükleyen bir liderdi.
MS 37'de doğup MS 68'de intihar eden bu "sanatçı imparatorun" hikayesi, iktidarın yozlaştırıcılığının ve bir megalomanın yıkıcı etkilerinin çarpıcı bir örneğidir.
İLK YILLARI VE TAHTA ÇIKIŞ
Neron, Roma'nın önde gelen soylu ailelerinden birine mensup olan Domitius Ahenobarbus ve İmparator Claudius'un güçlü ve entrikacı karısı Agrippina'nın oğlu olarak dünyaya geldi. Claudius tarafından evlat edinilmesiyle tahtın varisi konumuna yükseldi.
Genç Neron, başlangıçta halk tarafından büyük bir umutla karşılandı. Felsefe öğretmeni Seneca ve praetorian muhafızlarının komutanı Burrus'un rehberliğinde "Beş İyi Yıl" olarak anılan, nispeten ılımlı ve adil bir yönetim sergiledi. Bu dönemde vergi reformları yapıldı, halkın refahı için adımlar atıldı ve imparatorlukta bir nebze istikrar sağlandı.
SANATÇI KİŞİLİĞİ VE ŞİDDETE YÖNELİŞ
Neron'un en belirgin özelliği sanata olan derin tutkusuydu. Şiir yazar, şarkı söyler, arp çalar ve tiyatroda performans sergilerdi. Kendini bir sanatçı olarak görüyordu ve Roma'yı bir sanat ve kültür merkezine dönüştürmek istiyordu.
Ancak bu tutku, zamanla megalomaniye ve çevresindeki herkesi gölgede bırakma arzusuna dönüştü. Sanatsal eleştirilere tahammül edemez, hatta bu yüzden insanları sürgüne gönderebilir veya öldürtebilirdi.
İktidarının ilerleyen dönemlerinde Neron'un kişiliği giderek daha despotik ve paranoyak bir hal aldı.
İlk kurbanları kendi ailesinden geldi. Annesi Agrippina'nın imparatorluk işlerine karışmasından rahatsız olan Neron, onu önce zehirletmeye çalıştı, ardından özel olarak tasarlanmış bir gemi kazasıyla öldürmeye kalkıştı ve sonunda suikastçılar göndererek canına kıydı.
Karısı Octavia'yı da benzer şekilde öldürttü ve metresi Poppaea Sabina ile evlendi. Ancak Poppaea'yı da bir tartışma sırasında tekmelerle öldürdüğü rivayet edilir. Bu olaylar, Neron'un giderek kontrolden çıkan acımasız yüzünü ortaya koydu.
BÜYÜK ROMA YANGINI
MS 64 yılında Roma, tarihin en büyük felaketlerinden birine sahne oldu: Büyük Roma Yangını. Şehrin büyük bir kısmı kül oldu, binlerce insan evsiz kaldı. Yangının çıkış sebebi hala tartışmalı olsa da, halk arasında Neron'un Roma'yı yeniden inşa etmek için yangını kasıtlı olarak çıkardığı söylentileri yayıldı.
Hatta yangın sırasında Neron'un lir çalıp şarkı söylediği iddia edildi.
Bu söylentiler üzerine artan halk öfkesini dindirmek isteyen Neron, suçu yeni yeni yayılan bir dini gruba, Hristiyanlara attı. Hristiyanlar, yangının sorumlusu olarak gösterildi ve Roma'da büyük bir zulme uğradılar.
Gladyatör arenalarında vahşi hayvanlara yem edildiler, çarmıha gerildiler veya ziftlenerek yakıldılar. Bu, Roma İmparatorluğu'ndaki ilk büyük Hristiyan zulmü olarak tarihe geçti.
Yangının ardından Neron, Roma'yı yeniden inşa etmek için devasa bir projeye girişti. Kendi ihtişamını yansıtan ve "Domus Aurea" (Altın Ev) olarak bilinen lüks bir saray kompleksi inşa ettirdi. Bu projenin maliyeti ve halkın yaşadığı yıkım karşısındaki savurganlık, Neron'a olan nefreti daha da artırdı.
NERON'UN SONU
Neron'un giderek artan zalimliği, savurganlığı ve halktan kopukluğu, imparatorluk içinde geniş çaplı bir muhalefetin oluşmasına neden oldu. Senato, ordu ve halk arasında ona karşı düşmanlık büyüdü.
MS 65 yılında, Neron'a karşı Piso Komplosu olarak bilinen büyük bir suikast girişimi düzenlendi. Ancak komplo ortaya çıktı ve birçok önemli kişi idam edildi, aralarında eski öğretmeni Seneca da vardı.
İktidarının son dönemlerinde eyaletlerde isyanlar patlak verdi. Galya ve Hispania'daki valiler, Neron'a karşı ayaklandı. Praetorian Muhafızlar bile Neron'a sırt çevirerek yeni bir imparatoru desteklemeye başladı.
Çaresiz kalan ve ihanete uğradığını düşünen Neron, MS 68 yılında, askerler tarafından yakalanmamak için intihar etti. Son sözlerinin "Qualis artifex pereo!" (Ne büyük bir sanatçı ölüyor!) olduğu rivayet edilir.
Neron'un ölümüyle, Augustus'tan bu yana hüküm süren Julio-Claudian hanedanı sona erdi ve Roma İmparatorluğu, "Dört İmparator Yılı" olarak bilinen bir iç savaş dönemine girdi.
MİRASI
Neron, tarihçiler tarafından genellikle bir tiran, bir megaloman ve zalim bir yönetici olarak resmedilmiştir. Tacitus ve Suetonius gibi dönemin tarihçilerinin anlatımları, onun ahlaki çöküşünü ve şiddete olan eğilimini vurgulamıştır.
Ancak son dönem araştırmalar, bu anlatımların bir kısmının abartılı olabileceğini ve Neron'un siyasi rakipleri tarafından karalandığını da öne sürmektedir.
Yine de, Neron'un iktidarı, Roma İmparatorluğu'nun tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Onun savurganlığı, halkın üzerindeki baskısı ve siyasi cinayetleri, imparatorluk yönetiminin ne denli yozlaşabileceğini göstermiştir.
Aynı zamanda, Neron'un sanata olan tutkusu ve Roma'nın yeniden inşasına yönelik devasa projeleri de göz ardı edilemez. O, hem yıkıcı hem de yaratıcı, hem zalim hem de sanatçı bir paradoksu içinde barındıran, Roma İmparatorluğu'nun en karmaşık ve unutulmaz figürlerinden biri olarak tarihteki yerini korumaktadır.