15 Mayıs 1919, İzmir için kara bir gün olarak tarihe geçti. İtilaf Devletleri'nin kararıyla Yunan ordusu, Mondros Mütarekesi'nin 7. maddesine dayanarak İzmir'i işgal etti. Bu haksız işgal, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin fitilini ateşleyen önemli olaylardan biri oldu. O kara günde, bir gazeteci olan Hasan Tahsin'in attığı ilk kurşun, işgale karşı direnişin sembolü haline geldi.
İŞGALİN GELİŞİMİ
İtilaf Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılmasının ardından ülkeyi kendi aralarında paylaşma planları yapıyordu. İzmir ve çevresi, stratejik konumu ve zengin doğal kaynakları nedeniyle İtalyanların hedefindeydi.
Ancak, İtilaf Devletleri arasındaki çıkar çatışmaları sonucunda, İzmir'in Yunanistan'a verilmesi kararlaştırıldı. Bu karar, bölgedeki Türk nüfusunun yoğun tepkisine yol açtı.
Yunanistan'ın İzmir'i işgal etme gerekçesi, bölgedeki Rum azınlığın güvenliğini sağlamak ve Megali İdea (Büyük Yunanistan) hayallerini gerçekleştirmekti. Ancak bu iddialar, bölgedeki demografik yapı ve tarihi gerçeklerle örtüşmüyordu.
İzmir, yüzyıllardır bir Türk şehri olmuş ve farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir hoşgörü merkeziydi.
KARA GÜN: YUNAN ORDUSU ŞEHİRDE
15 Mayıs 1919 sabahı, Yunan savaş gemileri İzmir Körfezi'ne demirledi. Binlerce Yunan askeri, alkışlayan Rum kalabalıkları eşliğinde karaya çıkmaya başladı. İşgal haberinin duyulmasıyla birlikte, İzmir'in Türk halkı büyük bir şok ve öfke yaşadı.
Daha önceki protesto mitingleri ve uyarılar sonuçsuz kalmış, işgal kaçınılmaz hale gelmişti.
Yunan askerleri, Kordonboyu üzerinden şehre doğru ilerlerken, Türk halkı arasında küçük çaplı direniş girişimleri yaşandı.
Ancak, organize bir direniş gücü henüz oluşmamıştı. İşgalciler, karşılaştıkları cılız tepkilere aldırmadan ilerlemeye devam ettiler.
İLK KURŞUN: HASAN TAHSİN
İşte tam bu sırada, Kordonboyu'nda toplanan öfkeli Türk kalabalığının arasında bir gazeteci dikiliyordu: Hasan Tahsin. Asıl adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin, Selanik doğumlu bir vatanseverdi.
Hukuk eğitimi almış, çeşitli gazetelerde çalışmış ve İttihat ve Terakki Cemiyeti ile de yakın ilişkileri bulunmuştu. İzmir'in işgal edileceği haberleri üzerine şehre gelmiş ve halkı direnişe teşvik etmeye çalışmıştı.
Yunan askerlerinin ilerleyişini çaresizce izleyen Hasan Tahsin, yanında taşıdığı tabancasını çekerek Yunan askerlerine doğru ateş etti. Attığı ilk kurşun, bir Yunan subayını yere serdi. Bu beklenmedik direniş, işgalci güçler arasında kısa süreli bir şaşkınlık yaratsa da, Yunan askerleri derhal ateşle karşılık verdi ve Hasan Tahsin olay yerinde şehit edildi.
Hasan Tahsin'in attığı bu ilk kurşun, İzmir'in işgaline karşı Türk milletinin başlattığı direnişin sembolü oldu. Onun cesur ve kararlı davranışı, işgal altındaki diğer bölgelerdeki Türk halkına da ilham kaynağı oldu ve bağımsızlık mücadelesinin kıvılcımını çaktı.
YUNAN ZULMÜ VE DİRENİŞ
Hasan Tahsin'in şehit edilmesinin ardından, Yunan askerleri İzmir'de vahşice bir katliama girişti. Silahsız sivil halka ateş açıldı, evler ve iş yerleri yağmalandı. Yaşanan zulüm, Türk milletinin işgale karşı öfkesini daha da artırdı ve direniş hareketinin yayılmasına neden oldu.
İzmir'in işgali, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Anadolu'da başlatılan Milli Mücadele için önemli bir dönüm noktası oldu. İşgalin yarattığı infial, Türk halkını tek vücut haline getirdi ve bağımsızlık uğruna verilecek çetin savaşın zeminini hazırladı.
İzmir'in işgali ve Hasan Tahsin'in kahramanlığı, Türk milletinin asla boyunduruk altına alınamayacağının ve bağımsızlığı için her türlü fedakarlığı yapacağının açık bir göstergesi oldu.
Hasan Tahsin, attığı ilk kurşunla sadece bir Yunan subayını değil, aynı zamanda Türk milletinin onurunu ve bağımsızlık arzusunu da hedef aldı. Onun cesareti ve fedakarlığı, Türk Kurtuluş Savaşı'nın manevi temel taşlarından biri haline geldi.
Günümüzde Hasan Tahsin, İzmir'in işgaline karşı ilk direnişi başlatan kahraman bir vatansever olarak saygı ve minnetle anılmaktadır. Onun adı, bağımsızlık mücadelesinin sembolü olarak yaşamaya devam etmektedir.
İzmir'in işgali ve Hasan Tahsin'in attığı ilk kurşun, Türk milletinin tarihinde unutulmaz bir yere sahiptir.
Bu olay, bir yandan işgalin acımasızlığını ve haksızlığını gösterirken, diğer yandan da Türk halkının bağımsızlık uğruna sergilediği kahramanlığı ve direnişi simgelemektedir.
Hasan Tahsin'in cesareti, gelecek nesillere vatan sevgisi ve bağımsızlık ruhu aşılamaya devam edecektir.
