Sevgili Fatih Talay. O bir arkeoloğ. Meşhur kapı burası, Gordion kentinin kapısı burası.
-Efsanelere konu olmuş kapısı burası.
-Midas’ın, Gordias’ın babasıyla birlikte kral seçilişine ilişkin müthiş bir mitolojik hikaye var. Tam da bu kapıda gerçekleşmiş, biz de onun önündeyiz. Anlatır mısın?
-Anlatılacak çok şey var ama en önemlileri efsaneleri. Efsaneleri ile ünlü bir halk. Efsaneleri ile ünlü krallar var. Bir gün Kral Gordias normalde bir çiftçi. Tarımla hayatını idame ettirmeye çalışan yoksul bir çiftçi. Bir gün tarlasında öküzleriyle beraber kağnı sürerken, etrafında farklı türlerde kuşları bir arada uçururlarken görüyor ve bu olay aklını çok kurcalamaya başlıyor. Günümüzden 2750-2800 yıl önce yaşanmış bir hikaye. Etrafında çeşitli kuşların aynı anda birden uçuştuğunu görüyor, bunu bir kahine, o dönemde Jüpiter tapınağının, özellikle Kibele tapınağı ünlü ama Anadolu'nun her tarafında Jüpiter tapınakları var. Bu tapınakların kahinlerine, bunları sormak için geliyor, Kral Gordias. Kahinlere ulaşmadan önce bir genç bir kızla karşılaşıyor ve kıza durumu anlatıyor, bir kahine ulaşması gerektiğini, kız kendisinin kahinlerden önemli bilgiler edindiğini ve hikayeyi kendisine anlatabileceğini söylüyor. Hikayeyi kendisine anlattığı zaman, o çeşitli kuş türlerini kendisini anlattığı zaman, kızda daha sonradan kral olacak Gordias’a içten içe bir gönül bağı kuruyor. Kısa sürede bir evlilik nüfuz ediyor. Bazı kaynaklar farklı yazıyorlar, bazı kaynaklar farklı yazıyorlar. Sonunda mitoloji. Bazı kaynaklar dediğimiz de, Antik Çağ tarihçileri bunlar. Çoğunluğu milattan sonra yaşamış tarihçiler, bunlardan milattan önce yaşayanlar da var, bunların anlatımlarından günümüze ulaşıyor. Burada dinlediğimiz kadarıyla, kral Gordias’a ise kral olacağını söylüyor bu kız ve kendisi de yakasına yapışıyor. Anlatımın bir tarafı. İkinci bir anlatıma göre de; Bir gün Frig uygarlığı, büyük bir çalkantı içerisinde, halk sürekli bu Jüpiter tapınağındaki kahinlere gelip, bu kargaşanın sonu nereye varacak? biz neden düzgün yönetilemiyoruz? tarzında sorular soruyorlar. Kahinlerde yönetecek, kral olacak kişinin belirli bir tarihten sonra, milattan önce 8. 9. yüzyıla tarihlenen, Anadolu'nun en büyük giriş kapısı olan, bu kapı yüzyıllar boyunca kullanılarak günümüze gelmiş bir kapı. Üzerinde bulunduğumuz 100 yıl öncesine kadar bu kapı kullanılmış. Frigler, Galatlar, Roma, Selçuklu, Bizans, Osmanlı kullandı, günümüze kadar ulaştı ve sapasağlam bir şekilde de duruyor. Diğer anlatımda da diyor kahinler, belirli bir tarihte kent surları arasından, Gordion Antik Kenti’nin büyük kapısından kralımız girecek, bekliyorlar. Yaygın olan düşünce bu. Kral Gordias, karısı ve küçük oğlu Midas'la beraber, bir gün şafak saatlerinde, güneşin doğuş saatleri ile beraber kağnı arabasıyla, yavaş yavaş kente doğru hareket ediyor ve bu sur duvarlarının içerisinden giriyor. Büyük bir kargaşa, büyük bir alkış tufanı ile beraber kendisi kral ilan ediliyor. Bazı tarihçilere göre oğlu Kral Midas, kral ilan ediliyor bazı tarihçilere göre Kral Gordias, kral ilan ediliyor. Gordias’ın olduğu net neredeyse çünkü Gordias kentin kurucusu. Kente adını veriyor. Kral Gordias, kral ilan ediliyor. Bu durumun üzerine kendisini karşılayan Frig kahinlerine, Jüpiter tapınağının olduğu yere kağnı arabasını, boyunduruğunda kızılcık ağacının iç kabuğundan yapılmış, başı sonu görünmeyen düğünü bulunan kağnı arabasını komple tapınağa-
-Bizim meşhur düğüm değil mi bu?
-Meşhur Gordion düğümü. Bu hikaye üzerine bu düğüm burada tapınağa bağışlanıyor. Kahinler tarafından kağnı arabasının boyundurundaki kördüğüme de, büyük anlamlar yükleniyor. Düğümü çözen kimse Asya’nın egemeni olacak. 334'de İskender, Asya seferine çıktığında bu düğümü duyuyor, Anadolu'ya geldiğinde ve Akdeniz bölgesinden yolunu değiştirerek Gordion Antik Kentine geliyor. 334 yılında bu düğümün başına geldiğinde düğümü kendisine gösteriyorlar, eliyle çözmeyi deniyor fakat sabredemiyor. Kılıcını çekip, düğümü parçalıyor. Kışı burada geçiriyorlar. Bu esnada bazı tümülüsleride İskenderun ordusu bahar aylarına kadar soymuşlar. Bahar ayları ile beraber, Asya seferine devam ediyor İskender fakat Asya'nın fethi neredeyse tamamlanıyor. İndüs Nehri'ne kadar gidiyor, orada bir hastalıkla, ateşli bir hastalıkla ölüyor. Frig kahinleri de bu ölümü, düğümün çözülmeyip kesilmesine bağlıyor. Keserek düğümü bertaraf ettiler, fetih gerçekleşti fakat düğümü çözmedikleri için egemenliği tam olarak sağlayamadan erken yaşta bu düğüm İskender'i de hayattan koparıyor, Frig kahinlerine göre.