Kentsel dönüşüm çok boyutlu bir yıkım-yapım sürecidir. Dolayısıyla yıkmak ve yapmak büyük bir moloz ve hafriyat sorununu beraberinde getirmektedir. Halk Sağlığı ve Çevre Sağlığı Uzmanı Cavit Işık Yavuz'a göre kentsel dönüşüm sırasında ortaya çıkan atıklar betonarme, beton, siva, tuğla, briket, tahta, cam, metal parçası (çelik, alüminyum, bakır, pirinç), alçı kartonpiyer, kiremit, plastik, elektrik malzemeleri, borular ve asfalt başlıklarında sıralanıyor. İnşaat ve yıkım atıklarının %40-50'si beton ve karışık moloz, %20-30'u ahşap, %5-15'i alçıpan, %1-10'u asfalt çatı kaplama malzemesi, %1-5'i metal, %1-5'i tuğla ve %1-5'i plastikten oluşmaktadır. Kentsel dönüşüm sırasında ortaya çıkacak bu yıkım ve inşaat atıklarının çevreyi kirletmeyecek bir şekilde yok edilmesi, depolanması, geri dönüşümü gerekiyor. Moloz ve hafriyatlarda çok tehlikeli atıklar var ve bunlar çevreye çok çok zararlı. Dolayısıyla bu moloz ve hafriyatların nereye götürüldüğü bu alanlarda nasıl bir işlem uygulandığı ve çevreye zarar verip vermediğinin kontrolü önemlidir. Çünkü bu atıklar havayı, suyu, toprağı ve gıdayı kirletiyor. Ortaya çıkan malzemeler arasında özel programlar oluşturulan ve üzerinde önemle durulan bir konu ise "asbest" sorunudur. Asbest kansere neden olan ve özellikle eski binaların yapı malzemelerinde yoğun olarak kullanılmış bir maddedir. Asbest havaya karıştığı zaman solunum yoluyla vücudumuza giriyor ve akciğerlere yerleşiyor. Burada uzun yıllar boyunca kalıyor ve özellikle akciğer zarı kanserine neden oluyor. Bu nedenle asbestli binaların yıkımının çok özel tedbirler alınarak ve uzmanlar gözetiminde yapılması gerekmektedir. Eğer bu şekilde yapılmaz ise asbest çevreye yayılıyor ve asbesti soluyan hem yıkım ve inşaat işçileri hem de yıkılan binanın çevresinde yaşayanlar uzun yıllar sonra kansere yakalanabiliyor. Bu nedenle öncelikle yıkılacak binada asbest olup olmadığının tespit edilmesi, varsa özel önlemler alınması gereklidir. Yıkım işlemleri sırasında ortaya çıkacak tozun da kontrol altına alınması zorunludur. Oluşan toz hem içindeki bazı maddeler nedeniyle hem de doğrudan tozun kendisi nedeniyle vücuda zararlıdır. Özellikle astım, bronşit ve nefes darlığı gibi hastalığı olanlar için toz tehlikelidir (Evrensel Gazetesi, 2022). Öncelikle göze çarpan husus, oluşan hava kirliliğini önlemek için sulamanın gerekliliğidir. Bu evrede uygun koşulların gözetilmesi ve ortamın sulanması önemlidir. Ancak çevrenin diğer unsurları gözetildiğinde ya da asbest türü kirleticilerin olması halinde böyle bir uygulamanın yetersiz olacağı açıkça görülmektedir. Yıkım çalışmaları, güvenlik ve çevresel etkiler gözetilerek, bu işleri yapabilen ehliyet sahibi ekiplere yaptırılmalıdır (Yılmaz, 2013).

Çarpık gecekondu veya binalar, gökdelenlere ve rezidanslara dönüşmektedir. Dönüşürken de süreç boyunca yıkımlar, imara açılan yeni alanlar, yeşil alanlar, oluşacak bu kent atığının döküleceği yeri bulmayı da problem hâline getirmektedir. Kent içindeki eski yerleşim yerleri, bazı yeşil alanlar, hatta parklar süratle beton kulelerle dolarken, işte bu beton kuleler yüzünden çevrede de yeşil alan, orman kalmıyor, su kaynakları, kentin akciğerleri hızla azalıyor, hatta yok oluyor (Erik, 2015). Oysaki inşaat tamamlandıktan sonra, çevrenin gerçekleştirilen dönüşüme uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Kentsel dönüşüm projelerinde, yapı stoku gözetilerek yeşil alanların olabildiğince daha geniş olmasında yarar vardır (Yılmaz, 2013). Vurgulanması gereken noktaya şöyle bakabiliriz. 2012 yılında çıkarılan 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un amaç kısmı şu şekildedir: "Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu e arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir" (Mevzuat.gov.tr, 2012). Yukarıdaki örnekler göstermektedir ki, kanunda amaçlanan "sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek" pratikte gerçekleşmemektedir.

Kaynak:Çevre ve Toplum Endişe de var,Umut da.

Turgut Gümüşoğlu Taner Topçu Eğitim Yayınevi

Mayıs 2024